- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Özbekistan’daki Enerji Krizini Bitirecek Olan Sadece Hilafet’tir!
Haber:
14 Aralık’ta Radio Liberty, İmam Rahmetullah Seyfudinov’un açıklamaları hakkında şu ifadelerin geçtiği bir makale yayınladı: “Aralık ayının ilk on gününde Özbekistan bir enerji krizi yaşadı.Ülke genelinde saatlerce süren elektrik kesintilerinin olduğu ve benzin istasyonlarında uzun kuyrukların yaşandığı gözlemlendi. Taşkent imamı Rahmetullah Seyfudinov, kamuoyunda gerginliklerin yaşandığı bir anda, insanları şükretmeye ve sabırlı olmaya teşvik eden bir konuşma yaptı, “atalarımızın elektriksiz ve gazsız yaşadığını” vurguladı ve Müslümanları, bu konuyu sosyal medyada gündeme getirerek “ülkeyi tüm dünyanın önünde rezil etmemeye” teşvik etti. İmam, “panik, huzursuzluk ve protestoların sorunu çözmeyeceği” uyarısında bulundu.”
Özbek başkentinin baş imamının yaptığı bu konuşma, aktivist toplulukları öfkelendirdi. Zira Gazeteci Omid Soreyev bir Facebook gönderisinde şunları yazdı: “Bir kez daha şükür ve sabır çağrıları ve siyasetçilerin arzularına uymaları için insanları doğru yoldan saptırmaya yönelik bir kampanya tüm hızıyla devam ediyor. Bunun derhal durdurulması gerekir. Bunu durdurmak için de memnuniyetsizliğimizi ifade etmemiz ve yazmamız gerekiyor.” Gazeteciye göre imam “sıradan insanları köle ve itaatkâr olmaya teşvik ediyor.”
Yorum:
Bu, insanların kışın ısı ve ışık eksikliğinden muzdarip oldukları ilk yıl değildir. Büyük doğal gaz rezervlerine ve yeterli elektrik üretimine rağmen Özbekistan’da gaz kıtlığı ve elektrik kesintileri düzenli bir yaşam tarzı haline geldi.
Kamu hastaneleri ve özelde doğumhaneler sıcak değildir ve bebekler daha doğmadan soğuktan ölmektedirler. Aileler, ısıtma cihazlarının yanlış kullanımı nedeniyle karbon monoksit boğulması sonucu yangınlarda ölmektedirler. Ayrıca gaz tedarikinin kesilmesi nedeniyle fabrikalar çalışmıyor.
Peki bu sorunlar nereden kaynaklanıyor? İmam Rahmetullah, bu sorunların Allah katından olduğunu söyledi! Evet öyle! Ama Allah buna hükmettiği için değil. Aksine Allah, Kendi emir ve yasaklarına uymadığımız taktirde bu duruma düşeceğimiz konusunda bizleri uyarmıştır. Nitekim iktidardakiler suç işledikleri ve Allah’ın hükümleriyle hükmetmedikleri halde insanlar yaptıklarından dolayı onları muhasebe etmemekte, dolayısıyla bu suçlar cezasız kalmakta, dahası bu suçları görmezden gelmekteler ve haramların işlenmesine de izin vermektedirler. Oysa Allahu Teala şöyle buyurmuştur: ظَهَرَ الْفَسَادُ فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِ بِمَا كَسَبَتْ أَيْدِي النَّاسِ لِيُذِيقَهُم بَعْضَ الَّذِي عَمِلُوا لَعَلَّهُمْ يَرْجِعُونَ “İnsanların bizzat kendi işledikleri yüzünden karada ve denizde düzen bozuldu, ki Allah yaptıklarının bir kısmını onlara tattırsın; belki de (tuttukları kötü yoldan) dönerler.” [Rum 41] Huzeyfe Radıyallahu Anh’dan Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in yemin ederek şöyle dediği rivayet edilmiştir: وَالَّذِي نَفْسِي بِيَدِهِ لَتَأْمُرُنَّ بِالْمَعْرُوفِ وَلَتَنْهَوُنَّ عَنِ الْمُنْكَرِ أَوْ لَيُوْشِكَنَّ اللهُ أَنْ يَبْعَثَ عَلَيْكُمْ عَذَاباً مِنْهُ ثُمَّ تَدْعُونَهُ فَلَا يَسْتَجِيبُ لَكُمْ “Nefsim kudret elinde olan Allah’a yemin olsun ki, ya iyiliği emredip kötülükten nehyedersiniz, ya da Allah’u Teala, katından sizin üzerinize bir azap gönderir. Sonra onun kaldırılması için Allah’a dua ederseniz de duanıza icabet edilmez.” [Tirmizi rivayet etti]
İktidarda olanlar, taciz veya cezalandırma korkusu olmaksızın ülkenin doğal zenginliklerini satıyorlar ve halklarının tüketimini kısıtlıyorlar. Oysa Allahu Teala, ülkenin doğal zenginliklerinin öncelikle kendi halkına dağıtılmasını emretmiştir. Zira İbn Abbas’tan Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in şöyle dediği rivayet edilmiştir: الْمُسْلِمُونَ شُرَكَاءُ فِي ثَلَاثٍ فِي الْمَاءِ وَالْكَلَإِ وَالنَّار “Müslümanlar üç şeyde ortaktırlar: Suda, merada ve ateşte.” Enes Radıyallahu Anh’ın naklettiği hadiste şu ziyade geçmektedir: وَثَمَنُهُ حَرَامٌ “Ondan para kazanmak da haramdır.” [Ebu Davud]
Blog yazarları ve kamuoyu, memnuniyetsizliklerini ifade etme hakkına sahiptirler.Ancak önce gerçeği derinlemesine incelemeleri, bu sorunların gerçek nedenini bulmaları ve ardından memnuniyetsizliklerini doğru çözüme yönlendirmeleri gerekir.
Bu suçlu hükümet tarafından atanan imamı eleştirmenin hiçbir anlamı yoktur. Çünkü bugünkü imamlarımız yöneticilerin hizmetkarı olup kendilerinden talep edilenleri söylüyorlar, efendilerinin kararlarını dile getiriyorlar ve İslam'ın ve Müslümanların maslahatını umursamıyorlar.
Bu sorunların kaynağı Allah’ın kanunlarına dayanmayan yönetim sistemidir. Zira yöneticiler, dini hayattan ayırdılar ve kendilerini yasa koyucu yaptılar. Dolayısıyla Cumhurbaşkanı Mirziyoyev, onun efendileri ve suçlu maiyeti, ülkede iktidarı ele geçirdiler ve Allah’ın gazabından korkmadan kanunsuzluk yapıyorlar.
O halde bizler ne yapmalıyız ey Müslümanlar?! Zira bizler, Allah’ın İslam’ı yaşatma ve Allah’ın risaletini dünya yayma görevini emanet ettiği kimseleriz. Nitekim İslam’da hüküm, yalnızca Allah’a aittir. Bu nedenle doğru çözüm sadece mevcut bozuk gerçeğin köklü bir şekilde değiştirilmesi, tiran rejimlerin yıkılması ve Allah Subhanehu’nun indirdiği nizamın kurulmasıyla olacaktır.
Ey Müslümanlar: Hizb-ut Tahrir’in kendisi için çalıştığı şey işte budur. O halde Nübüvvet Minhacı üzere Raşidi Hilafet Devleti’ni kurarak İslami hayatı yeniden başlatmak için yapılan çalışmaya siz de katılın. Allah’tan yardım niyaz ediyoruz!
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Eldar Hamzin