- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Neden Kendimizi Sürekli Bu Yıkıcı Sisteme Teslim Etmek Zorundayız?
Haber:
Malezya Devlet Bankası, kredi (finansman) faiz oranlarındaki artışa doğrudan etkisi olan faiz oranını %3,0’e yükseltme kararı aldı.Faiz oranındaki artış karışık tepkileri de beraberinde getirdi.Ekonomistler de bunu bekliyorlardı ancak bazıları bu artışın erken olduğunu düşünüyor. Malezya Devlet Bankası Başkanı faiz fiyatlarının artışının iflas vakalarının artmasına neden olmayacağını söylemesine rağmen bazı zarar gören kişiler, hükümet tarafından yayınlanan merhamet fikriyle bağdaşmadığı görülen bu artıştan duydukları hayal kırıklığını dile getirdiler.Daha da kötüsü politikacıların, faizlerin yükselmesi konusunu kendi siyasi çıkarları için kullanmaya devam etmeleridir.
Yorum:
Halk, Malezya Devlet Bankası’nın faiz oranlarının artışını ve düşüşünü belirleme gücüne sahip olduğunu bilmesine rağmen ancak bu konu genellikle hükümetin halkın üzerindeki ekonomik yükü hafifletme vaatleriyle ilgili tartışmalı bir konu olarak lanse ediliyor. Kapitalizmde menkul kıymetlere dayalı para politikaları ve faize dayalı borçla yürütülen bir ekonomi, para biriminin değerinin sürekli olarak istikrarsızlık yaşamasına neden olan başlıca faktörler arasındadır. Oysa Malezya para biriminin değerini ve enflasyonu kontrol etmek için faiz oranlarındaki dalgalanmalardan Malezya Devlet Bankası sorumludur. Ama ilkesel olarak, faiz oranlarındaki artış veya düşüşün değerlendirilmesi yerel ve dış faktörlere bağlıdır.Yerel bağlamda faiz oranlarındaki artış, hane halkının borçlarını azaltmayı ve enflasyon oranını kontrol etmeyi amaçlamaktadır. Dış faktörler ise büyük ölçüde ABD Doları üzerindeki faiz oranının artışına bağlı olup bu bağlamdaki faiz oranındaki artış, yabancı yatırımcıları çekmeyi ve Malezya Ringgitinin ABD Doları karşısında değer kaybetmesi nedeniyle yatırımcıların ayrılmamaları için onların duyarlılığını korumayı amaçlamaktadır. Karar alınmış olmasına rağmen Malezya Devlet Bankası, ülkenin ekonomik verilerinin pozitif büyüme gösterdiğine işaret ediyor ancak verilerin gösterdiği zenginlik, özellikle B40 grubu (en düşük gelir grubu) olmak üzere çoğu insan tarafından beğenilmiyor. Dolayısıyla bu, boğazı düğümlemesi gereken acı bir gerçektir. İronik bir şekilde ekonomik büyümeyi teşvik etmek için faiz oranları düşürüldüğünde enflasyon yükselecek, enflasyon yükseldiğinde de dolaşımdaki para miktarını kontrol etmek için faiz oranları tekrar yükselecektir.
Şimdi sorulması gereken soru şudur; neden bu yıkıcı ekonomik döngüye teslim oluyoruz? Bu krizden bir çıkış yolu yok mudur? Gerçek şu ki bu kriz, kapitalist (finansal) para politikası ve mevcut ekonomik işlemlerde faize dayalı borç endüstrisinin bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Bu arada İslam’ın farklı bir ekonomik sistemi olup kapitalizme tamamen aykırı özgün bir modele dayalı insan için tek çözümdür. Zira İslami ekonomik sistem, faizin tüm şekillerini, finansal spekülasyonu ve para biriktirmeyi haram kılar ve yasaklar. Dolayısıyla İslami para birimi, doğal olarak kontrolsüz para basılmasını sınırlayan ve aynı zamanda enflasyonu önleyen altın ve gümüşe dayalıdır. Zira şayet fiyatlarda bir artış olursa, bu para politikası nedeniyle değil, sadece arz ve talep faktörlerinden kaynaklanmaktadır. Ayrıca altın ve gümüş standardı, para birimleri arasında sabit döviz kurları sağlamakta ve ani fiyat dalgalanmalarını engellemektedir. Dolayısıyla ticari işlerin finansmanı, faizli kredilere ihtiyaç duymaksızın garanti edilebilir. Bu da ancak şeriata uygun bir ortaklık mekanizması aracılığıyla yapılabilir. Aynı şey, kenzin (para biriktirmenin) ve ihtikarın haram olması için de geçerli olup tüm bunlar, adil ekonomik faaliyetleri sağlamak içindir. Bu, İslami ekonomik sistemin yönlerinden biri olup sadece Hilafet sisteminde uygulanabilir. Peki neden sadece Hilafetin altında? Çünküİslami ekonomik sistemin, İslam’ın kamil bir şekilde uygulanmasının bir tezahürü olarak İslami sistemin diğer yönleriyle paralel yürümesi gerekmektedir.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Dr. Muhammed - Malezya