- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
NE TEK DEVLETLİ NE İKİ DEVLETLİ
NE DE YAHUDİ VARLIĞININ OLDUĞU HERHANGİ BAŞKA BİR ÇÖZÜMÜ ASLA KABUL ETMİYORUZ
(Tercüme)
HABER
Amerika Başkanı Trump Yahudi varlığının Başkanı ile yaptığı basın toplantısında şunları söyledi; “iki devletli çözüm Yahudi ve Filistinlilerin arasındaki çatışmayı sona erdirecek tek yol değildir ancak yine de iki veya tek devletli çözüm için çalışacağını” söyledi.
YORUM
Biz, dünyada bulunan bütün ülkelere, uluslararası ve bölgesel kuruluşlara, askeri ittifaklara, siyasi partilere ve fertlere baştan şunları vurguluyoruz:
1-Bizim düşmanlarımızdan herhangi biri ülkemizin kaderini tayin etmeyi, bir parçasını dahi olsa ayaklar altına almayı veya koparmayı ya da akidemizi ve dini hükümlerimizi hedef almayı düşünmesin. Her ne kadar devletimizin ve de arkasında korunacak ve savaşılacak imamızın olmaması, manipüleyle bizim mallarımızı yağmalayan sömürgeciliğin ve küfrün şiddeti olsa da bu durum ne Trump’ı ne Teresa’yı ne de Putin’i cesaretlendirmesin!
2-Mübarek Filistin toprakları İslam topraklarıdır, o topraklar sadece o bölgenin ehline ait değildir. Müslümanlardan hiç kimse o beldenin bir avuç toprağını hatta bir avuçtan daha azını bile ne Yahudilere ne de kâfir devletlerden (gücü ne kadar büyük olursa olsun) herhangi birine asla vermez.
3-Yahudi varlığını ortadan kaldırmak ve Filistin topraklarından temizlemek sadece mukaddes topraklardaki Müslümanların görevi değil, bilakis tüm İslam ümmetinin sorumluluğudur.
4-Filistin’de, Yahudi varlığının bulunmasını kabul edenler asla İslam ümmetini temsil ettiğini veya ümmetten bir parça olduğunu iddia edemezler. İslam ümmetinin gasıp Yahudi varlığıyla barış anlaşması veya herhangi bir anlaşma yapmasına gerek yoktur.
5-Yahudi varlığı kendini güvende hissedip Filistin topraklarında istikrar ve kararlılık adına girişimler yapmaya da hakkı yoktur. Filistin topraklarında Yahudi varlığını etkinleştirmek ve gizlice anlaşma yapmak suretiyle bu hain yöneticiler ümmete ihanet ederek dolap çevirmeseler bu varlık asla bölgede etkin rol oynayamaz.
İslam ümmeti ne kutsal Filistin topraklarının bölünmesine ve orada Yahudi varlığını yerleştirecek Sykes-Picot bölünmelerine ne de yeni karton devletlerin inşasını sağlayacak laik küfür anayasalarıyla ve zelil yönetim kanunlarıyla bölünmesine asla izin vermeyecektir.
İslam ümmeti, kâfir batıya boyun eğmez ve onun İslam beldelerindeki sömürgeci planlarına da asla teslim olmaz. Ümmet, Filistin topraklarında Yahudi varlığının idamesini sağlayacak planı Batının desteklediği tehlikeli rolle beraber İslam alemindeki rejimlerin de Yahudi varlığının Filistin topraklarında yerleşmesini sağlayacak rolü, uyguladığı ve uygulamakta olduğu planları da artık anladı.
Bugüne kadar uygulanan ve halen uygulanmakta olan iğrenç ve aşağılık rol; Yahudi varlığına bekçilik yapmak, onun varlığını ve istikrarını korumak için taahhütler vermek suretiyle güvenliğini sağlamak. Barış ismi altında yapılan zillet anlaşmaları daha önceleri komşu/halka devletler olarak isimlendirilen yolla gizlilik anlayışı şartlarına göre yapılmaktaydı.
Daha sonraki dönemlerde yapılan Camp David, Oslo ve Wadi Araba gibi zelil anlaşmalar gereği siyasi ve askeri iş birliği, güvenlik, istihbarat koordinasyonu ve ekonomik anlaşmalar ve buna ek olarak da Arap rejimlerinin, Arap Barış Girişimi aracılığıyla Yahudi varlığını bölgede entegrasyonunu sağlayacak büyük komplo siyasetini içermektedir.
Ümmetin vicdanında artık yer eden düşünce ve kanaat; ümmetin başındaki yönetimlerin ve yöneticilerin sömürgeci tağut yönetimlere tâbi olduğu, Müslümanları temsil etmediğidir. Bu yönetimlerin hepsi sömürgeci güçler tarafından desteklenen çetelerdir ve bunlar ümmetin otoritesini gasp ederek Müslümanları despotça demir yumrukla idare ediyorlar. Ancak ümmete musallat olan bu yönetim ve yöneticiler Allah Subhânehu ve Teâlânın izniyle yakında yok olacaklar ve tarihin çöplüğüne atılacaklardır.
Dolayısıyla Trump istediği kadar çözümler bulmaya çalışsın ve istediği açıklamaları yapsın, bu ancak kukla hainleri harekete geçirir. İslam ümmeti, İslam topraklarında Yahudi varlığını hiçbir şartla asla kabul etmeyecektir. Her ne kadar tek devletli çözüm veya iki devletli çözüm veya herhangi bir çözüm (siyasi, askeri vs. çözüm) ortaya koyarlarsa koysunlar, ümmet bunun karşısında durarak bedeli ne olursa olsun uğruna canlar feda olsa da asla kabul etmeyecektir.
Ümmet gece gündüz gerçek siyasi varlık olan nübüvvet metodu üzere Râşidi Hilafet devleti için çalışmaktadır. Hilafet Devleti bu yolda milyonlarca şehit de verse o mukaddes topraklardan Yahudi varlığını Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın izniyle ortadan kaldırarak kökünden kazıyacaktır. Ayrıca akidemizi hedef alan ve beldelerimize fitne sokan tüm sömürgeci kâfir devletleri de kökünden temizleyecektir.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi Adına
Memduh Ebu Siva Katişat