- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber ve Yorum
Siz Değil Nokta Koymayı Virgül Koymaya Dahi Muktedir Değilsiniz
Noktayı Koyacak Olan İse Raşid Bir Halife’den Başkası Değildir!
Haber:
Günlerdir beklenen Erdoğan-Trump görüşmesi Beyaz Sarayda gerçekleşti. (16 Mayıs 2017, Haber Ajansları)
Yorum:
Bu görüşmenin ayrıntılarına geçmeden önce şu hususları vurgulamakta fayda vardır. Cumhurbaşkanı Erdoğan Amerikan ziyareti öncesi Rusya ve Çin’e birer ziyaret gerçekleştirdi. Rusya ziyaretinde Suriye, Çin ziyaretinde ise ekonomik bir takım anlaşmalar ön plana çıktı. Erdoğan bu iki devletin İslam’a ve Müslümanlara düşmanlıkta ne kadar ileri olduklarını herhalde unutmuş gözükmektedir! Rusya, Orta Asya ve Suriye Müslümanlarına katlederken Çin ise Doğu Türkistanlı Müslümanları zulmetmekte ve onlara hayat hakkı dahi tanımamaktadır. İşte Erdoğan böylesi katil ve terör devletleri ile oturup kalkmaktadır. Ne kadar da yazık!
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Amerika ziyaretine gelince, tek bir cümle ile ifade edecek olursak sonu hüsranla bitmiştir. İstediği hiçbir şeyi elde edememiştir. Ne PYD’ye verilen desteğin kesilmesi konusunda ne de Gülen’in iadesi meselesinde... Hâlbuki Amerika ziyareti öncesi Erdoğan, sırf Türkiye iç kamuoyuna mesaj vermek için bu tür konularda esip gürlemiştir. Adet olduğu üzere yağmamıştır.
Amerika’nın PYD/YPG’ ağır silahlar vermesi kararı üzerine Erdoğan “Biz Amerika’ya virgül değil noktaya koymaya gidiyoruz, ( YPG’yi kastederek) bir gece ansızın çıkıp gelebiliriz, Kendi işimizi kendimiz hallederiz” gibi sözlerde bulunmuştur. Tabii ki bu sözlerin ne kadar boş olduğunu gerçekleştirilen bu ziyarette görmüş olduk. Oval ofiste gerçekleştirilen bu ziyaret, sadece yirmi dakika kadar sürmüştür. Bu sürenin en az yarısı tercüme için geçmiştir. İşte Amerika nezdinde Erdoğan’ın değeri ancak bu kadardır! Yani bir insan ancak bu kadar küçük düşürülebilir. Fakat tüm bunlara rağmen Erdoğan hala izzet ve şerefi Amerika’da aramaktadır.
Erdoğan ve Trump arasında gerçekleştirilen basın açıklamasında ise şu hususlar ön plana çıkmıştır:
- Trump Türkiye’nin talepleri ile ilgili hiç bir şey söylemedi. Türk-Amerikan ilişkilerinin geçmişinden bahsetti. Türkiye ile ilgili güzel şeyler söyledi. Buna mukabil Türk tarafının dile getirdiği konular ile ilgili hiçbir şey söylemedi.
- Trump YPG’nin ismini dahi kullanmaksızın ‘’ IŞİD ve PKK gibi terör örgütleri ile mücadelede Türkiye’ye destek veriyoruz’’ ifadesini sarf etti. Bu söylemle Trump Türkiye’nin PYD/YPG ile ilgili taleplerine önem vermediğini, Suriye’de PYD’ye destek vermeye devam edeceklerini teyit etmiş oldu. Dolayısıyla Erdoğan’ın “YPG’nin muhatap alınması uygun değildir” sözünün hiçbir değerinin olmadığı anlaşıldı. Amerika küstah bir şekilde Erdoğan’a aslında benim kararlarımı sorgulayamazsın, sen ancak kararları infaz eden bir konumdasın mesajını vermiş oldu.
- Trump “Türkiye ile ilişkilerimizi kimse yenemeyecektir” ifadesini kullanmıştır. Trump bu konuda son derece yanılgı içerisindedir. Allah’ın izni ile Hilafet sizi ve sizin gibileri yenmeye muktedir tek güçtür. Bunu da yakında göreceksiniz.
- Erdoğan ise “ABD ile BM, NATO ve G-20 gibi kilit kuruluşlarıyla yakın işbirliği içindeyiz” dedi. Erdoğan bu kuruluşların Amerika’nın dünyada maslahatlarını gerçekleştirmek için bir araç olduğunu bilmiyor mu? Ayrıca bu şer kuruluşların Müslümanların kanını akıtmakta ve onları sömürmekte Amerika’nın bir piyonu olduğunu yoksa unuttu mu?
- Yine Erdoğan “Suriye, Irak, Yemen ve Libya’daki kaosu fırsata çevirmek isteyenler eninde sonunda kaybedecektir. İki müttefikin dayanışması eli kanlı şebekeleri bertaraf etmek için kâfidir” dedi. Erdoğan’a sormak lazım: Bu bölgelerde asıl kaosu oluşturan, fitne ateşini yakan, ülkeleri ve toplumları terörize eden devletin Amerika olduğunu bilmiyor mu? Yine Erdoğan, “Sayın Trump’ın seçim zaferi Türkiye’nin de içinde bulunduğu bölgede yeni beklentilerin doğmasına, umutların filizlenmesine yol açmıştır. Biz yeni ABD yönetiminin bu umutları boşa çıkarmayacağına inanıyoruz…” dedi. Nasıl olur da Müslümanları katleden, onları sömüren, ülkelerini harap eden ve istikrarsızlık meydana getiren bir sömürgeci devletten övgüyle söz edebilir. Ona nasıl bir umut bağlayabilir?
Dolayısıyla Erdoğan ve onun gibileri asla nokta koyamazlar. Bunların sömürgeci kâfirler nezdinde zerre kadar değerleri yoktur. Amerika ve onun muadilleri ancak maslahatlarını gerçekleştirmek için bu gibi kimseleri bir araç olarak kullanırlar. Fakat tüm bu zillete rağmen sömürgeci kâfirlerle olan ilişkilere nokta koyacak olan ise Raşid bir Halifeden başkası değildir.
Hizb ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi Adına
Yılmaz Çelik