- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Ordunun, Cihat Etmekten ve İşgalciyi Mağlup Etmekten Başka Görevi Yoktur
Haber:
Mısır Bakanlar Konseyi Çarşamba günü yapılan haftalık toplantısında, Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi'nin, arazi ıslahı ve tarım projelerinde kullanma gerekçesiyle orduya bağlı hizmet projeleri organizasyonu lehine Batı Çölü’nün güneyindeki Toşka bölgesinde devlete ait olan bazı arazileri özel mülkiyete tahsis etme yönündeki karar taslağını onayladı.
İlk arazinin alanı Mısır kırsalının doğusunda yaklaşık 130.000 dönüm, ikincisi Toşka bölgesindeki kuyuların doğusunda yaklaşık 70.000 dönüm, üçüncüsü ise el-Zahire bölgesinin güneyinde yaklaşık 269.000 dönüm olup toplam alanın 468 bin dönümden fazla olduğu tahmin ediliyor. (El Arabi El Cedid)
Yorum:
Sanki rejim, Gazze’ye yönelik görevini yerine getirdiğini ve Yahudi varlığının aşağılayıcı izninin ardından yardım girdirme görevini yaptığını düşünerek şöyle diyor: “Paralarımız kaybolup gitti… Ah şu paralarımıza sahip çıkıp ondan kaybolanları bir telafi edebilseydik!..”
Kaybolma yönüne gelince; bunlar Mısır’daki yöneticilerin paraları olmamasına, bilakis Allah onları, insanların işlerini gözetmesi için egemen kılmasına rağmen bu kayıp, “Allah korusun” Gazze’ye yardım etmeleri nedeniyle değil onların paraları israf etmelerinden kaynaklanıyor!
Nitekim Merkezi Denetleme Kurumu’nun 2010 mali yılı “Toşka” projesine ilişkin "çok gizli" maddesi kapsamında hazırladığı rapor, Mübarek döneminin en öne çıkan milli projesinin başarısızlıkla sonuçlanmasının ve 6 milyar Cüneyhin 14 yıl boyunca geri dönüşü olmaksızın heder edilmesinin nedenini ortaya çıkardı. Zira “Merkezi Denetleme Kurumu” raporunda, 30 Haziran 2010 tarihi itibarıyla Toşka projesi kapsamında toplam ekili alanın yaklaşık 22.804 bin dönüm olduğunu ve bunun da yatırımcılara tahsis edilen alanların yaklaşık %6,6’sını temsil ettiğini ve yaklaşık 343 bin dönüme ulaştığını ve bunun da toplam proje alanının %4,2’sine yani yaklaşık 540 bin dönüme tekabül ettiğini bildirdi.(El-Vatan Gazetesi, 6 Ekim 2014).
Mısır’daki kronik başarısızlık denklemindeki "doğal" ironi, Merkezi Denetim Kurumu başkanı Hişam Cenine’nin, yolsuzluk denizinin küçücük bir kısmını bile açığa çıkardığı için yıllardır hapiste olmasıdır!
Paralara sahip çıkma yönüne gelince; Allah İslam’ı izzetli kıldıktan ve İslam’ın yardımcılarını çoğalttıktan sonra Ebu Eyyub el-Ensari’nin Tirmizi’nin rivayet ettiği haberde söylediği gibidir: “ … Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in olmadığı (bir zamanda) bazılarımız diğer bazılarına gizlice şöyle dedi: Mallarımız kayboldu, şüphesiz Allah dinini izzetli kıldı ve onun yardımcılarını çoğalttı; artık mallarımıza sahip çıksak ve onlardan kaybolanları da ıslah etsek; bizim söylediklerimize bir cevap olarak Allah Nebisi üzerine şu ayeti indirdi: وأنْفِقُوا في سَبِيلِ اللهِ ولا تُلْقُوا بِأيْدِيكم إلى التَّهْلُكَةِ“Allah yolunda harcayın. Kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın.” [Bakara 195] Yani barındırdıklarını ve yardım ettiklerini söylediklerinde nazil olmuştur.
Dolayısıyla ordunun, cihat etmekten ve İslam topraklarının herhangi bir karışını dahi işgal edeni mağlup etmekten başka bir görevi yoktur; bunun aksi ise kendini tehlikeye atmak demektir… Ordumuzun bir taş atımı uzaklıktaki Gazze’de olup bitenleri izlemeye devam etmesinden daha büyük bir tehlike olabilir mi? Hiç Hutame’den korkmuyor musunuz?! وَمَا أَدْرَاكَ مَا الْحُطَمَةُ * نَارُ اللهِ الْمُوقَدَةُ * الَّتِي تَطَّلِعُ عَلَى الْأَفْئِدَةِ * إِنَّهَا عَلَيْهِم مُّؤْصَدَةٌ * فِي عَمَدٍ مُّمَدَّدَةٍ“Hutame'nin ne oldugunu bilir misin? O, kalplerin içine işleyecek, Allah’ın tutuşturulmuş bir ateşidir. Cehennemlikler, dikilmiş direklere bağlı oldukları halde, o ateşin kapıları üzerlerine kapatılacaktır.” [Hümeze 5-9]
Eğri çizgilerin yanına doğru çizgiyi çizme çerçevesinde Kenane halkına ve onunla birlikte ümmete sunduğumuz şerî çözüm, Hizb-ut Tahrir’in kendilerini uygulayacağı devleti kurmak için çalıştığı ümmetin anayasasının iki maddesinde özetleniyor:
Madde-134: “Mevat arazi (işlenmemiş sahipsiz arazi), faydalanılır hale getirmek ve çevrelemek suretiyle mülk edinilir. Fakat mevat arazi dışında kalan araziler ancak irs, satın alma ve ikta (devlet tarafından dağıtılması) gibi şeri sebeplerle mülk edinilir.”
Madde-136: “Arazi mülkiyeti olan herkes o araziyi işletmeye zorlanır. Beyt-ul Mâl’den, muhtaç olanlara arazisini işletmesini mümkün kılacak kadar yardım verilir. Arazi, üç sene işletmeksizin ihmal edenden alınıp başkasına verilir.”
Mısır, işlenmeyen arazileri canlandırmak için sahip olduğu fiziksel gücü kayıp mı etti?!
Yarısından fazlası genç olan 105 milyonluk nüfusun çoğu, fırsat araştırmak için kendini ölüm gemilerine atıyor! Oysa onlar, hedefledikleri istikrarı elde etmek ve ülkelerinin arazilerini canlandırmak için her türlü fırsattan mahrum kalırlarken bu araziler, rejim içinde nüfuz sahibi olanlardan daha çok rüşvet verenlere tahsis ediliyor!
Kenane halkı olan halkımıza, araziyi, canı, izzeti ve umudu ihya etmenin, Nübüvvet Minhacı üzere Raşidi Hilafeti kurarak İslami hayatı yeniden başlatmakla başlayacağını hatırlatırız.
Ömer Radıyallahu Anh, şöyle demiştir: “Allah bizi İslam'la şereflendirdi. Allah’ın verdiği şereften başka bir şeref ararsak Allah bizi yeniden zelil kılar.”
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Cemal Ali