- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Suudi Arabistan, BAE Destekli Geçiş Konseyi’nin Aden’deki Nüfuzunu Dizginliyor ve Yemen’deki En Büyük Askeri Üssü Üzerindeki Kontrolünü Sıkılaştırıyor
Haber:
Suudi Arabistan, son zamanlarda Vatan Kalkanı adıyla oluşturduğu kuvvetler aracılığıyla Yemen’deki en büyük askeri üssü kontrol ediyor. (Arabic21)
Yorum:
Suudi Arabistan’ın attığı bu askeri adım, Suudi-BAE’nin Yemen’in güneyindeki nüfuz mücadelesinde önemli bir ilerleme sayılır. Zira BAE destekli Geçiş Konseyi'nin Aden, Lahic ve komşu bölgeleri kontrol ettiği bilinmektedir. Bu Suudi ilerlemesi ve kendisine bağlı güçler oluşturması, bulunduğu alan ve geçici başkent Aden’e yakın konumu açısından büyük bir önem taşıyan el-Anad Üssü’nü kontrol etmesi olarak kabul edilmekte olup özellikle Cumhurbaşkanı yardımcısı Aidarous el-Zubaidi’ninSuudi Arabistan'da zorunlu ikamet haberiyle birlikte geçişin güneydeki nüfuzunu sınırlamaya çalışmak için atılmış bir adımdır.
Bilindiği üzere bu çatışma, sadece Suudi-BAE çatışması değildir. Aksine bu işlevsel ülkeler üzerindeki karar sahibi efendilerin bir çatışmasıdır. Burada uzun süredir kontrolleri altında olan Yemen’deki nüfuzlarını sürdürmek için mücadele eden Amerika ve İngiltere’den söz ediliyor. Hatta Amerika, koalisyon ve Yemen’deki siyasi ve askeri nüfuzu aracılığıyla Husiler ve Suudi Arabistan üzerinden açık bir şekilde onunla rekabet etmeye başladı. Birleşik Arap Emirlikleri ise, İngiltere ile kalıcı koruma anlaşmaları olan ve hatta tarihsel olarak varlığını ondan alan İngiltere’nin nüfuzunu savunmakla görevlendirilmiştir.
Bu çatışmanın Yemenli yerel Müslümanların eliyle olması gerçekten talihsiz bir durumdur. Zira bu güçler, yabancılara hizmet etmek ve Müslümanın temiz kanlarını akıtmak için birbirleriyle savaşıyorlar ve onlardan hiçbiri neden öldürdüğünü veya öldürüldüğünü bilmiyor! Oysa Yemenlilerin inandıkları İslam, Müslümanlar arasında savaşmayı haram kılıyor ve bunu, ebedi cehennemde kalmayı gerektiren büyük bir günah olarak kabul ediyor. Zira Allahu Teala şöyle buyurmuştur: وَمَن يَقْتُلْ مُؤْمِناً مُّتَعَمِّداً فَجَزَآؤُهُ جَهَنَّمُ خَالِداً فِيهَا وَغَضِبَ اللّهُ عَلَيْهِ وَلَعَنَهُ وَأَعَدَّ لَهُ عَذَاباً عَظِيماً “Kim bir mümini kasten öldürürse cezası, içinde ebedi kalıcı olmak üzere cehennemdir. Allah ona gazap etmiştir, ona lanet etmiştir ve ona çok büyük bir azap hazırlamıştır.” [Nisa 93] Ve Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: إِذَا الْتَقَى الْمُسْلِمَانِ بِسَيْفَيْهِمَا فَالْقَاتِلُ وَالْمَقْتُولُ فِي النَّارِ “İki Müslüman kılıçlarıyla karşı karşıya gelirlerse, katil de, maktul de cehennemdedir.” Bu yüzden Yemenlilerin yapması gereken Allah’ın kelimesini yüceltmek dışında başka bir şey için savaşan batılın askerleri olmaktan vazgeçmeleri ve Rablerinin emrine icabet etmeleridir.
Ey Yemen halkı: Dökülen kanlarınızı durduracak, düşmanınıza karşı size yardım edecek, servetlerinizi size geri iade edecek ve sizleri dininizle şereflendirecek olan sadece Hilafet Devleti ve İslami yönetimdir. O halde Hilafeti kurmak için çalışanlarla çalışın ki dünya ve ahiretin hayrına nail olasınız.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Dr. Ömer Abdullah– Yemen