Pazartesi, 23 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/25
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Türkiye, Yahudi Ordusunun İhtiyaçlarını Karşılıyor!

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber - Yorum

Türkiye, Yahudi Ordusunun İhtiyaçlarını Karşılıyor!

Haber:

Filistinli haber kaynakları, Türkiye’nin “İsrail’le” ticaretinin devam ettiğini ve “İsrail” ordusunun birçok ihtiyacının Türkiye’deki firmalardan temin edildiğine dair bir video yayımladı. Sosyal medyadan paylaşılan videoda, İbrani web sitesinden alıntılanan şu ifadelere yer verildi: “’İsrail’ ordusu için Türkiye'den konteyner dolusu kıyafet sipariş edildi. “İsrail” askerleri için gerekli olan ekipmanlar Karmel kulesi üssüne teslim edildi.” (Ajanslar)

Yorum:

Gazze’de 2 aydır devam eden ve 16 bin Müslümanın vahşice katledildiği saldırılara karşı Türkiye’deki protestolarda ‘Ordular Aksa’ya’ sloganının yanında özellikle ticaretin durdurulması isteği ve boykot çağrıları yapılırken, Türkiye’nin ticaret gemilerini “İsrail”e göndermeye devam ettiği ortaya çıkmıştı.

Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin ve dünya çapında gemi trafiğine yer veren marinetraffic'in kayıtlı verileri doğrultusunda, Gazze’deki katliamın başladığı 7 Ekim'den bu yana Türkiye'den “İsrail’e” toplam 253 gemi dolusu mal taşındı. Her gün 7 gemi Yahudi varlığının ihtiyaçlarını karşılamak için Türkiye limanlarından hareket ediyor. Ticaret mallarındaki en büyük kalemi ise ağırlıklı olarak silah ve askeri ekipman yapımında kullanılan çelik ihracatı oluşturuyor. Dünya çapında işgalci katil “İsrail'e” mal taşımada ABD ve Çin'den sonra Türkiye ve Almanya üçüncü sırada yer alıyor.

Aslında bu rakamlar, Erdoğan Türkiye’si ile gasıp Yahudi varlığının ilişkilerine bakıldığında şaşırtıcı değil. Zira Erdoğan’ın 20 yıllık iktidarı döneminde Yahudi varlığı ile ilişkiler dört kat arttı. Mavi Marmara gemisinde Türkiyeli 9 Müslümanın Yahudi teröristler tarafından şehit edilmesi bile ticareti etkilemedi. Gazze konusunda ulus devlet sınırları bahanesine sığınarak, Yahudi varlığına müdahale hakkını meşru görmeyen Erdoğan, Türkiye’nin kendi egemenliği ile vatandaşlarını koruma konusunda bile harekete geçmedi. Yahudi varlığına hesap sorucu tek bir adım atmadı. Fakat Erdoğan ve diğer iktidar yetkilileri Filistin meselesinde hamaseti hiçbir zaman elden bırakmadılar. Mescidi Aksa’ın kırmızı çizgi olduğunu söylediler, diğer taraftan Yahudi varlığının Cumhurbaşkanı’nın Külliye’de kırmızı halılarda ağırlayarak “İsrail’in” paçavra bayrağını Türk askerine taşıttılar.

İşte en son yayınlanan görüntüler, Türkiye’nin 75 yıldır mübarek topraklarda işgalci, katil ve gasıp olarak bulunan Yahudi ordusu askerlerine konteyner dolusu termal içlik kıyafet gönderdiğini ortaya koydu. İşgal medyası iktidarın iki yüzlülüğünü ifşa eden görüntüleri Türkiyeli Müslümanları aşağılayıcı bir şekilde paylaştı. Yani gasıp Yahudi varlığı ‘siz ne kadar boykot yaparsanız yapın, Türkiye devleti ve yöneticileri bizi beslemeye, desteklemeye devam ediyor’ mesajı verdi.

İletişim Başkanlığı'na bağlı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi ise 2021 yılından itibaren Türkiye’de üretilen ve yurt dışına ihraç edilen malların üzerine “Made in Turkey” yerine “Made in Türkiye” yazılması zorunlu hale geldiğini dolayısıyla olayın güncel olmadığını söyleyerek meseleyi sulandırmaya çalıştı. Zira İletişim Başkanlığı meselenin odak noktası olan Türkiye "İsrail"e ticareti devam ettiriyor mu, ettirmiyor mu? Sorusunun cevabını vermedi!

Oysa her şey çok açıktır. Siyasete her zaman menfaat eksenli bakan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Yahudi varlığı ile olan dostluğu dolayısıyla da İslam’a, Müslümanlara, Filistin halkına ve Mescidi Aksa’ya olan ihaneti İletişim Başkanlığı ve trollerinin örtmeyeceği kadar çıplaktır.

Daha düne kadar Çin ve Rusya’ya yoğunlaşan sömürgeci kafir Amerika istediği için Yahudilerle normalleşme adımlarının atıldığı, Erdoğan’ın bugün “Gazze kasabı” olarak nitelendirip yargılanması gerektiğini söylediği Netanyahu ile Newyorktaki Türk evinde şakalaştığı, işgalci “İsrail’in” Filistin’den gasp ettiği doğal gazı, Türkiye üzerinden Avrupa'ya transfer etmek için görüşmeler yapıldığı Müslümanları hafızlarında hala tazedir.

Geçtiğimiz haftalarda Türkiye’nin sonuç bildirgesinin çerçevesini çizmekle övündüğü İslam İş birliği Teşkilatının Riyad’daki zirvesinde caydırıcı tek bir somut adım atılmaması, Yahudilerle olan dostluğun ticari ilişkinin çok ötesinde bir bekçilik misyonu olduğunu göstermektedir. ABD Dışişleri Bakanı Blinken’ın Yahudi varlığına yönelik "ABD var oldukça kendinizi savunmak zorunda kalmayacaksınız" ifadeleri de bu minvalde Türkiye ve diğer İslam beldelerindeki yöneticilerden ABD’nin emin olduğu şeklinde anlaşılmalıdır.

Zira Gazze’de büyük bir soykırım yaşanırken, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve 57 işe yaramaz liderin Duabi’de iklim zirvesi toplantısına koşmaları bunu doğrulmaktadır. Dolayısıyla asıl boykot edilmesi gereken kafir dostu bu yöneticiler ve Müslümanların iradesine pranga vuran laik kapitalist sistemdir. Filistin ve Mescidi Aksa’nın kurtuluşu ise İslam’ın izzetini her şeyden üstün tutan Raşid bir halifenin liderliğindeki İslam orduları eliyle gerçekleşecektir. Allah’ın izniyle o günler hiçte uzak değildir.'

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Muhammed Emin Yıldırım

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER