- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Yemen’deki Çatışma Araçlarının Hedefi, Limanları Yiyip Yutmaktır!
Haber:
Bir belge, BAE’nin, Abu Dabi Limanlar Grubu aracılığıyla Aden limanını yönetmeye geri dönmek için çalıştığını ortaya çıkardı.Güney Geçiş Konseyi başkanı Aidaroos Al-Zubaidi’nin, Aden Limanları Geliştirme Şirketi’ne, şirketin hukuki, idari ve mali durumunun açıklığa kavuşturulması yönünde çağrıda bulunan bir belgeyi yönlendirdiğini ortaya çıkardı.Belge, Abu Dabi Grubu ve Aden Limanlar Ortak Yatırım Şirketi ile müzakere yapmak üzere Kabine kararıyla oluşturulan bir bakanlar komitesinin bulunduğunu ve nihai anlaşmayı tamamlamak üzere olduğunu teyit etmektedir. (Belqees TV, 17/06/2024)
Yorum:
Bu, Yemen Aden Körfezi Liman Şirketi’nin, o dönemdeki faaliyetlerinin kötüleşmesi ve gerilemesi sonucunda, Aden Limanı’nın işletilmesi için Dubai Liman Grubu ile 2008 yılında imzalanan sözleşmeyi iptal etme kararı almasından 12 yıl sonra geldi; zira daha önce 2012 yılında Yemen hükümeti, limanın ekonomik durumunun kötüleşmesi ve faaliyetlerindeki düşüş ve şirketin altyapısını geliştirme yükümlülüklerini yerine getirememesi nedeniyle “Dubai Limanı’nın” Aden limanına yönelik işletme anlaşmasını iptal etmişti. Çünkü limanın yıllık 500.000 konteyner taşıma kapasitesine sahip olması ve belirli bir süre içerisinde kapasitesinin 1 milyon konteynere çıkarılmasının beklenmesi üzerine, 2011 yılında bu sayı ancak 130.000 konteyner kapasitesine ulaşabilmişti.
Bu anlaşmanın ilk kez ilan edilmesi, BAE’nin, Şabva'daki Balhaf ve Kına limanları, Hadramut’taki el-Mukelle ve el-Şehr limanları ve Taiz’deki Mocha Limanı gibi sözde meşru hükümetin nüfuz alanındaki limanların çoğu üzerindeki (askeri) kontrolü sağlamanın yanı sıra el-Mahra’da madencilik faaliyeti için belirlenen Qishn Limanı’na (yapım aşamasında) ilişkin bir anlaşma sayesinde bunları kontrol etmek yoluyla güney Yemen'de efendisi İngiltere’ye hizmet etmek için askeri ve siyasi bir varlık haline geldiği bir aşamada gelmiştir. Açıklanana göre imzalanan anlaşma burayı çok amaçlı bir liman haline getirmektedir. İşte bu İngiliz efendilerinin hedeflerini yeniden gerçekleştirme çabasıyla, kendisine yasal bir varlık sağlayan bir anlaşma yoluyla Aden limanını kontrol etmeye hırs göstermekte olup bu da kendisine verilen askeri ve ekonomik rol bağlamında gerçekleşmektedir.
İslam’da asıl olan, limanların ümmetin kamu mülkiyetinden sayılmasıdır. Zira Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: الْمُسْلِمُونَ شُرَكَاءُ فِي ثَلاَثٍ فِي الْمَاءِ وَالْكَلإِ وَالنَّارِ وَثَمَنُهُ حَرَامٌ“Müslümanlar su, mera ve ateşin olduğu üç şeyde ortaktırlar ve onun bedeli (parası) haramdır.” [İbn Mace] Bu nedenle, bireylerin ve şirketlerin bu limanları mülk edinmesi haram olduğu gibi devletin de bu limanları mülk edinmesi haramdır. Aksine, limanlar kamu mülkiyeti olarak kalmaya devam eder, gelirlerinden devletin tüm tebaası faydalanır ve toplumun maslahatı için devlet tarafından idare edilir. Dolayısıyla kamu mülkiyetinin özelleştirilmesi, haram olan bir ameldir. Bu yüzden devletten şerî olarak talep edilen, kamu mülkiyeti kaynaklarını çıkarması ve bunları tebaasına ücretsiz olarak dağıtmasıdır.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
M. Kayser Şemsan – Yemen