- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Gazze Meselesi Sömürgecinin Araçlarıyla Değil, Müslüman Ordularının Komutanlarıyla Çözülecektir!
Haber:
Binyamin Netanyahu ve eski savaş bakanı hakkında savaş suçu işledikleri iddiasıyla çıkarılan tutuklama emirleri,Gazze Şeridi'ndeki savaşı yürütme şekli nedeniyle dünya çapında zaten baskı altında olan bir ülkenin küresel izolasyonunu derinleştirme tehlikesi taşıyor.(Wall Street Journal)
Yorum:
Uluslararası Ceza Mahkemesi kararlarını, dördüncü ateşkes kararının BM Güvenlik Konseyi’nde oylamaya sunulduğu aynı gün verdi.Peki bu yeni gelişmeler Yahudilerin Gazze’de ve bölgede Müslümanlara karşı yürüttüğü savaşı sona erdirecek mi? Cevap, hayır. Zira Yahudi varlığı bu gelişmelere Gazze'ye yönelik hava saldırıları düzenleyerek karşılık verdi ve bu da yirmi dört saat içinde doksan Müslümanın şehit olmasına yol açtı. Yahudi varlığının ana destekçisi olan Amerika ise Güvenlik Konseyi’nde Gazze hakkındaki dördüncü ateşkes kararını veto etti.
Yahudilerin Gazze’de Müslümanlara yönelik suç niteliğindeki saldırganlığı ikinci yılına girdi ve birçok Birleşmiş Milletler kararı ve Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin kararları sahada herhangi bir somut değişiklik meydana getirmeyi başaramadı; bunun aksine bu saldırganlığın daha da tırmanmasının yanı sıra Müslümanların başındaki yöneticiler, Gazze’ye yardım etmek için orduların harekete geçmelerini engellediler.
Asıl soru, Filistin’deki vahşi işgali sona erdirmek için Müslüman ülkelerde değişmesi gereken şeyin ne olduğudur?
Şüphesiz ümmet, İslami uyanış noktasında büyük adımlar atmış olup hala ordularını harekete geçmeye davet etmektedir.Şu anda gerçek meydan okuma, bu halkçı baskının ordulara aktarılmasıdır. İşte cevap burada yatmaktadır. Yani orduların içindeki samimi komutanların yollarındaki tüm engelleri kaldırmaları ve sadece Filistin’i değil, aksine tüm dünyayı sömürgeci Batı’nın zulmünden kurtaracak Raşidi Hilafetin olduğu ümmetin projesine destek vermeleri gerekmektedir.
Sömürgeci Batılılar Amerika’nın liderliğinde ümmete karşı birleştikleri gibi Yahudi varlığı da ümmete karşı savaşını sürdürmektedir. Nitekim Yahudi varlığının başbakanı ümmete karşı yürüttüğü savaşı “medeniyet ve barbarlık" arasında yapılan bir savaş olarak tanımladığı gibi Avrupa ise Netanyahu’yu silah ve medya propagandası ile tam olarak desteklemektedir. Dolayısıyla Gazze’deki savaş, İslam ve Batı arasındaki bir medeniyet çatışmasıdır.
Kafirler Müslümanlara karşı birleşirken, Müslüman ülkeler ise ajan yöneticileri nedeniyle bölünmeye devam etmektedir. Zira mevcut rejim, orduların harekete geçmesini engelleyen ulus-devlet modeline dayanmaktadır.Bu yapay bölünmenin, Müslümanlar arasında hiçbir kökeni yoktur. Endonezya’dan Fas’a kadar Müslümanlar Gazze hakkında aynı düşünce ve duygulara sahip olup bu sınırlar ordular tarafından kolayca kaldırılabilir.
Müslüman orduların komutanlarının, düşmanlarının gücünü abartmamaları gerekir; zira İran tarafından yapılan sınırlı askeri tepki bile, tamamen Amerika’dan gelen askeri malzemeye bağımlı olan Yahudi varlığının zayıflığını ortaya koymuştur.Müslümanların başındaki yöneticiler, füze ve hava savunma silahlarını kullanması için Amerika’ya askeri üsler sağlamaktadırlar. Şayet bu üsler olmasaydı Amerika İslam beldelerinden okyanuslarla ayrılmış olacaktı.Amerika’nın Hilafetin kurulmasından korkması hiç şaşırtıcı değildir; çünkü Hilafetin orduları, Filistin’in kurtuluşundan önce Yahudi varlığına olan kara, hava ve deniz desteğini kolayca kesebilecektir.
Genel olarak Müslümanlar açısından olana gelince; silahlı kuvvetlerin içindeki akrabalarımız ve arkadaşlarımızla görüşmemiz gerekmektedir. Müslüman ordular içerisindeki askerler ve subaylar bizden olup onlara, Nübüvvet Minhacı üzere Raşidi Hilafetin olduğu yeni siyasi proje hakkında net bir vizyon vermeliyiz. Muhlis komutanların da Nübüvvet Minhacı üzere Raşidi Hilafetin kurulması için onlara nusret vermeleri gerekir. Hilafeti kuran ve kendi elleriyle özgürleşmiş Mescid-i Aksa’nın kapılarını açan askeri komutan olmak ne büyük bir nimettir; mübarek Filistin topraklarını kurtararak Selahaddin ile adını yazdıracak bir komutan olmak ne büyük bir nimettir. Nitekim Allahu Teala şöyle buyurmuştur:وَلِلَّهِ الْعِزَّةُ وَلِرَسُولِهِ وَلِلْمُؤْمِنِينَ وَلَكِنَّ الْمُنَافِقِينَ لَا يَعْلَمُونَ “Halbuki asıl izzet, ancak Allah’ın, Rasulü’nün ve müminlerindir. Fakat münafıklar bunu bilmezler.” [Münafikun 8]
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Muhammed Selçuk – Pakistan