- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Cevlani ve Grubu İle Beşar ve Rejimi Eşit Hale mi Geldi?!
Haber:
Sözde Heyet Tahrir eş-Şam, Suriye’nin kuzeyindeki kontrol ettiği kasabalarda Hizb-ut Tahrir gençlerine baskın düzenlemeyi sürdürdü; zira onları pusuya düşürdüler, evlerini basıp, kırıp, yıkıp talan ettiler, çocukları korkuttular, iffetli kadınların örtüsünü çıkardılar ve Hizbin gençlerinden yaklaşık yirmi kişiyi tutukladılar.
Yorum:
Hizb-ut Tahrir / Suriye Vilayeti Radyosu, 22/05/2023 Pazartesi günü yayınladığı haber bülteninde, Heyet Tahrir eş-Şam’ın uygulamalarını, devrimcilere ve aktivistlere yönelik tacizlerini, onların evlerine baskın düzenlemelerini, kadınları ve çocukları korkutmalarını ve mahremiyetlerini ihlal etmelerini reddeden halkın faaliyetlerin art arda üç hafta boyunca devam ettiğini söyledi; bu ise Tahrir eş-Şam istihbaratı tarafından Halep ve İdlib kırsallarında başlatılan zalim tutuklama kampanyasından sonra gerçekleşti. Zira insanlar dün Pazar akşamı, İdlib şehri, Killi, Kefer Taharim ve Atme şehirleri ve kasabalarında ve Atme kamplarında akşam gösterileri yaptılar ve İdlib kırsalı Kerame ve Halep kırsalı el-Sahara, Babka, Kufra, Soran, Azez ve el-Bab’da toplandılar; göstericiler Heyet Tahrir eş-Şam’ın istihbaratının uygulamalarına karşı sloganlar attılar ve cezaevlerindeki tutukluların derhal serbest bırakılmasını talep ettiler.
Radyo, Şura Meclisi’nin Deyr Hassan kasabasındaki aileleri bir araya toplayarak şunları vurgulayan bir açıklama yaptığını ekledi: Kutsalları ve iffetli kadınların örtülerini çiğneyen, çocukları korkutan, devrimcileri tutuklayan ve ileri gelenleri aşağılayan Cevlani istihbaratının şebbihalarına karşı iki hafta süren halk hareketinin ardından kurtarılmış bölgelerdeki halkımıza aşağıdaki noktaları açıklarız:
Birincisi: Cevlani’nin direktifleri ve Ebu Maria el-Kahtani’nin emirleri olmasaydı, Cevlani’nin istihbaratı kutsalları çiğnemeye, büyük günahları işlemeye ve ırzları ihlal etmeye cesaret edemezlerdi.
İkincisi: Anlaşmaların karşısında duran ve cephelerin açılmasını talep eden devrimcilerin tutuklanmaları, Cevlani istihbaratının mücrim rejimle uzlaşmanın bir hazırlığı olarak uyguladığı dış emirler sonucunda gerçekleşmiştir.
Üçüncüsü: Cevlani İstihbaratının devrimcilere baskın düzenlemesi, aktivistleri tutuklaması, onların ırzlarına saldırması, kuluçkayı (halkın desteğini) taciz etmesi, mücahidleri takip etmesi ve diğer eylemleri, mücrim rejimin istihbaratının yaklaşımını izleyen şebbihaların eylemleridir.
Dördüncüsü: Heyet Tahrir ve grupların içerisindeki mücahidler, bizim kardeşlerimiz ve devrimimizin kolları oldukları gibi mücrim rejimi devirmek için güvenilen güç de onlardır; bu yüzden onların görevi, ırzlarına yardım etmek ve halklarını korumaktır.
Beşincisi: Polis ve bariyer unsurlarını ise henüz güvenlik hanesine koymadık; ancak onlar da güvenliklerin kendilerini halklarına karşı iğrenç eylemler işlenmesine ortak olmaya sürüklemelerinden sakınmalıdırlar.
Altıncısı: Cevlani grubunun medyası, Dünya TV’yi yalan, iftira, gerçekleri saptırma ve devrimcilerin imajını çarpıtma konusunda örnek almaktan başka bir şey yapmadı; ancak o maskesi düşmüş ve ifşa olmuş bir medyadır.
Son olarak: Devrimci hareketimiz, güvenliklere bir son verinceye, onları hak olana döndürünceye ve onların tüm suçlularından hesap soruncaya kadar ırzlarımıza yardım etmeye ve devrimimizi güvenliklerin cürümlerinden kurtarmaya devam edecektir.
İlgili bağlamda Hizb-ut Tahrir / Suriye Vilayeti Medya Bürosu’nun internet sitesinde yayınladığı bir yorumda, “bu tutuklamanın ve buna yönelik kampanyanın, devrim ve kurtarılmış bölgeler üzerinde ciddi göstergeleri olduğunu söylemiştir ki bunlardan bazıları şunlardır:
Türk ve Arapların mücrim Beşar rejimiyle normalleşmesi konusunda uyaran bilinçli sesleri susturmak olup Astana ve Soçi komplolarının gerçekleştirdiği kazanımlardan biri de, sadık mücahitleri yıpratmak için sahte tiyatral bir savaşın ardından Cebel ez-Zaviye ve M4 kara yolunu mücrim rejime teslim etmek ve bu yolun altı kilometre kuzeyinin arkasına çekilmesini sağlamak olduğu gibi Heyet Tahrir eş-Şam da Cebel ez-Zaviye ve M4 karayolunu teslim etmeye ve aynı şekilde geçişlerin açılması ve ticaret alışverişi gibi rejimle daha fazla normalleşmeye alternatif olarak Afrin ve Fırat Kalkanı bölgeleri üzerindeki kontrolünü genişletmeye çalışmaktadır.”
Yorum şöyle devam etti: Bunlar, Heyet Tahrir eş-Şam ve hocaları Türkiye’nin, sokağı harekete geçirerek ve mücahidleri bilinçlendirerek bu komplo ve kumpasın önüne geçeceğini bildikleri Hizb-ut Tahrir’e ve sadık mücahidlere yönelik güvenlik kampanyasının en belirgin göstergeleridir.
Yorum şöyle son buldu: Bu kampanyanın en büyük hedefine gelince; rejimle normalleşme ve uzlaşma sürecini kolaylaştırıp güç ve çıkar kırıntılarında onunla bütünleşmeye ulaşmak, devrimi ortadan kaldırmak ve başta mücrim rejimi devirmek, İslam’ın yönetimini ikame etmek ve Batı’dan ve onun zalim rejimlerden oluşan ajanlarına bağımlılıktan kurtulmak olmak üzere devrimin hedeflerine ve sabitelerine karşı koymak için Hizb-ut Tahrir'i kısıtlamanın ve hareketini felç etmenin mümkün olacağını zannetmeleridir.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Muhammed Abdulmelik