- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Hizb-ut Tahrir Emiri Müslümanların Ordusunu Hayra Çağırıyor!
Haber:
Sömürgeci kâfir Batı’nın Arap ve Türk hainlerin yardımıyla Hicri 28 Receb 1342, Miladi 03 Mart 1924 tarihinde işlediği Hilafet Devleti’nin yıkılışı cürmünün 102. yıldönümünün atmosferi hala üzerimizde hakim durumda.
Yorum:
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi, Hilafet Devleti’nin yıkılışının 102. yıldönümü anısına geçtiğimiz Receb ayı boyunca çeşitli amellerin yer aldığı “Hilafet Nasıl Kurulur” başlıklı bir online kampanya düzenledi.
Online kampanya, H. 27 Receb 1444 M. 18 Şubat 2023 Cumartesi akşamı, Hizb-ut Tahrir Emiri Celil Âlim Ata Bin Halil Ebu Raşta’nın -Allah onu korusun-, ümmete Hilafetinin İngiltere öncülüğündeki sömürgeci kâfirler, Arap ve Türk hainlerin işbirliğiyle yıkıldığını, bunun ardından ümmetin tarihinin nasıl karardığını, Hilafet, hak ve adalet devleti iken yöneticileri arasındaki çekişmenin şiddetli olduğu elli küsur devlete bölündüğünü, hatta bu ayın ortasında Suriye ve Türkiye’de meydana gelen şiddetli depremin bile ayrılıklarını gideremediğini, tek bir devlet altında birliklerini yeniden sağlayamadığını, ümmetin ve beldesinin tüm açgözlüler tarafından nasıl talan edildiğini, hatta sapkın ufku olan Yahudilerin bile ümmete ve beldesine cüret ettiğini, böylece onu elde ettiklerini ve mübarek topraklarını gasp ettiklerini hatırlatarak başladığı konuşmasıyla açılışı yapılan özel sonuç konferansıyla taçlandırıldı.
Sonra -Allah onu korusun- Müslümanlara; kendilerine yönelik saldırıya, kimseye yardımı dokunmayan, açı doyurmayan süslü ve boş sözlerle değil, keskin kılıçlarla, düşmana şeytanın vesvesesini unutturan darbelerle yanıt verilmesini… Müslümanların, Halifeleri varken böyle yanıt verdiğini, Hilafetin tarihinden buna işaret eden birkaç görüntü ve sahne aktaracağını hatırlattı.
Ardından ümmetimiz içindeki güç ve kuvvet ehline hitaben yaptığını konuşmasını şu sözlerle tamamladı: “Sonuç olarak ey güç ve kuvvet ehli! Size yönelik çağrımı yineliyorum... Ümmet düşmanı din düşmanlarınızdan ümmetin yüreğine ancak siz şifa olabilirsiniz. Müslümanların kendi ülkelerindeki zilleti ancak siz kırabilirsiniz... Hadi görevinizi yerine getirin, Allah yar ve yardımcınız olsun. Raşidi Hilafeti kurmak için bize, Hizb-ut Tahrir’e nusret verin. Nusret, sadece vakayı tanımlamak açısından zafere giden bir yol değildir, öncelikle büyük bir farzdır. Her kim, Hilafeti kurmaya ve biat etmeye uygun bir Halifeyi var etmeye gücü yettiği halde çalışmazsa, büyük bir günah işlemiş olur ve günahın şiddetini belirtmek için de sanki cahiliye ölümüyle ölmüş olur. Nitekim Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: وَمَنْ مَاتَ وَلَيْسَ فِي عُنُقِهِ بَيْعَةٌ مَاتَ مِيتَةً جَاهِلِيَّةً “Kim boynunda biat halkası olmadan ölürse cahiliye ölümüyle ölmüş olur.” İkincisine gelince, Müslümanlar, Rasûlullah’ı defnetmeden ve defin farzını yerine getirmeden önce Halifeye biat etmeye başlamışlardır. İşte bütün bunlar, Hilafetin öneminden kaynaklanmaktadır... Üçüncüsü, Ömer Radiyallahu Anh vefat ettiği gün cennetle müjdelenen altı kişiden bir Halife seçmek için üç günlük bir süre tayin etmiş, bu süre içerisinde bir Halife üzerinde anlaşmaya varılmazsa, muhalif olanın öldürülmesini emretmiştir. Bu, bir grup sahabenin huzurunda gerçekleştiği halde inkâr eden olmamıştır. Dolayısıyla sahabenin icması meydana gelmiştir. Bizim üzerimizden nice “üç günler” geçmiştir! Böylece Hilafetin kurulması büyük bir meseledir.”
Allah muvaffak etsin kapanış konuşmasını şu sözlerle tamamladı: “Ey Allah’ın askerleri! Meleklerin gökten inip Hilafeti kurmayacağını biliyoruz. Hilafeti kurmak için çok çalışırsak, bize yardım etmek üzere Allah melekler indirecektir. Hilafet, Allah’ın Kitabında yer alan bir vaattir. وَعَدَ اللَّهُ الَّذِينَ ءَامَنُوا مِنْكُمْ وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَيَسْتَخْلِفَنَّهُمْ فِي الْأَرْضِ كَمَا اسْتَخْلَفَ الَّذِينَ مِنْ قَبْلِهِمْ “Allah, içinizden inanıp salih ameller işleyenlere, onlardan öncekileri halef kıldığı gibi, onları da yeryüzüne halef kılacağını dair söz vermiştir.” [Nur 55] Ve bu ceberut saltanattan sonra Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in hadisinde geçen bir müjdedir: ثُمَّ تَكُونُ مُلْكاً جَبْرِيَّةً فَتَكُونُ مَا شَاءَ اللَّهُ أَنْ تَكُونَ ثُمَّ يَرْفَعُهَا إِذَا شَاءَ أَنْ يَرْفَعَهَا ثُمَّ تَكُونُ خِلَافَة عَلَى مِنْهَاجِ النُّبُوَّةِ ثُمَّ سَكَتَ “Daha sonra ceberut bir saltanat olacaktır. O da Allah’ın dilediği kadar devam edecektir. Ardından Allah dilediği zaman onu ortadan kaldıracaktır. Sonra, nübüvvet metodu üzere Hilafet olacaktır. Sonra da sustu” [Ahmed] Ayrıca biz, İslam düşmanlarının Hilafetin yeniden kurulmasını imkânsız gördüklerini ve alaycılar tarafından taraftarlarının sözlerini tekrarladıklarını da biliyoruz. غَرَّ هَؤُلَاءِ دِينُهُمْ“Bunları dinleri aldatmıştır diyorlardı” [Enfal 49] Ama nasıl ki bu söz, söyleyenlere bir vebal olmuşsa ve Allah dinini üstün kılıp inananlara yardım etmişse, bugün de bu söz, sahiplerine bir vebal olacaktır. Zira Aziz ve Hâkim olan Allah, gayretle çalışan, kalplerinden ve uzuvlarından Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın şu buyruğunu eksik etmeyen samimi kullarıyla beraberdir: إِنَّ اللَّهَ بَالِغُ أَمْرِهِ قَدْ جَعَلَ اللَّهُ لِكُلِّ شَيْءٍ قَدْراً“Allah, işinde galiptir. Allah her şey için bir kader tayin etmiştir.” [Talak 3] Onlar, Allah’ın izniyle bu “kader”e her geçen gün biraz daha yaklaşıyorlar...وَيَقُولُونَ مَتَى هُوَ قُلْ عَسَى أَنْ يَكُونَ قَرِيباً “Ne zamanmış o?” diyecekler. De ki: “Yakın olsa gerek!” [İsra 51]”
Allah’ım, Emirimizin bu çağrısının ümmetimizin ordularının kalplerinde yer etmesini ve onların kalplerinin Emirimize yönelmesini sağla ki böylece İslam’ın izzet binasını yeniden kurmak için Emirimize nusret versinler. Böylece de yeniden Rabbimizin bizden istediği gibi ve insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmet olarak nitelendirdiği gibi olalım. إِنَّ ذَلِكَ عَلَى اللَّهِ يَسِيرٌ “Şüphesiz bu, Allah'a göre kolaydır.” [Hadid 22]
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Muhammed Abdulmelik