Pazartesi, 23 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/25
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Tahtlar, Sadece Yaratıcısından Korkan Ümmetin Önündeki Sınırlarını Kırmasından Korkuyor

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

Tahtlar, Sadece Yaratıcısından Korkan Ümmetin Önündeki Sınırlarını Kırmasından Korkuyor

Haber:

Ürdün güvenlik güçleri, Siyonist varlığın Gazze’yi bombalamaya devam etmesini protesto etmek için Ürdün’ün işgal altındaki Filistin sınırına yakın bir camide oturma eylemi düzenlemeyi planlayan çeşitli yerlerdeki 25 kişiyi tutukladı ve tutuklananlar arasında üniversite öğrencileri, eczacılar, doktorlar ve Müslüman Kardeşlerin Ürdün’deki siyasi kolu olan İslami Hareket Cephesi’nin 12 üyesi de bulunuyor.

İslami Hareket Cephesi Partisi Genel Sekreteri Murad Al-Adaileh, savaşın başlangıcından bu yana protestoları nedeniyle binden fazla Ürdünlünün tutuklandığını ve onlardan birçoğunun da serbest bırakıldığını söyledi.

 

Yorum:

Bu keyfi tutuklamalar, Ürdün İçişleri Bakanlığı’nın Filistin sınırında gösteri yapılmasına izin verilmemesi kararının yayınlanmasının ardından geldi; zira İçişleri Bakanlığı’nın açıklamasında şöyle geçmektedir: “Vatandaşların güvenliğini sağlamak ve onların Filistin topraklarında olup bitenlere ilişkin ulusal duygularını meşru bir şekilde ifade etme hakkını güvence altına almak için, Ürdün Vadisi ve sınır bölgelerinde toplantı ve gösteri çağrısı yapmak izin verilmeyen bir husus olup Ürdün Silahlı Kuvvetleri bu bölgeleri korumak ve buralarda güvenliği kontrol etmekle sorumludur.”

Ben, bu hain yöneticilerin güvence altına aldığı iddia edilen ifade özgürlüğünden, İslam akidesiyle ilgili duygular olduğunda bunları vatancılıkla bağdaştırdıkları duygulardan ve sanki onların başına gelenler ümmetle hiçbir ilgisi olmayan geçici bir olaymış gibi gösterilen Filistin topraklarında olup bitenlerden bahsetmeyeceğim; bilakis ben, Ürdün Silahlı Kuvvetlerinin işgal altındaki Filistin sınırındaki rolünden bahsedeceğim.

Ürdün, işgal altındaki Filistin ile en uzun sınıra sahip olan bir ülkedir; zira sınırının uzunluğu 238 kilometre olup üzerinde Şeyh Hüseyin Köprüsü ve Wadi Araba Geçidi olmak üzere iki geçit bulunmaktadır. Ayrıca Ürdün, Arap orduları düzeyinde on üçüncü ve Ortadoğu düzeyinde ise beşinci olan bir orduya sahiptir.

Ürdün’ün insani, lojistik ve coğrafi yetenekler açısından sahip olduğu şeyler, tek başına Gazze’ye uygulanan ablukanın kaldırılması ve barbar savaş makinelerinin, bugüne kadarki şehit sayısının yüzde 70’inden fazlasını oluşturan Gazzeli çocukların ve kadınların üzerinden kaldırılması için yeterlidir. Aynı şekilde küçük kahraman mücahit bir grup tarafından ifşa edilen bu kırılgan varlığı tamamen ortadan kaldırmak için Aksa Tufanı operasyonun başlattığı işi tamamlamak için de yeterlidir; güçlü bir ordu olsa nasıl olurdu acaba?!

Ey Ürdün ordusu ve ey onun cesur subayları; sizin, ümmetin ve ailenizin düşmanının çizdiği, dahası mübarek Filistin topraklarını gasp eden işgalci Yahudi varlığıyla 1994 yılında imzalanan aşağılayıcı barış anlaşmasını koruma bahanesiyle sizi arkasına zincirlediği sınırları korumayı kabul mü edeceksiniz?!

Ey cüretkâr ordu içindeki evlatlarımız; çocuklarımızın ve kadınlarımızın katillerine yardımların yapılmasına izin verilmesini beklememizi ve onlarla savaşmak yerine onlarla müzakere yapmamızı kabul mü edeceksiniz?! Sanki sizin lisanı haliniz bu suçlulara şöyle diyor: Çocuklarımızı doyurmadan öldürmeyin!! Aynı şekilde Gazze halkına da şöyle diyor: Askeri bir çıkarma yapacağız, pardon ömrünüz uzun olsun ve daha çok baskı ve hayal kırıklığı yaşayın diye insani bir çıkarma yapacağız!

Ey Ürdün’ün şanlı kahramanları; Ümmetinizin zorlu sancılarının, sadece topal zirveler ve içi boş kararlar doğuran zayıf ve itaatkar yöneticilerin elinde olmasını kabul mü edeceksiniz?! Bu yaslı ve yaralı ümmetiniz, bu zorlu sancının ardından içinizdeki şerefli kişilerin elleriyle bir kurtuluş, izzet ve onur doğmasını hak etmiyor mu?!

Nasıl bir zillet ve aşağılanma durumuna ulaştınız Allah aşkına?! Kafir efendilerine boyun bükerek ümmetin başına musallat olan bu yöneticilere itaat etmeye devam ettiğiniz sürece günahınız daha da büyük olacaktır; zira bu yöneticiler, onların damarlarından kan akıp akmadığını soğukkanlılıkla izledikleri gibi Ribat toprakları olan Filistin topraklarındaki çocuklarımızın vücut parçalarını ve onların saf kanlarının nehir boyunca nasıl aktığını da izliyorlar.

Allah’a yemin olsun ki sizler, düşmanınızı ortadan kaldırmaya, işgal edilen İslam topraklarının her bir karışı geri almaya ve yeniden şanlı bir tarih yazmaya muktedirsiniz. Haydi o zaman ümmete, Yüce yaratıcısının razı olduğu izzet ve onurunu geri iade edin.

Sizler bütün bunları yapabilirsiniz; bunu anahtarı ise Nübüvvet Minhacı üzere Raşidi Hilafeti kurmaktır. Zira Müslüman ülkeler, parası ve adamları olan bir ülkedir, her şeyden önce milletleri yaşatacak ve dünyanın dört bir tarafına hayrı yayacak olan azim bir ideolojinin olduğu azim İslam topraklarıdır. Allahu Teala şöyle buyurmuştur:وَأَنتُمُ الْأَعْلَوْنَ وَاللهُ مَعَكُمْ وَلَن يَتِرَكُمْ أَعْمَالَكُمْ “Üstün durumda olan sizlersiniz, Allah sizinle beraberdir. O amellerinizi asla eksiltmeyecektir.” [Muhammed 35]

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Rana Mustafa

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER