- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Yeni Bir Hicri Yılın Başlamasıyla Birlikte Bir Yenisi Olacak mı?!
Haber:
Bir Hicri yılı uğurladık ve bir diğerini karşılıyoruz; burada umudumuz ve duamız, kafirlerden ve onların hükümlerinden kurtulmak ve Müslümanlar olarak Nübüvvet Minhacı üzere İkinci Raşidi Hilafet Devleti’nin olduğu izzet ve güç devleti olan İslam’ın yönetimine geri dönmektir.
Yorum:
Durum hala aynı, aksine daha da kötüye gidiyor. Zira Müslümanların devleti hala yıkılmış, İslam şeriatı askıya alınmış, Müslümanların beldeleri paramparça olmuş ve İslam ümmeti zelil ve köleleştirilmiş durumda olup İslam’ın bayrağı da, onu göklere çıkarıp dalgalandıracak ve küfrün yönetimini ve bayraklarını devirecek birini beklemektedir.
Özgür kadınlara yaklaşılmasına ve şereflerine zarar verilmesine izin verilmemesi kırmızı çizgi olduktan sonra bile onlara ve çocuklarına yönelik tacizden bahseden günlük hikayeler ve haberler işitmeye başladık, peki kim tarafından? Kendilerinin muhlis olduklarını ve Şam halkına düşkün olduklarını beyan edenler tarafından. Zira onlar, rezil bir olay ve üzerlerine kirli paraları saçanların itaatkâr kulu oldular!
Ayrıca hükümetlerin resmi onayıyla yakma ve yırtma gibi Kur’an-ı Kerim’in nüshalarına yönelik birçok saldırı vakaları ortaya çıktı, Yahudiler ve onların özelliklerinin ve tuzaklarının hakikatinin beyan edilmesiyle ilgili Kur’an-ı Kerim’in birçok ayetleri ve Peygamberimizin hadislerinin silinmesi arttı; bu ise, İslam’ın sembollerine saldırmaktan ve hükümlerini tahrif etmekten başka bir şey değildir. En son olarak da Müslümanların ülkelerinin kafirlerin ibadet yerlerine dönüştüğünü görüyoruz, peki nerede? Hac farzının ve umrenin ibadetlerini yerine getirmek için Müslümanların kalplerinin hasretini çektiği Harameyn eş-Şerifeyn ülkesinde. Sevgili Filistin’e gelince; Mescid-i Aksa’ya karşı adete bir tuzak kurulmaktadır; tıpkı sözde tapınak bahanesiyle Mescid-i Aksa’nın altının kazılması ve E-Halil’deki İbrahimi Camisi’nde olduğu gibi zamansal ve mekansal olarak bölmeye çalışmak için ona yönelik tuzaklar kurulması gibi. Bunun yanı sıra gasp ve korkutma yoluyla Mescid-i Aksa’nın çevresindeki sakinler aşağılanarak yerinden edilmekte ve yerleşimciler için bir konut haline getirilmektedir.
Gazze’ye gelince; halkı nice musibetler, bombardıman ve yıkım gibi felaketler tattı, peki ne zaman? Mübarek Ramazan ayı günlerinde ve bayram günlerini karşılarken; zira bayram -eksik bir sevinç de olsa- Müslümanlar için bir sevinç bayramı olması gerekirken ancak bu da silinip gitmiş ve bayram, trajedilerin, katliamların, yerinden edilmelerin ve yıkımların bayramı olmuştur! Liste bu şekilde uzayıp gitmektedir…
Tüm bunlar olup biterken bizler sadece, bu eylemlere rıza gösterip devam ettiren, küfrün nüfuzunun, hükümlerinin ve yardakçılarının kökünden söküp atılmasına yönelik çalışma eylemlerini kamuslarından çıkaran ve tek dertleri Yahudi varlığını tanımak ve onlarla normalleşmek olanların çekingen kınama ve inkarlarını görüyor ve işitiyoruz.
Bizim yöneticilerimiz, sadece küfür ülkelerinin hizmetçisi ve Müslümanların düşmanları olup sözleri eylemleriyle çelişmektedir; zira çıkarlarını gerçekleştirmek ve nüfuzlarını sürdürmek için Müslümanların saf kalplerinin kendilerine yönelmesini sağlamak amacıyla Müslümanların akıllarını hafife alıyorlar ve İslami duyguları istismar ediyorlar; bu hususta aldatan Erdoğan bizim için en güzel örnektir. Biz de onlara Allahu Teala’nın şu kavlini haber veriyoruz: بَشِّرْ الْمُنَافِقِينَ بِأَنَّ لَهُمْ عَذَاباً أَلِيماً * الَّذِينَ يَتَّخِذُونَ الْكَافِرِينَ أَوْلِيَاءَ مِنْ دُونِ الْمُؤْمِنِينَ أَيَبْتَغُونَ عِنْدَهُمْ الْعِزَّةَ فَإِنَّ الْعِزَّةَ لِلَّهِ جَمِيعاً “Münafıklara haber ver ki, onlar için acı bir azap vardır! Müminleri bırakıp kâfirleri dost edinenler, onların yanında izzet mi arıyorlar? Bilsinler ki bütün izzet yalnızca Allah’a aittir.” [Nisa 138-139]
Başa geri dönecek olursak Müslümanlara, Medine’ye hicretin İslam davetinin tarihinde sıradan bir olay ve fitneden bir kaçış olmadığını, aksine İslami hükme ulaşmaya ve İslam akidesine dayalı bir toplum oluşturmaya hazırlık olarak iktidarın teslim alınmasına ve devletin kurulmasına doğru ilerlemek olduğunu hatırlatırız.İşte bunu hatırlamamız, çocuklarımıza öğretmemiz ve onları İslam’ın ve Müslümanların askerleri ve koruyucuları olmaları için eğitmemiz gerekiyor. Zira onlar, İslam Devleti’nin geri dönüşüne, tevhid bayrağının yükselmesine ve küfür, şirk ve putperestlik bayrağının kırılmasına dikkat çekerek düşmanların pisliğine, hükümlerine ve zorbalıklarına karşı ülkenin güvenilir kurtarıcılarıdır. Hilafet Devleti’nin enkazı üzerine kurulan zararlı devletçikleri yıkmak için üzerine odaklanmamız ve elimizden geldiğince Müslümanların enerjilerini seferber etmemiz gereken şey işte budur. Dolayısıyla bu günler, bazı pankartlar asarak, sloganlar atarak, kötülükle, düşmanlıkla ve aldatmacayla dolup taşmış acı gerçeğimizin devam etmesine rıza göstererek geçmemelidir!!!
İslam’ın askerleri ve efendimiz Muhammed Aleyhi Efdalu’s Salatu ve Etimu’s Teslîm’in tabiileri olun. Tarihinizi, aydın ve dikkatli bir okuma ile yeniden okuyun, küfrün tüm şekillerinin karşısında duran bir güç olmak için tarihinizden ders çıkarın ve İslam’ın güçlü bir şekilde geri dönmesi ve otoritesini genişletmek amacıyla davete yardım etmek ve onu mümkün olan tüm vesileyle güçlendirmek için planlar çizin.
Ayrıca tüm Müslümanları, Allah’ın emrini yerine getirmek üzere İslam’ın ve onun davetini taşıyanların etrafında toplanmaya ve Hilafeti kurarak ve Müslümanlar için Allah’ın Kitabı ve Rasulü’nün sünnetiyle hükmetmek üzere biat edecekleri bir Halife nasbederek İslam’ı hayatın, devletin ve toplumun vakıasına geri döndürmek için çalışmaya davet ediyoruz. Düşmanlar batıllarında bile cüretkâr olurlarken sizler hak üzere olduğunuz halde korkak mı olacaksınız?! Oysa gerçek bir Müslüman, alternatif olarak İslam’dan başkasına rıza göstermez; zira İslam, onun hayati meselesi olduğu gibi ölüm kalım meselesi, her ne zorlukla karşılaşırsa karşılaşsın vazgeçmediği ve asla vazgeçmeyeceği ve hedefe ulaşana kadar gecesini gündüzüne katarak devam edeceği tek talebidir; hedef ise, yeryüzünü aydınlatacak ve onun karanlıklarını ve onun üzerinde var olan zulmün nedenlerini dağıtacak olan Nübüvvet Minhacı üzere Hilafettir. Bu ise aziz olan Allah’a hiç de zor değildir.
Peki Hilafet dışında kim İslam’ı risalet olarak tüm dünyaya taşıyacak? Hilafet dışında kim zalimden mazlumun intikamını alacak? Hilafet dışında kim dini koruyacak? Bu hususta umutlar, nabızları Müslümanın ve izzetinin canlılığıyla atan, onurları, dinleri, mukaddesatları ve kutsalları için öfkelenen, değişim için koşturan ve Allah için hiçbir kınayıcının kınamasından korkmayan İslam ümmetinin gençlerine bağlanmıştır. O halde Hilafeti kurmak için çalışın ey Müslümanlar! Umulur ki kurtuluşa erenlerden olursunuz. Dikkat edin, Allah’ın emtiası değerlidir, dikkat edin, Allah’ın emtiası cennettir.
Allah’ım kaygılarımıza bir çıkış yolu ver, dertlerimizi gider, üzerimize sabır yağdır, ayaklarımızı sabit kıl ve kafirler topluluğuna karşı bize zafer ver.
Allah’ım, Senden yardım, destek ve zafer niyaz ediyoruz, bizi Hilafetin kurulması için samimi bir şekilde çalışanlardan ve onun askerlerinden ve şahitlerinden eyle. Allahumme Amin.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Raziye Abdullah