- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Laik Kemalistler ve Türevlerinin İslam ve Hilafete yönelik Saldırıları
Haber:
Köklü Değişim Medya tarafından başlatılan Toplumsal Çöküş-Sorunlar ve Çözüm kampanyası çerçevesinde Ankara, İstanbul, Bursa ve Adana’da gerçekleştirilen konferanslar sonrasında laik Kemalist medya ve türevleri, İslam ve Hilafete yönelik düşmanca saldırılarla birlikte bir karalama kampanyası başlattı. (Cumhuriyet Gazetesi, Flash Tv, Köklü Değişim Dergisi)
Yorum:
Köklü Değişim Medya Müslüman Türk Halkının içine düştüğü ağır toplumsal çöküntü ve geri kalmışlık karşısında hissettiği sorumluluk gereği Toplumsal Çöküş-Sorunlar ve Çözüm adında bir kampanya başlatmıştır. Kampanya çerçevesinde Ankara, İstanbul, Bursa ve Adana’da konferanslar gerçekleştirmiştir.
Bu kampanya ve konferanslarımızda neredeyse hayatın tamamını etkisi altına alan ağır toplumsal çöküntünün kaynağının ve asıl sorumlusunun özgürlükler fikri, laiklik, demokrasi ve serbest piyasa ekonomisini esas alan kapitalist nizam ve 100 yıldır halkına bu ifsat edici nizamı tatbik eden laik, Kemalist Cumhuriyet olduğu vurgulanmıştır.
Yine bu kampanya ve konferanslarımızda çözüm olarak, toplumsal çöküntüden kurtuluşun tek yolunun toplumsal bir değişimden geçtiği, toplumsal değişim konusunda Rasulullah Sallallahu aleyhi ve SellemEfendimizin değiştirme metodunun örnek alınması gerektiği, toplumsal değişimi gerçekleştirmek için İslam davetinin topluma taşınmasının zorunluluğu üzerinde durulmuştur.
Böylece toplumda var olan ifsat edici fikir ve duyguların İslami fikir ve duygularla, tatbik edilen kapitalist nizamın da İslam Nizamı ile değişeceği ve Kapitalist toplumun İslami bir topluma dönüşeceği, İslam Nizamını tatbik etmek için de Raşidi Hilafetin tesisinin elzem olduğu dile getirilmiştir.
Toplumsal Çöküş kampanyamıza ve düzenlenen konferanslarımıza halkımız yoğun bir ilgi göstermiş, konferans görüntüleri geniş bir yankı uyandırmıştır. İçinde yaşadığı ağır toplumsal çöküntü karşısında ümitsizliğe düşen halkımızı bu kampanya ve konferanslar heyecanlandırmış ve ümitlerinin artmasına yol açmıştır.
Kampanyamızın ve konferanslarımızın halkımızdan gördüğü ilgi ve teveccühü hazmedemeyen laik Kemalistler ve türevleri kampanya ve konferanslar üzerinden İslam’a, Hilafete ve Hizb-ut Tahrir’e seviyesizce, ilkesizce, hukuksuzca ve düşmanca bir tutumla saldırmaya başlamışlardır.
Panik ve korkuyla kendi yazılı ve görsel yayın organlarında ve sosyal medyada gerçekleştirdiğimiz konferansların görüntülerini paylaşmışlar, Hizb-ut Tahrir’in Hilafet Devleti için hazırlamış olduğu anayasa tasarısından alıntılar yapmışlar, Hizb-ut Tahrir’in bir terör örgütü olduğu iftirası ile soruşturma açılmasını ve tutuklanmamızı talep etmişlerdir.
Dahası hızını alamayanlar kökümüzü kurutmakla tehdit etmişler, ülkeden kovulmamız gerektiğini dahi dile getirmişler ve bizleri hayal peşinde koşmakla itham etmişlerdir.
Sömürgeci kafir batının karanlık yolunu çağdaş uygarlık olarak kabul eden laik Kemalistler ve türevlerinden oluşan karanlıkçı zümre, Hizb-ut Tahrir’in ülkede ve toplumda yaşanan bütün çöküntü, buhran ve krizlerin sorumlusu olarak laik Kemalist Cumhuriyeti gösteriyor olmasından adeta deliye dönmüşler, öfkelerinden kudurmuşlardır.
Ama onlar bilmiyorlar ki,
Hizb-ut Tahrir’in kurulduğu günden bugüne kadar geçen 70 yıllık süre içinde İslam dışı zalim ve zorba rejimler tarafından nice zorluk ve sıkıntılara uğratıldığını, mensuplarının zindanlara atıldığını, işkencelere maruz bırakıldığını hatta şehit edildiğini, nice tehdit, zulüm ve baskılarla karşılaştığını ama asla hedefinden vazgeçmediğini, düşünce ve metodundan asla sapmadığını,
Ama onlar bilmiyorlar ki,
Hizb-ut Tahrir’in Allah ve Rasulünün kendisine yüklediği İslam davasını taşıma ve İslam Ümmetini içinde bulunduğu çöküntü ve geri kalmışlıktan kalkındırarak yeniden en hayırlı Ümmet konumuna yükseltme sorumluluğundan ve kararlılığından asla vazgeçmeyeceğini,
Ama onlar bilmiyorlar ki,
Hizb-ut Tahrir’in Allah’a ve Rasulüne sadakatten asla ayrılmayacağını,
Ama onlar bilmiyorlar ki,
Bekçiliğini yaptıkları laik kapitalist düzenin iflas ettiğini, halkın sorunlarına çözüm üretemediğini ve beyin ölümünün gerçekleştiğini,
Ama onlar bilmiyorlar ki,
Sömürgeci kafirlerin kurduğu ve uşaklarıyla birlikte korumaya çalıştıkları dünya düzeninin sonunun yaklaştığını, can çekiştiğini ve ölüm öncesi komaya girdiğini,
Ama onlar bilmiyorlar ki,
ثُمَّ تَكُونُ خِلَافَةً عَلَى مِنْهَاجِ نُبُوَّةٍ
“Sonra da Nübüvvet Minhacı üzere yeniden (Raşidî) Hilâfet olacaktır.”
Ama onlar bilmiyorlar ki,
وَعَدَ اللَّهُ الَّذِينَ آَمَنُوا مِنْكُمْ وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَيَسْتَخْلِفَنَّهُمْ فِي الْأَرْضِ كَمَا اسْتَخْلَفَ الَّذِينَ مِنْ قَبْلِهِمْ وَلَيُمَكِّنَنَّ لَهُمْ دِينَهُمُ الَّذِي ارْتَضَى لَهُمْ وَلَيُبَدِّلَنَّهُمْ مِنْ بَعْدِ خَوْفِهِمْ أَمْنًا يَعْبُدُونَنِي لَا يُشْرِكُونَ بِي شَيْئًا وَمَنْ كَفَرَ بَعْدَ ذَلِكَ فَأُولَئِكَ هُمُ الْفَاسِقُونَ
“Allah, içinizden, iman edip de Salih ameller işleyenleri, kendilerinden öncekileri egemen kıldığı gibi onları da yeryüzünde mutlaka egemen kılacağına, onlar için razı olduğu dinlerini temelli yerleştireceğine, yaşadıkları korkularının ardından kendilerini mutlaka emniyete kavuşturacağına dair vaatte bulunmuştur. Onlar bana kulluk eder ve bana hiçbir şeyi ortak koşmazlar. Artık bundan sonra kimler inkâr ederse, işte onlar fasıkların ta kendileridir.” (Nur 55)
Ama onlar bilmiyorlar ki,
وَاللَّهُ غَالِبٌ عَلَى أَمْرِهِ وَلَكِنَّ أَكْثَرَ النَّاسِ لَا يَعْلَمُونَ
‘’Allah emrinde galiptir (mutlak güç ve irade sahibidir), ancak insanların çoğu bilmez.’’ (Yusuf 21)
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Remzi Özer