- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber - Yorum
Batı, Kendi Fikirlerini İnkâr Ediyor!
Haber:
Blair, İngiltere’nin yeni Başbakanı Keir Starmer’a şu tavsiyede bulundu: “Geleneksel siyasi partiler, Batı dünyasının dört bir tarafındaki kargaşanın acısını çekiyor.” (Şarku’l Avsat)
Yorum:
İngiltere İşçi Partisi’ni 1997’den itibaren art arda üç defa seçim zaferine taşıyan Blair,Amerika’nın yaşlı İngiltere’ye bıraktığı kırıntıların bir kısmını elde etmek için Afganistan, Irak ve başka yerlerde Amerika ile birlikte imha ve suç savaşlarına aktif olarak katıldığı dönemdeki yaptıklarıyla yetinmedi; daha sonra Uluslararası Ortadoğu Barış Dörtlüsü’nde elçi olarak görev yaptı, ardından Batılı politikacıların tüm dünya halkları üzerindeki suçlarını tamamlamak için günümüzün birçok Ruveybida yöneticilerine siyasi danışmanlık sağlamak üzere kurduğu Küresel Değişim Enstitüsü’nün başkanı oldu...
Ancak şöyle bir söz vardır: Statükonun devam etmesi mümkün değildir; zira birçok Batı halklar için, özgürlükler, insan hakları ve diğerleri gibi üzerine yetiştirildikleri değer ve kavramların sahteliği ve düzmece olduğu ortaya çıktı ve politikacıların kendi kişisel çıkarları ve sermaye sahiplerine hizmet etmek için bunları (özgürlükler ve insan hakları) nasıl ayaklar altına aldıklarını kendi gözleriyle gördüler.
Birçoğu Batı ülkelerini yönetmiş olan siyasi partilerin başarısızlığı, şaşırtıcı ve sürpriz olmayan bir durumdur; zira Batılı halk hareketleri yıllardır takip edilen politikalardan duydukları memnuniyetsizliklerini dile getiriyor; bu hareketlerden bazıları, örneğin kapitalizmin sembolü olan “Wall Street’i İşgal Et" hareketi ve “Sarı Yelekliler” Hareketi olup bunlar Batı’nın birçok kentinde ve Batı’nın en büyük üniversitelerinde birçok gösteri ve oturma eylemi yapmışlar ve buna da bunları gerçekleştirenlere çürümüş kapitalizmin ilkeleriyle çelişecek şekilde baskı ve tutuklamalar eşlik etmiştir; bir Amerikan askerinin, bu halkların sahip olduğu öfkeyle ve ülkelerinin politikalarını reddetmesiyle yanan küllerin altındaki közleri tutuşturan Gazze’ye yönelik suçlu savaşında bu varlığa sağlanan desteği reddetmek için Yahudi varlığının büyükelçiliği önünde kendini yakmasından bahsetmiyorum bile. Şayet bu politikacıların geriye kalan kurnazlıkları ve hala bazı meyveler veren manevraları olmasaydı, Batı’nın çeşitli ülkelerinde köklü milliyetçi çatışmalar ve kavgalar görecektik ki eski ABD Kongre binasının işgali, bunun göstergelerinden sadece biridir.
Dünya, kapitalizmin zulmü ve dinin hayattan ayrılması ateşiyle kasıp kavrulmaya devam edeceği gibi dünya halkları da kapitalizmin açgözlülüğü ve oburluğu altında ezilmeye devam edecek ve onları bu sefil gerçeklikten kurtaracak ve dünyanın dört bir tarafına adaleti ve huzuru yayacak birini bekleyeceklerdir; bu da Rib’i Bin Amir’in, İran Kisra’sının Komutanı Rüstem’e şu söylediklerini teyit etmektedir: “Allah bizleri, insanları kula ibadet etmekten kulun Rabbine ibadet etmeye döndürmek ve dinlerin zulmünden İslam’ın adaletine ve dünyanın darlığından dünya ve ahiretin genişliğine kavuşturmak için gönderdi.” Bu da Allah’ın izniyle çok yakında, birçok işaretleri olan Nübüvvet Minhacı üzere İkinci Raşidi Hilafet Devleti’nin altında gerçekleşecektir. وَيَقُولُونَ مَتَى هُوَ قُلْ عَسَى أَنْ يَكُونَ قَرِيباً “Ne zamanmış o?” diyecekler. De ki: “Yakın olsa gerek!” [İsra 51]
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Dr. Abdulilah Muhammed – Ürdün