Haber - Yorum

Yöneticilerimiz Ümmetten Koparak Efendilerinin Endişelendikleri Şeylere Endişeleniyorlar!

Haber:

Mısır Arap Cumhuriyeti, Dışişleri Bakanlığı'ndan 28 Ocak günü yapılan açıklamada,Ürdün’ün Suriye sınırında yer alan bir bölgesine düzenlenen ve 3 Amerikan askerinin ölümü ve bu bölgede bulunan Amerikan güçlerinden çok sayıda kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan “terör” saldırısını güçlü ifadelerle kınadı.

Mısır, kardeş Ürdün Haşimi Krallığı'nın güvenliğini ve istikrarını tehdit eden her türlü terör eylemini güçlü bir şekilde kınadığını vurguladı. Ayrıca Mısır, bu hassas durumda Ürdün ile tam bir dayanışma içinde olduğunu ifade ederek aynı zamanda Amerika Birleşik Devletleri’ne ve kurbanların ailelerine en içten taziyelerini iletti ve yaralılara da acil şifalar diledi. Mısır, bölgede istikrarın sağlanması için “terörün” her türlüsüne karşı çıkılmasının ve şiddetin her türlüsünün reddedilmesinin gerekliliğini vurguladı.

Bugün erken saatlerde, Suriye-Ürdün sınırındaki El-Tanf üssünü hedef alan ve ilk belirlemelere göre 3 Amerikan askerinin ölümü ve 34 askerin de yaralanmasıyla sonuçlanan saldırının sorumluluğunu Iraklı gruplar üstlendi. (Kahire 24)

Yorum:

Allah Subhanehu, insanoğlunu yarattığı ve çocukları arasında çekişmelerin yaşandığı günden itibaren, müjdeleyici ve uyarıcı olarak peygamberler göndermiş ve onlarla birlikte hak olan Kitabı indirmiştir. Bu Kitap’ta büyük hikmetler ve kıymetli nasihatler vardır; bunlardan biri de insanların atasözleri gibi kullandığı ve çağlar ve nesiller boyunca devam eden şu sözdür; “Haya etmiyorsan dilediğini yap.” İbn Mesud’dan şöyle dediği rivayet edilmiştir: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: إِنَّ مِمَّا أَدْرَكَ النَّاسُ مِنْ كَلَامِ النُّبُوَّةِ الْأُولَى إِذَا لَمْ تَسْتَحْيِ فَاصْنَعْ مَا شِئْتَ“İnsanların peygamberlerden öğrenegeldikleri sözlerden biri de: Haya etmiyorsan dilediğini yap sözüdür.”

Bugün dünyada endişe, kınama, sempati, taziye ve benzerleri gibi diplomatik konuşmalara artık yer yoktur; zira her çatışmayı kontrol eden ve zayıf olana karşı gaspçıları desteklemek için müdahale eden büyük ülkeler, suçlama ve gerekçelerle her zaman “terörle mücadeleye” hazırdırlar.

Amerika hem öldürüyor hem de Yahudi varlığındaki suçlu katilleri destekliyor; zira Amerika, Yemen, Irak, Suriye ve Müslüman ülkelerin çoğunda öldürdüğü halde endişe, kınama ve eleştiri de dahil hiçbir şey onu caydıramadı… Ajan hatta köle olan yöneticilerimiz ise, ümmetlerinin ve din kardeşlerinin pahasına, bunun da ötesinde vatancılık, cumhuriyet ve sözde egemenlik pahasına efendileri için olan itaat ritüellerini yerine getirmek için koşuşturuyorlar; ama Yahudi varlığı Refah sınır kapısını defalarca bombalayıp Mısırlı askerler ve işçiler yaralandıkları halde, ne taziyeden, ne bir tepkiden, hatta cevap hakkının saklı olduğundan bile bahsedilmedi! Dolayısıyla sizler, alçaklık ve adilik sınırlarını bile aştınız ve mazoşizm (ruhsal ve fiziksel olarak kendisine acı çektirmekten haz duyan kişilere denir) ve teslimiyet aşamasına kadar ulaştınız!

Artık ümmet sizden umudunu kesmiş olup gerek sizin, gerek temsil ettiğiniz rejimlerin, gerekse sadece sizi köleleştiren efendinize hizmet eden kanunların ve yasaların çöküşünü beklemektedir. Mısır ordusu içinde adam kıtlığı mı var?!

Hayır Vallahi; ordu içerisinde pek çok sadık adamların bulunduğunu ve etraflarında olup bitenler karşısında kalplerinin öfkeyle dolu olduğunu hepimiz biliyoruz; belki de onların harekete geçmelerini engelleyen şey, zelil olan birinin, medyanın parlattığı veya parlatıp hazırlamak için kasıtlı olarak baskının yapıldığı daha zelil olan biriyle değiştirilmesi korkusudur.

“Allah iyiliğini versin ey Mısır!” Mısırlıların dillerinden dolaşıp duran kelime, teslimiyet, şikâyet ve acziyettir. Hizb-ut Tahrir olarak bizler de diyoruz ki; Allah senin iyiliğini versin ey İslam ümmeti; teslimiyet yok, şikâyet yok, aksine ümmet için tek çözüm, Allah’ın kendisinden razı olduğu şeriatı ve nizamıdır. Bu yüzden ümmetin, Batı’nın yıktığı Hilafeti yeniden kurması, İslami hayatı yeniden başlatması, otoritesini yeniden kazanması ve Nübüvvet Minhacı üzere Raşidi Hilafeti yeniden kurması gerekir.

Ey Kenane ordusu içindeki muhlis adamlar; Ensar’ın satışı kârlıydı, Muhacirlerin satışı kârlıydı ve sizler de sadece cenneti umarak Allah için bunu yaparsanız siz de kârlı olacaksınız. Zira Allahu Teala şöyle buyurmuştur: وَعَدَ اللَّهُ الَّذِينَ آمَنُوا مِنكُمْ وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَيَسْتَخْلِفَنَّهُم فِي الْأَرْضِ كَمَا اسْتَخْلَفَ الَّذِينَ مِن قَبْلِهِمْ وَلَيُمَكِّنَنَّ لَهُمْ دِينَهُمُ الَّذِي ارْتَضَى لَهُمْ وَلَيُبَدِّلَنَّهُم مِّن بَعْدِ خَوْفِهِمْ أَمْنًا يَعْبُدُونَنِي لَا يُشْرِكُونَ بِي شَيْئًا وَمَن كَفَرَ بَعْدَ ذَلِكَ فَأُوْلَئِكَ هُمُ الْفَاسِقُونَ “Allah, içinizden, iman edip de salih ameller işleyenlere, kendilerinden önce geçenleri egemen kıldığı gibi onları da yeryüzünde mutlaka egemen kılacağına, onlar için hoşnut ve razı olduğu dinlerini iyice yerleştireceğine, yaşadıkları korkularının ardından kendilerini mutlaka emniyete kavuşturacağına dair vaatte bulunmuştur. Onlar bana kulluk eder ve bana hiçbir şeyi ortak koşmazlar. Artık bundan sonra kimler inkâr ederse, işte onlar fasıkların ta kendileridir.” [Nur 55]

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Cemal Ali