- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Başkanlık için Atatürkçü bile oluyorlar!
Haber:
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Habertürk televizyonunda katıldığı bir programda referandum ile ilgili soruları yanıtladı. Alman Bild Gazetesinin "(Atatürk) yaşasaydı 'Hayır' derdi" başlıklı haberinin kendisine sorulması üzerine Bild Gazetesinin haberine tepki gösterdi. Erdoğan, "Ne alakası var bunun (Atatürk)'le. Tam aksi ben desem ki (Atatürk) kalksa bu düzenlemeye kendisi de böyle yaşadığı için 'Evet' derdi. Çünkü (Atatürk) bizim yapmak istediğimizi yaptı. İnönü ile geçinemedi." diye cevap verdi.
Yorum:
Alman Bild Gazetesi’nin “(Atatürk) yaşasaydı ‘Hayır’ derdi “ başlıklı manşet haberi, Türkiye’deki Anayasa değişikliği ve Cumhurbaşkanlığı sistemi (Başkanlık) referandumuna karşı Avrupa’nın siyasi yaklaşımının bir yansımasıdır. Zira AB tarafı Türkiye’de laik parlamenter sitemin kalıcı olmasından yanadır. Çünkü laik parlamenter sistem İngilizlerin desteği ve isteği ile Hilafeti ilga edip yerine laik cumhuriyeti ilan eden Mustafa Kemal’in sistemidir. Bu sebeple İngilizlerin başını çektiği Avrupa tarafı 16 Nisan’da yapılacak Türkiye’deki referandumda açıkça ‘Hayır’ diyor. Batılı kâfirler “(Atatürk) yaşasaydı ‘Hayır’ derdi” diyerek kimin tarafında olduklarını ve laik parlamenter sitemi kimin temsil ettiğini gösteriyorlar.
Sinsi İngilizler ve kâfir Avrupa referandum da çıkacak EVET sonucunun kendileri açısından bitiş olduğunu çok iyi biliyorlar. EVET çıkarsa Türkiye üzerindeki siyasi nüfuzlarının tamamen yok olacağının ve Türkiye siyasetine Amerika’nın %100 hâkim olacağının farkındalar. Onun için HAYIR tarafında olduklarını ilan ediyorlar ve hatta ölmüş olan Mustafa Kemal’den medet umuyorlar. Biliyorlar ki Türkiye’deki laik demokratlar Mustafa Kemal’e bir ilah gibi taparlar.
Ancak gelelim Bild Gazetesi’nin yaptığı habere EVET cephesinin verdiği tepkiye; evet cephesinden Cumhurbaşkanı Erdoğan Bild Gazetesi’nin bu haberine “(Atatürk) kalksa bu düzenlemeye ‘evet’ derdi” ifadesini kullanarak cevap verdi. Cumhurbaşkanı’nın bu ifadesi mugalata yapmaktan başka bir şey değildir. Bu ifade ile EVET ve HAYIR arasında tarafsız kalmış laik demokratlara göz kırpıyor. Zira referandum ile ilgili yapılan anketlerde durum tamda bıçak sırtı gözüküyor. Yani EVET cephesinin laik ve liberal demokratların oylarına ihtiyacı var.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Referandum ve Mustafa Kemal hakkında yaptığı bu açıklama ne ilginçtir ki yine aynı programda aynı dakikalarda yaptığı başka bir açıklama ile çelişki arz ediyor. Erdoğan aynı programda muhalefet partisi CHP’nin kendisi için yaptığı “tek adam” eleştirisine şu şekilde cevap veriyor: "Tutturmuşlar tek adam. Tek adam arıyorsan şöyle Cumhuriyet tarihine bir bak kimlerde tek adamlık var. Şimdi Gazi Mustafa Kemal tek başına yönetmedi mi?”
Bu tezatlığın daha da ötesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yaptığı başka bir tezat açıklamayı sizlerle paylaşayım. Erdoğan yukarıdaki açıklamalarından sadece 5 gün önce Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde yaptığı başka bir konuşma da şöyle demişti: “Tek adam rejimi" bambaşka bir şeydir, o 1923'te kapandı. Cumhurbaşkanlığı hükumet sistemi demokratik bir sistemdir”
Ben açıkçası tüm bu açıklamalardan tek bir şeyi anladım. Cumhurbaşkanı Erdoğan 1923’te kapanan tek adam rejimi ifadesi ile açıkça İslami Hilafet’i kast ediyor. Ve İslami Hilafet’in 1923’te kapandığını ve 16 Nisan’da oylanacak Cumhurbaşkanlığı hükumet siteminin demokratik bir sistem olduğunu izah ediyor. Aynı Erdoğan Müslümanların desteğini almak için Başkanlık sisteminden sonra Hilafet gelecek yalan ve hayalleri ile de Müslümanları kandırıyor. Haram olmasına rağmen Müslümanları İslam dışı anayasanın oylanması için referandum seçim sandığında oy kullanmaya çağırıyor.
Hatta Ak Parti yani EVET cephesi öyle ileri gitti, öyle çirkin ve pişkin davrandı ki bakın ne yaptı: Hilafetin kaldırılmasına karşı kıyam başlatan ve Mustafa Kemal’in başında olduğu İslam düşmanı laik cumhuriyetçiler tarafından idam edilen Şeyh Said’in ismini kullanarak EVET propagandası yaptı. Meydanlara “Her Evet Şeyh Sait ve arkadaşlarına bir Fatiha'dır” yazılı pankart astılar. Hem Şeyh Said’in itibarına leke sürdüler hem de Şeyh’in düşmanı Mustafa Kemal ile onu bir tarafta gösterebildiler.
İster katı laik ister demokrat olsun, ister milliyetçi ister muhafazakâr olsun, hiçbir istikamet ve ölçüleri kalmamış bu siyasi partiler, siyasetçiler ve lafları eveleyip geveleyen laf cambazları, samimi ve basiretli Müslümanları asla kandıramayacaklar. Çünkü feraset ve basireti kaybolmamış Müslümanlar olarak bizler, HAYIR’a çağıranların İngilizci parlamenter sitemine, EVET’e çağıranların ise Amerikancı başkanlık sistemine hizmet ettiklerini biliyoruz ve korkmadan lafı eveleyip gevelemeden söylüyor şöyle haykırıyoruz:
“Ne İngiliz tipi parlamenter sistem, nede Amerikan tipi başkanlık sitemi Müslümanlara ve İslam’a ait değildir. Her ikisi de Türkiye için çözüm değildir. Çözüm Raşidi Hilafettir.”
Hizb ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi Adına
Mahmut Kar