- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Kur’an’ın Yakılmasının Tekrar Edilmesi, Meselenin Bireysel Olmadığını, Aksine Batı’nın İslam’a ve Müslümanlara Karşı Kin ve Düşmanlığını Teyit Ediyor
Haber:
Perşembe günü İsveç’in başkenti Stockholm’de İran asıllı bir kadın, polisin koruması altında Kur’an-ı Kerim’i yaktı. Bayrami saldırıyı, bölgede güvenlik önlemi alan polisin korumasında gerçekleştirdi. Son zamanlarda İsveç ve Danimarka’da Müslüman ülkelerin büyükelçilikleri önünde aşırı sağcılar tarafından Kur’an’a yönelik hakaret olayları tekrarlanmaktadır. (AA)
Yorum:
İsveç’te polis korumasında Kur’an-ı Kerim nüshalarının yakılması olaylarının tekrarlanması, meselenin orada veya şuradaki kişilerin bireysel bir eylemi olmadığını, aksine Batı’nın İslam’a ve Müslümanlara yönelik kin ve düşmanlık meselesi olduğunu, yanı sıra kitaplarını ve hayatlarının anayasasını yakarak dünyanın dört bir tarafındaki Müslümanların duygularını kışkırtma meselesi olduğunu kanıtlamaktadır. قَدْ بَدَتِ الْبَغْضَاء مِنْ أَفْوَاهِهِمْ وَمَا تُخْفِي صُدُورُهُمْ أَكْبَرُ “Onların kinleri konuşmalarından apaçık ortaya çıkmıştır. Kalplerinde gizledikleri ise daha büyüktür.” [Ali İmran 118]
Mesele İslam’a ve Müslümanlara saldırmak ve onların kitaplarına, Peygamberlerine ve kutsallarına diz uzatmakla ilgili olduğunda düşünce özgürlüğünü bahane ediyorlar ama mesele, Müslümanların dinlerine sımsıkı sarılmaları ve onun hükümlerine ve kanunlarına bağlı kalmalarıyla ilgili olduğunda ise onları aşırıcılık ve terörizm ile suçluyorlar, savaş açıyorlar, dahası çocuklarını yetiştirmeleri noktasında Müslümanların ailelerine bile müdahale ediyorlar. Kur’an’ın yakılmasını kişisel ve fikir özgürlüğü olarak gören İsveç, anne babaların çocuklarına İslam’ın hükümlerini öğretmelerini ve onlara göre yetiştirmelerini kabul etmiyor ve çocuklarını onların kucaklarından çekip alıyorlar. Çünkü Müslüman ailelerin çocukları, örneğin İslam’ın hükümlerine aykırı olan okul faaliyetine katılmayı reddettikleri gibi çıplaklığı, ihtilatı (kadın ve erkeğin karışık olması) ve toplumsal cinsiyet kültürünü öğrenmeyi de reddediyorlar. Bu yüzden bu çocukları, iki erkek veya iki kadından oluşan sapkınlara, sığınma evlerine veya alternatif ailelerin yanına yerleştiriyorlar ki böylece bu çocuklar, fesat, kötülük ve yozlaşma üzere yetişsinler.
Bugün Müslümanlar, alçakların sofralarındaki yetimler gibidir; zira onları koruyan, kanlarını, namuslarını ve kutsallarını savunan kalkan olacak bir İmam yok. İşte bu nedenle bu tür olaylar tekrarlanmaktadır. Zira onlar cezadan emindirler ve bu yüzden de ısrar etmektedirler. Ya Rabbi, bize vaat etmiş olduğun vaadini gerçekleştir, bizleri zaferinle destekle, Dinine yardım edecek ve İslam’a ve Müslümanlara dil uzatan herkesi terbiye edecek birini hazırla.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Berâe Münasıra