Pazartesi, 23 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/25
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Ey Müslümanlar: Yahudi Varlığı Savaş İstiyor, Peki Ya Siz Ne Yapıyorsunuz?!

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

Ey Müslümanlar: Yahudi Varlığı Savaş İstiyor, Peki Ya Siz Ne Yapıyorsunuz?!

Haber:

Yahudi varlığı ve ordusu, Arapların ve Batı’nın verdiği rahatlıkla Gazze ve Batı Şeria’da katliamlara devam ediyor.

Yorum:

Gazze’de ve tüm Filistin'de yaşanan katliamların üzerinden yüz günden fazla bir zaman geçmesine ve Yahudi varlığının, günlük olarak Lübnan’a ve Gazze ve Batı Şeria'yı desteklemeye cesaret eden tüm ülkelere savaş tehdidinde bulunmasına ve onların akıbetlerinin de ölüm, yıkım ve yerinden edilme gibi Gazze’de yaşananlar gibi olacağını söylemesine ve kutsalları ihlal etmesine rağmen Türkiye ve tüm dünya bunlara kayıtsız kalarak Yahudi varlığını aleni olarak desteklemiş veya bunun aksini iddia etseler de sadece gücü kendilerinden alan, yani insanların ipine sarılan yani Müslümanların birinci düşmanı Amerika’nın, Müslümanların başındaki hain yöneticilerin, özellikle de Ürdün, Mısır, Suriye, Lübnan, Irak ve Türkiye gibi Filistin’e komşu olan ülkelerin ipine sarılan -ki diğer yöneticilerden hiçbiri de onlardan müstesna değildir- Yahudi varlığının ve onların gaspçı varlıklarının zımnen güvenli bir bekçisi olmuştur.

Garip olan şu ki, İslam ümmeti savaşmak istiyor, tüm cephelerin açılmasını arzuluyor, hatta savaşma imkanı olmayanlar da bıçakla, elleriyle ve eline geçirdiği herhangi bir şeyle bile olsa Yahudilerle savaşmak için cephelere gitmek istiyorlar; evet Gazze ve mübarek Filistin’deki kardeşlerimize destek olmak için Müslümanların damarlarında kaynayan bunca atmosfere rağmen özellikle Mısır, Ürdün, Suriye, Irak, Lübnan ve Türkiye olmak üzere tüm Müslüman ülkelerdeki İslam ümmetinin orduları harekete geçmiyorlar; hem de bu orduların savaşmak için yanıp tutuştuklarını, dahası çoğu olmasa da bir kısmının zafer ve cihat için harekete geçmek ve çağrıya cevap vermek amacıyla kendilerine verilecek fırsatı beklediklerini kesin olarak bilmemize ve bu orduların da, Allah’ın kendilerine farz kıldığı vaciplerini yerine getirmelerini engelleyen bariyerin ve engelin bizzat yöneticilerin olduğunu bilmelerine rağmen harekete geçmiyorlar; çünkü bu ordular, güç ve kuvvet ehli olup bu büyük farzı yerine getirmeye münhasıran yetkili olan kimseler oldukları gibi ister bireysel isterse eğitimli grup olsun gerçek anlamda savaşabilecek ve savaşta yardımcı olabilecek herkesin onlarla birlikte olması gerekir.

Ancak ümmet içindeki güç ve kuvvet ehlinin, bu savaş görevini gerçekleştirmenin tek yolunun, planlama, öngörü, iletişim ve sebeplere bağlanmanın sonrasında bu ajan ve hain yöneticilerden hızla kurtulmak olduğunun herkesten daha çok farkında olmaları gerektiği gibi mübarek Filistin’i, dahası işgal altındaki tüm İslam topraklarının gerçek kurtuluşu ve tüm sömürgeci kâfirin İslam topraklarımızdan kovulması için olacak bir savaşta tüm İslam ümmetinin kendileriyle birlikte olacağına, ne pahasına olursa olsun canlarını ve mallarını feda edeceğine, uzak ve yakın geçmişte ümmetin hiçbir zaman bu hususta cimrilik yapmadığına güvenmesi gerekir.

Ama şimdi izzetli Gazze ve mübarek Filistin’deki ümmet gürlemekte olup yakın uzak diğer ülkelerden bir yanıt beklemektedir; dolayısıyla yakındaki herhangi bir ordu Filistin’deki Yahudi varlığına karşı gerçek bir savaşla savaşmak için harekete geçtiğinde işte o zaman bomba patlayacak ve bugün Gazze’nin kahraman mücahitlerinde tanık olduğumuz gibi Müslümanlar, bize Sahabelerin kahramanlıklarını geri getirecek kahramanlıklar gösterecektir.

Bu nedenle bugün ümmetin ve kahramanlarının, Yahudi varlığını haritadan silmek için savaşmaktan başka bir seçeneği yoktur; aksi taktirde Allah korusun meydan, Lübnan, Mısır, Ürdün, Suudi Arabistan ve Körfez yöneticileri, hatta mübarek Filistin’deki bazı politikacılar gibi Filistin’i gasp eden düşman Yahudi varlığıyla uzlaşmayı ve onu tanımayı teklif eden yöneticilere kalacaktır!

Ümmet, bu liderlerle birlikte bile en değerli ve kıymetli şeylerini feda ediyor; artık Allah Subhanehu ve Teala’nın izniyle çok yakın olan özgürlük ve kurtuluş için samimi bir şekilde fedakârlık yapmanın zamanı gelmiştir; böylece bu, alemlerin Rabbinin şerî bir farzı olsa da güç ve kuvvet ehli kararını verdikten sonra tüm dünya bizim savaş ve kıtal ümmeti olduğumuzu bilecektir.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Dr. Muhammed Nizar Cabir - Lübnan

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER