- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Sakatlık, Akıl Hastalığı Ve İntiharlar Yahudi Ordusunda Yaygınlaşırken Aileleri De Psikolojik Acı Çekiyor!
Haber:
Yahudilerin Gazze Şeridi'ne yönelik savaşı 414. gününde devam edip bu savaş Lübnan'a kadar uzanırken İbranice raporlar, işgal güçleri saflarındaki insani kayıpların boyutunu ortaya çıkarmaktadır; zira savaşın başlangıcından bu yana aralarında asker ve subayın da olduğu ölen 804 askerin isimleri yayınlandı. Mesele bu sınırda da durmadı; zira kayıplar, bazıları intihara meyilli olan ciddi psikolojik bozukluğu olan kişilerin sayısının giderek artış göstermesine kadar uzandı. Nitekim Yahudi varlığının gazetesinde yer alan raporlarda, savaşın patlak verdiği 7 Ekim 2023 tarihinden bu yana Savunma Bakanlığı'nın rehabilitasyon bölümlerinde tedavi gören engelli asker sayısının, 8.663 yaralı askerin de dahil edilmesinin ardından 70.000’e yükseldiği açıklanmıştır. Yahudi varlığına ait Kanal 7, yaralıların yüzde 35'i ruhsal hastalıklar nedeniyle tedavi görürken uzmanlar tarafından yapılan bir analizin, yıl sonuna kadar hastaneye kaldırılacak yaralıların yaklaşık yüzde 40'ının anksiyete, depresyon, travma sonrası stres bozukluğu, uyum ve iletişim zorlukları da dahil çeşitli psikolojik hastalıklarla karşı karşıya kalabileceğine işaret etmiştir. Jerusalem Post 10.000'den fazla yedek askerin ruh sağlığı hizmeti alma talebinde bulunduklarını ve Yediot Ahronot ise son aylarda en az altı askerin intihar ettiğini aktardı. Ayrıca travma sonrası stres bozukluğundan muzdarip askerlerin kırılgan psikolojik durumlarına ilişkin bir raporda, işgal askerlerinin ailelerinin yüzde 98'i, yedek hizmetin bir sonucu olarak çocuklarında psikolojik veya zihinsel hasar meydana geldiğini bildirmiştir.
Yorum:
El-Hak Tebareke ve Teala şöyle buyurmuştur:وَلَا تَهِنُوا فِي ابْتِغَاءِ الْقَوْمِ إِن تَكُونُوا تَأْلَمُونَ فَإِنَّهُمْ يَأْلَمُونَ كَمَا تَأْلَمُونَ وَتَرْجُونَ مِنَ اللهِ مَا لَا يَرْجُونَ وَكَانَ اللهُ عَلِيماً حَكِيماً “O (düşman) topluluğu takip etmekte gevşeklik göstermeyin. Eğer siz acı çekiyorsanız onlar da, sizin çektiğiniz gibi acı çekmektedirler. Üstelik siz Allah'tan, onların ümit etmedikleri şeyleri umuyorsunuz. Allah ilim ve hikmet sahibidir.” [Nisa:104] Yahudi varlığı -bireyleri, partileri ve güçleriyle- yenilmez bir süper güç olduğunu iddia etmesine ve kendisine meydan okuyan herkesi yok etme yeteneğiyle övünmesine rağmen, aslan kükremesi hikayesiyle Gazze'deki savunmasızlara karşı yürüttüğü barbarca savaşta uğradığı kayıpların gerçeğini gizlemeye çalışıyor. Öte yandan Yahudi varlığı, Gazze’deki suç operasyonlarını meşrulaştırmak, uluslararası kamuoyunu yanıltmak ve suçlu oldukları halde onun sempatilerini kazanmak için kurban rolünü oynayıp kendi kendine ağıt yakarak şok edici istatistikler sunmaktadır.
Açıklanan bu kayıplar, Yahudilerin savaşmaya ve direnmeye ehil olmadıkları gerçeğini teyit etmektedir;bunun aksini iddia etseler de, masum kadınlara, çocuklara ve yaşlılara karşı ABD ve küresel haçlıların desteğiyle yürüttükleri cinayet ve etnik temizlik operasyonları sırasında akıllarını kaybetmişlerdir.Peki ya (yakın ya da uzak) kışlalarında oturan Müslüman ordulardan herhangi biri tarafından fiili olarak savaşa girip öldürülselerdi nasıl olurdu acaba?! Bu gerçeği bizim için acı kılan şey, bunların Müslüman orduların gözlerinin önünde olmasıdır; zira ordular, korkak bir ordu ve korkak bir halk karşısında, akıl almaz bahaneler üretmekteler ve hiç de zor olmayan bir görevden kaçmaktadırlar!
Bu kayıplar medyada abartılarak Yahudilerin de en az karşı taraf kadar darbe aldığı yanılsaması oluşturulmakta, böylece mübarek topraklardaki halklarının başına gelenler karşısında ümmetin duyguları kontrol altına alınmakta, Müslüman ordular içindeki muhlislerin öfkesi dizginlenmekte ve Yahudilerin katliamlarına devam etmesi meşrulaştırılmaktadır. Ancak ümmetin ve ordularının zihninde olması gereken şerî görüş, bir Müslüman'ın kanının dökülmesinin Allah katında Kâbe'den daha büyük olduğu ve onun kanının yeryüzündeki tüm kafirlerin kanıyla eşit olmadığıdır; o halde nasıl olur gazaba uğramışların kanıyla eşit olabilir?! Bu nedenle ümmetin ve ordularının, elli binden fazla şehidin ruhunu onurlandırmaları, onların intikamını almak için ciddi şekilde çalışmaları ve kuru üzümden sarhoş olmuş biri gibi kafayı Yahudilerin kayıplarına takmamaları gerekir! Ayrıca ümmetin Yahudilerle savaşacağı ve onları öldüreceği Büyük Savaş’a (Melhame-i Kübra) hazırlanmaları gerekir. Tıpkı Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in şöyle buyurarak müjdelediği gibi: تُقَاتِلُكُمْ الْيَهُودُ فَتُسَلَّطُونَ عَلَيْهِمْ، حَتَّى يَقُولَ الْحَجَرُ: يَا مُسْلِمُ هَذَا يَهُودِيٌّ وَرَائِي فَاقْتُلْهُ “Yahudiler sizinle savaşacak, siz onlara musallat kılınacaksınız. O kadar ki taş: Ey Müslüman, işte bu bir Yahudi’dir, arkama saklanmıştır, onu öldür, diyecektir.” [Buhari ve Müslim rivayet etti]
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Bilal Muhacir – Pakistan