- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Hakka Taraf Olmayan, Batıla Muhafız Olur
Haber:
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kabine toplantısı sonrası yaptığı açıklamada: “Türkiye’nin rejimiyle ilgili tereddütler, 29 Ekim 1923’te Yaşasın Cumhuriyet nidalarıyla bitmiş bir tartışmadır. Bu ülkede kimsenin cumhuriyetle, ülkenin banisi ile bir sorunu yoktur.” dedi. (16.01.2024 Ajanslar)
Yorum:
İyi ile kötüyü, doğru ile yanlışı, hak ile batılı bir araya getirmeye çalışıp, bunları barıştırma gayreti içerisinde olmak ancak ve ancak şeytana hizmet kabilinde olan beyhude bir çabadır. İlkesiz ve de değersiz demokratik düzende siyasi çıkarlar adına her yolun meşru kabul edildiği bir düzlemde yöneticiler, bu alanı sonuna kadar kullanmaktalar. Öyle ki toplumun iman ettiği esaslar, benimsediği ilkeler, vazgeçilmez gördüğü değerler mevcut düzende yöneticiler için bozuk para kadar dahi değeri olmadığını görebiliyoruz.
13 asır dünyayı İslam’ın nuru ile aydınlatmış, toplumları karanlıktan aydınlığa çıkarmış; huzur ve güvenin, eman ve selametin teminatı olan İslam ahkamı 3 Mart 1924’te bir oldu bitti ile kafirlerle iş birliği yapan hainlerin elleriyle kaldırılıyor. Yerine toplumun kimyası ile tamamen zıt olan cumhuriyet dikte ediliyor. Ve buna halk “yaşasın cumhuriyet” diyerek kabul etti yalanına toplumu inandırmaya çalışan Cumhurbaşkanı Erdoğan, dağların dahi taşımaktan korkacağı bir cürmün altına girmekten çekinmiyor. Allah’a ve ahiret gününe hakkıyla iman eden hiçbir mümin yoktur ki beşeri düzenlerle problemi olmazsın.
İslam’a ve Müslümanlara darbe yaparak batıdan ithal cumhuriyet rejimi, Müslümanlar için yabancıdır. Kabulü mümkün değildir. Her ne kadar Müslümanlar, kendilerinden gördüğü Erdoğan gibi liderleri başa getirmiş olsa da onun bu batıl söylemleri Müslümanlar nazarında karşılık bulmayacaktır. Bu yaşananlar, Müslüman mahallesinde salyangoz satmaya çalışan işportacı yöneticilerin gerçek yüzlerini ifşa etmiştir. Hakka taraftarlık yapamayan yöneticiler, batıl rejimlere muhafızlık yapıyorlar. Bir asırdır devam eden zulüm düzeni bizler için kapanmış bir defter değil. Bilakis dün de bugün de, yarın da tartışılacaktır. Bunun meşru olmadığı her platformda dillendirilecek Müslümanların akidelerinden çıkan yönetim sistemleri olan Hilafet hakim olana kadar bu konu kapanmayacaktır. Bu hem akidevi hem fıkhi hem de akli bir zorunluluktur. Yerleri ve gökleri yaratan Allah Subhanehu ve Teâlanın egemenlik hakkının, beşere devredilemez gerçekliği yüzlerce nas ile ortada iken bu konu nasıl kapanabilir?
Bir asırdır İslam coğrafyasında uygulanan kartondan düzenlerin, Müslümanların kanlarını, canlarını, ırzlarını, dinlerini korumak için değil bu rejimleri başımıza bela eden kafirlerin hegemonyalarının devamı için var olduklarını son Gazze olaylarıyla Müslümanlar görmüş oldu. Ey Erdoğan! Yıllarca Filistin meselesini seçim dönemlerinde siyasetine meze yaparak Müslüman halktan oy devşirdin. Bugün Yahudi varlığının mezalimi karşısında kınamaktan öteye gitmeyen açıklamalarınla elindeki onca imkana rağmen bu zulme seyirci kalmayı hazmedebiliyorsun. Fakat gel gör ki İngiliz beslemelerinin elleriyle kurdukları kötü rejimi tartışmaya kapatacaksın! Evet sadece Gazze meselesi dahi öncelikle bu rejimlerin Hilafet ile tekrar değiştirilmesinin elzemiyetini bizlere göstermiştir.
Din Allah’ın oluncaya kadar, hükmünü infaz edecek Hilafet kurulana kadar tüm beşeri nizamların batıllığını, sahtekarlığını, ikiyüzlülüklerini, aldatıcılıklarını her yerde ve her platformda dillendirip Müslümanları akidelerinden çıkan çözümlere çağıracağız. Ta ki Rabbimiz bizleri razı olduğu nizamı ile rızıklandırana kadar. Bu tartışma Hilafet ile kapanacak inşallah.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Ahmet SAPA