- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber - Yorum
İslam İşbirliği Teşkilatı Aldatmak ve Saptırmak İçin Mi Toplandı?
Haber:
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, “1967 sınırları dâhilinde başkenti Doğu Kudüs olan, egemen, bağımsız, coğrafi bütünlüğe sahip olan Filistin devleti en kısa zamanda hayata geçmelidir” dedi. İslam İşbirliği Teşkilatı İcra Komitesi, Türkiye’nin çağrısı üzerine Harem-i Şerif’e ilişkin son gelişmeleri ele almak üzere Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun ev sahipliğinde olağanüstü toplandı.
http://www.milliyet.com.tr/disisleri-bakani-cavusoglu-ayri-dusmemiz-istanbul-yerelhaber-2198841/
Yorum:
İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) 1 Ağustos 2017 tarihinde Harem-i Şerif’de yaşanan gelişmeleri ele almak üzere İstanbul’da Dışişleri Bakanları düzeyinde “olağanüstü” toplandı. Halihazırda 56 üye ülkenin bulunduğu teşkilattan 38 ülkeden katılım oldu. Toplantının, Dışişleri Bakanı düzeyinde toplanması yöneticilerin, Filistin meselesine verdikleri önemi de ayrıca bize göstermektedir. Bazı ülkeler ise Bakan yardımcılarını göndererek, seviyeyi daha da aşağı çektiler. Bilindiği üzere 1969 yılında Yahudi varlığının Mescid-i Aksa’yı yakmasıyla bu teşkilat kurulmuştu. O zaman da Mescid-i Aksa da namaz kılınamamıştı. Aradan 50 yıl geçtikten sonra Yahudi varlığı İsrail, yine mescidin kapılarına kilit vurdu. Askerlerini kapının önüne dikti. Her zaman olduğu gibi İslam İşbirliği Teşkilatı yine toplandı. Toplantının açılış konuşmasını yapan Çavuşoğlu, yürüttükleri çalışmalar neticesinde Yahudi varlığının “aklıselim” bir adım attığını iddia etti. Yahudi varlığının bundan sonra Müslümanların Kudüs ve Harem-i Şerif’le ilgili hassasiyetlerini tam olarak dikkate alan bir tutum içerisine girmesini temenni ettiğini dile getirdi. Çavuşoğlu, eğitimden sağlığa, tarihi binaların restorasyonuna kadar her alanda Kudüs’e omuz vermeyi vazifeleri arasında saydı. “Harem-i Şerif-i, Kudüs’ü ve Filistinli’yi korumak için daha etkin hareket etmeliyiz” diyen Çavuşoğlu, çözüm olarak Amerika’nın iki devletli çözümünün meselenin esası olması gerektiğini belirtti. Sonuç bildirgesinde ise “Kudüs'teki Filistinlilerin sabır ve gücünü selamlıyoruz”, “İsrail'in son zamanlardaki provokatif eylemlerini “güçlü” bir şekilde kınıyoruz" denildi.
İslam İşbirliği Teşkilatı’nın dönem başkanlığını hangi ülke yaparsa yapsın, yaşanan krizlere ilişkin ortaya konulan hiçbir çözüm olmadığı gibi açıklamalar da değişmiyor. Sadece sözde kalan bir kınama mesajının önüne “güçlü” yazarak değişikliğe uğrayabiliyor. Bu toplantıya katılan, yayımlanan sonuç bildirgesine itiraz etmeyen her “devlet”, aslında Filistin topraklarını işgal eden Yahudi varlığına hizmet ediyor. İsmi, “İslam İşbirliği Teşkilatı” olsa da aslında onlar Yahudilerin işbirlikçileridir. Eğer bu durum böyle olmasaydı Yahudilerin bunca katliam ve saldırgan tutumlarına karşı harekete geçmeleri gerekmez miydi?
İslam İşbirliği Teşkilatı’nın toplantısı üzerine aşağıdaki hususları vurgulamanın önemli olduğunu düşünüyorum:
1- Yahudiler, Fransa ve İngiltere’nin yardımıyla Filistin halkını topraklarından sürgün etmişlerdir. Amerika ise para, silah ve uluslararası kararlarla her zaman Yahudi varlığını destekleyerek işgale yardım etmiştir.
2- Filistin meselesi ile alakalı gerek İngilizlerin tek devletli çözümü gerekse Amerika’nın iki devletli çözümü; ikisi de Yahudi varlığına meşruiyet sağlamak anlamına gelir. Bu durum aynı zamanda Filistin’in kurtuluşu değil bitişi anlamına gelir.
3- Filistin’in büyük bir bölümünden vazgeçerek 67 sınırları içerisinde bir devlet istemenin anlamı tek cümle ile “Filistin’i Yahudilere peşkeş çekmek” demektir.
4- Yöneticilerin, Filistin’de Yahudilere karşı direnişi terör ve şiddet olarak ifade etmesi, Yahudi varlığının saldırı ve katliamlarını direniş ile eşdeğer tutması; onları Yahudi işbirlikçisi yapar.
5- İslam İşbirliği Teşkilatı toplantısı gösterdi ki; “Yahudiler için Filistin’den, Mescid-i Aksa’dan ve Filistin halkından tamamen vazgeçilmiş.
6- İslam ümmeti İslam coğrafyasında yaşanan elem ve acılara karşı kılını kıpırdatmayan ancak efendileri çağırdığında süratle ordularını harekete geçiren bu yöneticileri asla unutmayacak.
7- Mübarek topraklar, işgalin gölgesi altında kendisini turistik amaçla ziyaret edecek kimseleri beklemiyor.
8- Filistin halkı, "Osmanlı İmparatorluğu'nun günleri çoktan bitti. Yahudi halkının başkenti Kudüs’tür ve öyle de kalacaktır" diyen Yahudi Dış İşleri Bakanına, Osmanlı’nın bitmediğini gösterecek ve Yahudilerin pisliğinden dünyayı kurtaracak, Allah için kanını ve canını verecek fatihleri bekliyor.
9- Kâfirler ve münafıklar istemese de Allah Subhanehu ve Teala Nübüvvet metodu üzere kurulacak Raşidi Hilafet Devleti altında işgal altındaki Filistin’i ve diğer İslam beldelerini şerefli bir Halife’ye ve onun ordusuna nasip etsin.
Hizb ut-Tahrir Merkezi Medya Ofisi Adına
Osman Yıldız