- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber - Yorum
Amerikan Seçimleri Hakkında Üzücü ve Beyhude Tahminler!
Haber:
Afganistan’da, son ABD seçimleriyle ilgili tartışmalar, genellikle endişe ve umutla karışık duygularla halk arasında şiddetlendi.Bazıları Donald Trump’ın zaferinin ABD'nin Afganistan politikasını değiştirebileceğine inanırken, diğerleri ise Kamala Harris’in olası zaferinin Afganistan için faydalı olacağını düşünüyor.
Yorum:
Güçten, birlikten ve güçlü bir birleşik devletten yoksun bir millet, eninde sonunda kaderinin başkalarının kararlarıyla şekillendiğini görecektir.Bugün Müslüman ülkeler nefeslerini tutmuş, ABD başkanlık seçimlerini kimin kazanacağını ve kendilerine karşı nasıl bir strateji benimseyeceklerini görmek için bekliyorlar.Bazıları belirli bir adayın başarısının Müslümanlara fayda sağlayacağını ya da Gazze’deki savaşın sona ermesine yol açacağını ümit ediyor.
ABD'nin otorite yapısı hakkında bilgi sahibi olanlar, onun yönetimdeki ya da iktidar partisindeki değişikliklerin ABD'nin temel politikalarında, özellikle de stratejik konularda, köklü ya da derin değişimlere yol açmasının pek olası olmadığını kolayca anlayacaklardır. Çünkü ülkenin temel, geniş ve stratejik politikalarının formüle edilmesi ve yönlendirilmesinden derin devlet sorumludur.Derin devlet, kısa vadeli idari değişikliklere bakmaksızın ABD dış politikasının temel ilkelerini ve yönlerini belirleyen etkili ve güçlü kurumlar ağından oluşmaktadır.Bu nedenle yönetim veya parti değişikliğinin ABD’nin çeşitli konularda, özellikle de Afganistan’la ilgili politikaları üzerinde sadece sınırlı etkileri olabilir.
Cumhuriyetçiler ve Demokratların ABD dış politikasını uygulama biçimlerindeki farklılıklara rağmen, her iki parti de İslam ve Müslümanlara yönelik düşmanlıklarında çok az farklılık göstermektedir.Örneğin Cumhuriyetçi George W. Bush Irak ve Afganistan’da vahşi savaşları başlatırken, Demokrat Barack Obama ise hava saldırıları ve insansız hava araçlarının kullanımı ve Arap Baharı ile Suriye devriminin bastırılması yoluyla İslam’a karşı savaş gündemini diğer bölgelere doğru genişletmiştir.Benzer şekilde Donald Trump sadece Kudüs’ü Yahudi varlığının başkenti olarak tanımakla kalmamış, aynı zamanda Afganistan'a bombaların anasını atmıştır.Benzer şekilde Demokrat Joe Biden da Gazze’de Filistinli çocukların katledilmesi için Yahudi varlığına mali, askeri ve siyasi destek sağlamıştır.Dolayısıyla Müslümanlara karşı politikalarında büyük bir farklılık görünmüyor; zira onlardan biri kafamızı acımasızca keserken diğeri ise hızlıca kesiyor.
Amerika, Afganistan’dan aşağılayıcı bir şekilde çekilmesinden bu yana, ülkeye doğrudan askeri müdahaleye sınırlı bir ilgi gösterdi, dahası hiç göstermedi; zira şu anda Hint-Pasifik bölgesindeki gerilimler, Rusya-Ukrayna çatışması, Gazze ve Lübnan savaşları ve kendi iç sorunları da dahil olmak üzere diğer karmaşık küresel meselelerle meşgul olmaktadır.Bu nedenle Cumhuriyetçiler ve Demokratlar arasındaki yaklaşım farklılıklarına rağmen ABD’nin Afganistan politikasında köklü bir değişiklik olması pek olası değildir.Ancak Taliban’a yönelik çevreleme ve angajman politikası muhtemelen devam edecektir. Nitekim temel fark, Trump’ın kampanyası sırasında işaret ettiği gibi Cumhuriyetçilerin Taliban’ı etkilemek için daha fazla baskı taktiği kullanmaları olabilir; zira Trump, hareket üzerindeki mevcut baskı düzeyinden duyduğu memnuniyetsizliği dile getirmişti.
Ne yazık ki bugün Müslüman ülkeler, seküler dünya düzeninden ve İslami olmayan güçlerin politikalarından büyük ölçüde etkilenmektedir. Bugün Müslümanlar, aşağılayıcı bir bakış ve üzücü bir küçümseme ile ABD seçimlerini izliyorlar ve deneyimsiz ve yetersiz Harris mi yoksa narsist ve dengesiz Trump mı şeklinde adaylardan hangisinin kazanacağını merek ediyorlar! Buna karşın bir zamanlar Hilafet bağımsız ve etkili bir küresel güç olmakla birlikte Müslümanlara diğer ülkeleri etkileyen güçlü ve saygın bir ümmet olarak bakılıyordu.Bugün ise Müslümanların başındaki yöneticiler ne yazık ki kendilerini, büyük küresel güçlerinin politikalarını takip eden ve uygulayan itaatkâr bir konumda görmektedirler. Allahu Teala şöyle buyurmuştur: مَثَلُ الَّذِينَ اتَّخَذُوا مِنْ دُونِ اللهِ أَوْلِيَاءَ كَمَثَلِ الْعَنكَبُوتِ اتَّخَذَتْ بَيْتاً وَإِنَّ أَوْهَنَ الْبُيُوتِ لَبَيْتُ الْعَنْكَبُوتِ لَوْ كَانُوا يَعْلَمُونَ“Allah'tan başka dostlar edinenlerin durumu, örümceğin durumu gibidir. Örümcek bir yuva edinir; halbuki yuvaların en çürüğü şüphesiz örümcek yuvasıdır. Keşke bilselerdi!” [Ankebut 41]
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Yusuf Arslan - Afganistan