- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber Yorum
Esası İslam Olmayan Anayasa’da Müfredat’ta Sorunları Çözemez
Haber:
Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, "Öğrencilerimize çağın gerektirmiş olduğu bütün bilgileri vermeyi gaye edindik. Ancak eğitim süresini kısaltmadan, vermiş olduğumuz tatil süresi içerisinde eğitimi, etkili ve en özünü vermeyi amaç ediniyoruz… Daha iyiyi yakalamak için çalışmaya devam edeceğiz. 1930'lardaki sistemi kullanmaya devam…" dedi. (Haberler)
Yorum:
Türkiye’de en önemli gündem kuşkusuz anayasa değişikliği konusudur ki biz bu konuda her defasında mevcut hali ve değiştirilmesi durumundaki haliyle anayasanın esaslarının değişmediğini, haliyle eski ve yeni anayasanın toplumun sorunlarını çözemeyeceğini dile getiriyor ve nasıl bir anayasa olması gerektiği konusunda İslami örneği sunmaya çalışıyoruz. Önemli bir diğer konu ise müfredatta yapılmak istenen değişiklikler… 2023 hedeflerini de dikkate alarak 2 yıldır bin kişiden fazla insanın katkı sunduğu değişiklik ile Milli Eğitim Bakanlığı “Anadilde iletişim, Diğer bir dilde iletişim, Temel Matematik, Dijital Yetkinlik, Öğrenmeyi Öğrenmek, Vatandaşlık ve Sivil Yetkinlik, İnisiyatif Kullanma ve Girişimcilik, Kültürel Dışavurum sağlayabilmek” gibi hedeflerinin olduğunu izah ediyor. 53 farklı ders ile ilgili taslak 20 Şubat’tan sonra “Talim Terbiye Kurulu”nun onayı ile 2017-2018 eğitim öğretim yılı için 1., 5. ve 9. sınıflarda kademeli olarak uygulanacak. TEOG, YGS veya LYS sınavlarda herhangi bir farklılık olmayacak, yeni müfredata 15 Temmuz darbe girişimi, Aziz Sancar, Kenan Sofuoğlu gibi isimler eklenecek, Evrim Teorisi kaldırılacak.
Maalesef Türkiye’de yıllarca eğitimde başörtüsü, ilk-orta-lise kaç yıl olacak konusu, sınav nasıl olmalı ve sair konular konuşuldu, tartışıldı. Ancak bu tartışmalar ve bunlar ile ilgili yapılan değişiklikler eğitimdeki kötü gidişatı değiştiremedi. Her 10 gençten 3 tanesinin çalışmadığı, okumadığı, hayata, geleceğe dair bir planı olmadığı bir nesil bu eğitim sistemi ile ortaya çıktı. Başarının ölçüsü şahsiyetli ve eğitilmiş insanlar olmalıydı. Ancak eğitim sistemi başarıyı sınavlara endeksledi ve bu sistem dahi her yıl alarm veriyor. 2016 Yükseköğretime Geçiş Sınavında 32.983 öğrenci 160 sorudan 1 tane bile doğru yapamayarak 0 puan alıyor. Yine 160 sorudan 26 net yapamayan öğrenci sayısı 484.000 öğrenci oldu ki bu sınava giren öğrencilerin %25’i kadardı. Bu ve buna benzer birçok veri sunulabilinir. Ancak sorunun temeli eğitim sisteminin temelinde yatıyor. İslam’ı esas almayan laik, demokratik kapitalist Batılı eğitim sistemi, müfredatı çocuklarımızın bu hale gelmesinde en önemli nedenlerden bir tanesi.
Bu müfredat değişikliği ile Milli Eğitim Temel Yasası (1739 sayılı yasa) dikkate alınarak, “Atatürk milliyetçiliğine bağlı, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti Cumhuriyete karşı görev ve sorumluluklarını bilen ve bunları davranış haline getirmiş yurttaşlar olarak yetiştirmek” hedefi değişmemekte korunarak devam etmektedir. Atatürk ders kitaplarından azaltılıyor mu sorusuna Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Müsteşarı Yusuf Tekin önce demokrasinin, milliyetçiliğin sonra Atatürk ifadelerinin anlatılacağını ifade ediyor. “Atatürk'ün millet sevgisi, Atatürk'ün demokrasi, cumhuriyet ve bağımsızlık gibi kavramlar temel eğitim çağındaki çocuklarımıza hala öğretiliyor mevcut müfredatta. Ancak vatan kavramını, millet kavramını, demokrasi kavramını öğrendikten sonraki müfredata ilave edildi bunlar.”
Zorunlu din dersinde dahi resmî ideolojiye göre laik bir din anlayışı, Biyoloji dersinde her ne kadar evrim teorisi kaldırılsa da Allah’ın varlığının anlatılmayışı, Hukuk, Vatandaşlık, İnsan Hakları, Hayat Bilgisi, İktisat ve diğer derslerde Batılı anlayış ve kapitalist ideolojinin bakış açısı çocuklara işlenmeye devam edecek. Tarih derslerinde yine İslam’a ve Müslümanlara iftiralar atılacak, Felsefe derslerinde sapkın görüşler, Deizm, Pozitivizm, Ateizm, Sekülerizm, Reenkarnasyon ve dahası…
Eğitim ve öğretimin laik, demokratik esaslarla devam ettiği sürece 23 milyon öğrencimiz geleceğe hazırlanamayacak, bu ve benzeri değişiklikler sorunları çözemeyecektir. Bu sorunları çözmek için İslami eğitimin metodunu anlamalı, Kuran ve Sünnetin ölçüsünde bugüne uygun eğitim projeleri geliştirmeliyiz ki nesillerimiz İslam şahsiyetleri olarak kalkınsın, yetişsin. Şüphesiz ki Hizb-ut Tahrir’in Hilafet Devletinde Eğitimin Esasları isimli çalışması bu konuda hem ülkemiz hem de tüm dünya için en güzel çözüm örneği ve modelidir.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi Adına
Musa BAYOĞLU