- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
BANGLADEŞ LİDERLERİ SINIRDA MAHSUR KALAN ÇOĞUNLUĞU KADIN VE ÇOCUKLARDAN OLUŞAN 200 ROHİNGYALI'YI HAYAL KIRIKLIĞINA UĞRATTI
HABER:
İngiliz Daily Mail gazetesinin 15 kasım 2016 tarihinde yayınladığı habere göre; yaklaşık 200 Rohingya'lı Müslüman Bangladeş sınırında güvenlik güçleri tarafından girişleri engellendiği için sınırda mahsur kaldılar. Bu çaresiz kardeşlerimiz Rakhine eyaletinden kaçan mazlum Müslümanlardır. Şeyh Hasina’nın emrine dayanarak girişlerine izin verilmiyor. Bir Rohingya'lı liderin Bangladeş’in Teknaf kasabasındaki mülteci kampından AFP ajansına verdiği demeçte; "onların çoğunluğu kadın ve çocuklardır. Sadece kalmak için güvenli bir yer istiyorlar ve geri dönecekleri bir yerleri de yok" dedi. Son günlerde Müslümanlara yönelik öldürme, evlerinin yakılması ve kadınlara yönelik ihlaller gibi çeşitli şiddet olayları artmaktadır.
YORUM:
Myanmar’da Müslümanlara yönelik şiddet ve baskı eylemleri, dünyanın yeni duyduğu bir şey değildir. Nitekim, yıllar boyunca Myanmar Müslümanlarına herhangi bir yardım etmeden Budistler tarafından hayvanlar gibi avlanmalarına göz yumulması, bu dünya liderlerinin büyük bir ayıbıdır. Bunun sorumluluğu ilk önce Bangladeş gibi komşu ülkelerinin üzerinedir. Halbuki mazlumları kurtarmak için ordularını göndermesi gerekiyordu! Aynı zamanda siyasi vakumdan yararlanarak hayatlarını kurtarmak için kaçan insanlara barınak sağlamak zorundadır. Onlara yardım, sempati ve şefkat sunması gereken Şeyh Hasina, aksine kurbanlara güvenli yolları kasıtlı olarak kapatıyor. Kardeşlerimize, bacılarımıza ve Ümmetimizin çocuklarına ölüm ve aşağılanma getiren düşman ile Şeyh Hasina'nın onlara bu yaptığı şey aynıdır. İslam şeriatı hukukunun hükümlerine ve yönetimine sahip olan biz Hizb-ut Tahrir’in kadınları olarak, halkını koruma ve idare etmeye önem vermeyen böyle zalim vahşi liderliğe karşıyız. Birçok Şer'i delillerin de gösterdiği gibi; Rasul ﷺ'den rivayet edilen hadiste Abdullah ibni Ömer Rasul ﷺ'in şöyle dediğini zikretti:
«أَلَا كُلُّكُمْ رَاعٍ وَكُلُّكُمْ مَسْئُولٌ عَنْ رَعِيَّتِهِ فَالْإِمَامُ الَّذِي عَلَى النَّاسِ رَاعٍ وَهُوَ مَسْئُولٌ عَنْ رَعِيَّتِهِ وَالرَّجُلُ رَاعٍ عَلَى أَهْلِ بَيْتِهِ وَهُوَ مَسْئُولٌ عَنْ رَعِيَّتِهِ وَالْمَرْأَةُ رَاعِيَةٌ عَلَى أَهْلِ بَيْتِ زَوْجِهَا وَوَلَدِهِ وَهِيَ مَسْئُولَةٌ عَنْهُمْ وَعَبْدُ الرَّجُلِ رَاعٍ عَلَى مَالِ سَيِّدِهِ وَهُوَ مَسْئُولٌ عَنْهُ أَلَا فَكُلُّكُمْ رَاعٍ وَكُلُّكُمْ مَسْئُولٌ عَنْ رَعِيَّتِهِ».
"Hepiniz çobansınız; hepiniz güttüğünüz sürüden sorumlusunuz. Devlet reisi de bir çobandır ve sürüsünden sorumludur. Erkek ailesinin çobanıdır ve sürüsünden sorumludur. Kadın kocasının evinin çobanıdır ve sürüsünden sorumludur. Hizmetkâr efendisinin malının çobanıdır; o da sürüsünden sorumludur. Netice itibariyle hepiniz çobandır ve güttüğü sürüden sorumludur."
Allah'a dayanan muhlis Müslüman yönetici önceki büyük Halifelerin izinden gider. Müslümanların güvenliğini tehdit eden herhangi bir harekete karşı düşmanı uyarmak ve saldırıya yanıt vermek için hemen ordularını gönderir. İlk Hilafet döneminde olduğu gibi. Mekke’deki zayıf Müslümanlar Medine’ye girdiklerinde, onları aileleri gibi karşılayıp sahip oldukları her şeyi onlarla paylaştılar hatta evlerini bile! Bugünkü liderlerimiz Allah Subhanehu ve Teala'ya ve Rasulüne ﷺ icabet etmeyen yöneticilerdir. Onlar, Kapitalizme ve ekonomik faydalara icabet edip tapmaktadırlar hatta bencil maddi menfaatlerini korumak ve sistemlerinin devamını sağlamak için Müslümanların katliamına seslerini çıkarmıyorlar! Ancak Nübüvvet metodu üzere Hilafet’in dönüşü, zayıf mültecileri katliamdan ve yoksulluk kâbusundan güvenliğe ve emniyete kavuşturacaktır. Şu anda, Dünyadaki tüm Müslüman liderler, onlara kasıtlı olarak yardım etmemekle Myanmar Müslümanlarına karşı işlenen suçlarda ortaktırlar!! Bizim üzerimizi vacib olan husus ise; bu yanlış eylemler hakkında haykırarak itirazımızı ortaya koymak ve Allahu Teala’nın emrettiği şekilde Hilafetin iadesi için çalışmaktır.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi Adına
İMRANE MUHAMMED