- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber ve Yorum
Avrupa’yı Şaşkına Çevirmek Mülteci Kapılarını Açmakla Değil Raşidi Hilafeti Kurmakla Olur
İçişleri bakanı Süleyman Soylu bir toplantıda Avrupa’ya tepkisini şu şekilde dile getirdi; “…Avrupa size söylüyorum, bu kadar cesaretiniz var mı? İsterseniz her ay size göndermediğimiz 15 bin mültecinin önünü açalım da aklınız bir şaşırsın. Türkiye'ye rağmen bu bölgede oyun kuramayacağınızı bir kere daha aklınıza getirmeniz lazım." (Haberler)
Almanya’nın hükümet yetkililerinin programlarını iptal etmesinin ardından Hollanda daha da ileri giderek Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun uçuş iznini iptal etti. Bu iptalden hemen önce Çavuşoğlu basına şu açıklamayı yapmıştı. “Eğer Hollanda benim uçuş iznimi iptal ederse, sürekli tehdit ediyorlar, eğer böyle bir şey yaparlarsa, ekonomik ve siyasi bizim Hollanda'ya karşı yaptırımımız çok ağır olur… Bu çok ağır sonuçlar doğurur…” Hollanda, hem Dışişleri bakanının uçuş iznini iptal etti, hem de bu karardan sonra Hollanda’ya giden Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya’yı Hollanda’dan sınır dışı etti. Bakan Kaya’nın yanına gitmek isteyen Türk konsolosunu engellendi, mahalli sokağa çıkma yasağı kararı aldı ve polislere verdiği talimat ile Bakan’ı görmeye giden Türk vatandaşına şiddet uyguladı.
Tüm bunlar yaşanırken günler geçti ağır sonuçlar doğuracak yaptırım yaparız diyen yetkililer maalesef söylediklerini bir kez daha unuttular. Hatta bu açıklamaları inkâr eden açıklamalar geldi hükümet yetkililerinden. Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi “Net olarak söylüyorum, hiçbir ülke ile -Hollanda dâhil olmak üzere- bu süreçte ekonomi ve ticari ilişkilerimiz masada olmayacak" diyerek kendi bakanı yalanladı ve kendilerinden somut adım bekleyenleri şaşırttı.
Hiçbir şey yapılmadı mı elbette yapıldı. Bütün etkili ve yetkili insanlar en üst düzeyden, kameralar önünde yaşananları kınadı. Hollanda, Avrupa Birliği’ne şikâyet edildi. Zaten Hollanda’da olan Hollanda Büyükelçisinin biraz daha ülkesinde kalması istendi. Meclisteki Türkiye-Hollanda Dostluk Grubu’nu feshedildi. İstanbul ile Rotterdam arasındaki “kardeş şehir” protokolü iptal edildi. Bir de Başbakan ve Cumhurbaşkanı referandum sürecinde bu konu üzerinden her fırsatta Avrupa’ya meydan okudu, esti, gürledi ama yağmadı. Son olarak da İçişleri bakanı Süleyman Soylu mültecileri göndererek Avrupa’nın aklını şaşırtalım diyerek tepkisini gösterdi.
Tepkilerin sonuçları ise şöyle oldu. Hollanda Başbakanı Mark Rutte, hükümetin bu tepkilerine karşılık “çok kötü değil” şeklinde yorum yaptı. Avrupa birliği şikâyeti değerlendirdi bunca yaşananlara rağmen Türkiye’ye nasihat etmeyi uygun buldu.
Tüm bu yaşananlar İstanbul kadar nüfusu olmayan küçük bir devletçiğin küstahlığını, Batının İslam ve Müslümanlara olan düşmanlığını ve ne kadar acizlik içinde olduğumuzu bir kez daha gösterdi. Bu acizlikten kurtulmanın yolu ise Türkiye’yi Avrupa Birliğine üye yapmak değil İslam Ümmetine lider yapmakla mümkündür. Yıllarca Avrupa kapısında bekleyen hükümetler, Avrupa Birliği devletlerinin Müslümanlarla savaşıp Müslümanları öldürdüklerini, Müslümanların topraklarını sömürdüklerini, hâlen bu devletlerden bazılarının Müslümanlarla savaşmakta olduğunu görmediler, zillete, aşağılanmaya, oyalanmaya, sömürülmeye razı oldular. Onların birliğine katılmak ve onlarla işbirliği yapmak demek, onlara dost olmak ve onları dost kabul etmek demektir. Bu ise İslam’da büyük bir suç ve en büyük günahtır. Allah [Subhânehu ve Te’alâ] şöyle buyurmaktadır:
﴿يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ لاَ تَتَّخِذُواْ الْيَهُودَ وَالنَّصَارَى أَوْلِيَاء بَعْضُهُمْ أَوْلِيَاء بَعْضٍ وَمَن يَتَوَلَّهُم مِّنكُمْ فَإِنَّهُ مِنْهُمْ إِنَّ اللّهَ لاَ يَهْدِي الْقَوْمَ الظَّالِمِينَ﴾
“Ey iman edenler! Yahudileri ve Hıristiyanları dost edinmeyin! Zira onlar birbirlerinin dostudurlar. İçinizden her kim onları dost tutarsa o da onlardandır. Şüphesiz Allah, zalimler topluluğuna hidayet etmez.” [Mâide 51]
Avrupa’ya kafa tutmak, meydan okumak ve onun aklının şaşkına çevirmek ve haddini bildirmek atılan bu cılız adımlarla değil dilinizden düşürmediğiniz Avrupa değerlerini, demokrasiyi, laikliği, insan hakları ve orta çağ anayasa-kanunlarını terk ederek Allah’ın vahyi olan İslami hayata dönmekle olacaktır. Yine Avrupa’nın aklını şaşkına çevirmek, Avrupa’ya meydan okumanın ötesinde Avrupa Fatihi olmanın tek yolu ecdadımız gibi Allah’ı razı edecek Raşidi Hilafeti ikame etmekle ve onunla İslam’ı âleme taşımakla olur. İşte o gün sadece Almanya ve Hollanda değil tüm Avrupa şaşkına döner, dizlerinin bağı çözülür, Allah’ın izni ve yardımı ile Allah Resulünün Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in müjdelediği Avrupa’nın başı Roma fethedilir.
﴿لِمِثْلِ هَذَا فَلْيَعْمَلْ الْعَامِلُونَ﴾
“Çalışanlar, böylesi bir kurtuluş için çalışsınlar”. (Saffat 61)
Hizb ut-Tahrir Merkezi Medya Ofisi Adına
Musa BAYOĞLU