Salı, 03 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/05
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Ey Sayın Müftü, Hilafet Farzların Tacıdır!  Mısır Kanunları Ve Anayasası İse İslam'a Aykırıdır!

بسم الله الرحمن الرحيم

HABER-YORUM

(Tercüme)

Ey Sayın Müftü, Hilafet Farzların Tacıdır!

Mısır Kanunları Ve Anayasası İse İslam'a Aykırıdır!

HABER:

24-10-2017’de El-Ezher Üniversitesine bağlı Dava Fakültesi tarafından düzenlenen ve Uluslararası El-Ezher Mezunları Örgütü iş birliğiyle yapılan “Gerçekler ve Evhamlar arasında Mısır'da şeriat uygulaması” başlıklı sempozyumda konuşan Mısır Müftüsü: “Doktrin doğrudur. Biz bunu söylüyoruz ve üzerinde insanları eğitiyoruz, ancak Hilafet meselesi inancın özümü mü? Veya ümmetin işlerini yönetmek için bir fıkhi yöntemi mi?” Cumhuriyet eski Baş Müftüsü Şeyh Muhammed Bakhit, 1926'da İslami Hilafetin fer-i fıkhi işlerden olduğunu ve dinin ve akidenin aslından olmadığını söylemişti. Müslüman Kardeşlerin kurucusu Hassan el-Benna'nın sözlerine aykırı olan şeyin, Mısır'da yürürlükte olan yasaların Şeriata uygun olduğunu ve namaz, hac ve zekâtı iptal etmek için bir yasa çıkarmadık” sözleriyle bazı kanunların İslam hukukuyla çatışması konusundaki tartışmayı eleştirdi.

YORUM:

Batı, Hilafetin telaffuz edilmesinden dolayı korkudan titriyor ve Hilafet ordularının geçmişte Doğu’ya ve Batı’ya nasıl gittiğini, ayrıca Batıyla ve halkın servetleri arasında bariyer gibi nasıl durduğunu hatırlıyor. Fakat şu an Hilafetin yokluğunda halkın servetlerini yağmalayarak onlardan faydalanmaktadır. Babıâli diye isimlendirilen devletin en zayıf döneminde dahi Batı Hilafetten korkuyordu. Ancak Batılılar Onu düşürmeyi başardılar ve bundan sonra tekrar Hilafetin geri dönmesinden endişe duyarak, kuruluşunu önlemek veya ertelemek için kendi ve ajanlarının tüm enerjilerini harekete geçirmektedirler.

Müftünün Hilafet hakkında söyledikleri, Batı'daki efendilerinin saçmalıklarından başka bir şey değildir. Hilafet, biliniyor ve Sünnetin beyan ettiği gibi İslam’ın tatbik metodu olduğu ve sahabelerin buna icma ettiği bilinen bir hakikattir. Müslümanlar uzun bir süre Hilafet altında yaşadılar ve kaldılar. Hilafet öyle bir nizam ki yaklaşık 1400 yıl boyunca Müslümanları yönetti ve içerde İslam'ı uyguladı. İslam’ı dışarıya davet ve cihad yoluyla taşıdı. Sayın müftünün söylediği Hilafet fıkhi görüştür ve her ne kadar vesile olmamasına rağmen ülkenin işlerini yönetmek için mubahlar arasında vesilelerden bir vesiledir iddiası yanlış ve büyük bir iftiradır. Hilafet ancak İslam’ı taşımanın ve tatbik etmenin tek Şer-i metodudur. Hilafet Rasûlullah SallAllahu Aleyhi Vessellem sözlerinden delalet eden ve Şer-i nassların delalet ettiği Şer-i devlettir. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi Vessellem şöyle buyurdu:ثم تكون خلافة راشدة... ثم تكون خلافة على منهاج النبوة“Sonra (yeniden) Nübüvvet Metodu üzere Hilâfet olacaktır.” İmam Harameyn Ebu El-mualli El-cuveyni İmamet ve Hilafet hakkında; “Din ve dünya işlerinde özelde ve genelde tam liderlik ve genel liderlik” diye tabir etti. Nasslarla sabit olduğu gibi, Hilafet bütün Müslümanların genel başkanlığıdır. Maverdi, İbn Hazm, Cuveyni, Kurtubi ve diğerleri, İslam'da Hilafetin ikamesi konusunda bir görüş birliği sağladı, o da Farz-ı kifayedir, diye naklettiler. İbn Hazm, bölümde şunları söylüyor: “Bütün Sünniler, tüm Mürciler, bütün Şiiler ve bütün Hariciler imamın vacib (farz) oluşunu kabul ettiler ve ümmetin, Allah'ın hükümleriyle yönetecek ve onları Rasûlullah SallAllahu Aleyhi Vessellem’in getirdiği Şer-i hükümlere göre güdecek bir adil imama tabi olmaları vaciptir.” Bunlar Fukaha tarafından herhangi bir anlaşmazlık olmadan rivayet edildi ve farz oluşu Şer-i delille sonra da akılla sabit oldu.

Müftünün Hilafetle ilgili fıkhı görüştür ifadesi ve Mısır kanunlarının Şeriat kanunlarıyla aynı olduğunu iddia etmesine gelince: Biz o sözü neye dayanarak söylediğini bilmediğimizi ve o sözü ancak cahil olan bir kişi söyler demekle yetiniyoruz. Zira bu yasaların insanlar tarafından yargı, değişim ve referandum için konulmuş olması Şeriata aykırı oluşuna kâfidir. İçindeki kanunlar ve anayasasına rağmen ve açıkça ifade eden Mısır'da demokrasi hükmettiği ve egemenliğin Şeriata değil de halka dayandığını söyleyen maddelere rağmen, bu müftü hangi şeriattan bahsediyor? Bizim dinimizde egemenlik şeriatındır ve halk serbest değil, bilakis halk ve hâkim Şeriata tâbi olmaya zorlanır ve bunda muhayyer değildirler. ﴿وَمَا كَانَ لِمُؤْمِنٍ وَلَا مُؤْمِنَةٍ إِذَا قَضَى اللَّهُ وَرَسُولُهُ أَمْرًا أَن يَكُونَ لَهُمُ الْخِيَرَةُ مِنْ أَمْرِهِمْ﴾“Allah ve Resûlü bir iş hakkında hüküm verdikleri zaman, hiçbir mü’min erkek ve hiçbir mümin kadın için kendi işleri konusunda tercih kullanma hakları yoktur. Kim Allah’a ve Resûlüne karşı gelirse, şüphesiz ki o apaçık bir şekilde sapmıştır.”(Ahzâb 36)

Bu ayette açıkça gösterildiği gibi, İslam'ın hükümlerinin demokratik bir sistemde uygulanırlığı sözü İslam’a terstir. Bu ancak fıkhî görüş olarak nitelendirdiğiniz Hilafetin altında tatbik edilir ey faziletli Müftü! Mısır'da ciddi ihlallerin yapıldığı kanunlara ek olarak en sonuncusu Mısır Cumhurbaşkanı tarafından evlilik yaşını 21’e çıkarmaya yönelik hamlesi Mısır topraklarında müstehcenliğin yayılmasına zemin hazırlamaktır.

Ey Mısır’daki Âlimler ve Şeyhler! Bildiğiniz İslam yalnızca Nübüvvet Metodu üzere Hilafet Devletinde insanlara uygulanır ve dünyaya İslam davet ve cihad yoluyla taşır. Hilafeti kurmak için çalışmak başkalarından önce sizin görevinizdir. Sizler, ilim ehli ve akidenizin bekçisi ve insanların din ve dünya iyiliğinin liderlerisiniz. Allah'ın sizden istediği ve ümmetin sizden beklediği gibi onları dünyada ve Ahirette iyiliğe götüreceklerden olun. Sözlerini bozanlar gibi dünyanızı Ahirete karşılık satmayın. Şunu bilin ki Hilafet kurulacaktır. Sizin ve diğerlerinin bunda şüphesi olmasın. Dolayısıyla Hilafetin askerleri ve bayraktarları olun ki payınız ve kazancınız artsın.

Ey Mısır Halkı! Dinlerini dünyalarına karşı satmış âlimleri dinlemeyin, onlar hayal kırıklığına uğrayacaklar ve yapmış oldukları ticareti kaybedeceklerdir. Dininizi takip edenlere ve hayrınız için çalışanlara kulak verin ve size asla yalan söylemeyen liderliği dinleyin. Hizb-ut Tahrir'deki kardeşlerinize kulak verin ve Rabbinizin sizin için razı olduğu davanızı onlarla beraber taşıyın. O size egemenliğinizi ve izzetinizi yeniden kazandıracaktır. Nübüvvet Metodu üzere Hilafeti kurarak adaleti sağlayıp, İslam nizamıyla insanları yöneterek ve İslam’ı dünyaya davet ve cihad yoluyla taşıyarak insanlar ameli olarak İslam’ın tatbik edildiğini gördüğünde fevç fevç Allah’ın dinine girdiklerine şahit olacaksınız. Ve o gün müminler Allah'ın zaferiyle sevinirler. Ey Allah’ım o günü hızlandır ve bizi askerleri ve şahitleri kıl.

﴿يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ اسْتَجِيبُواْ لِلّهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُم لِمَا يُحْيِيكُمْ وَاعْلَمُواْ أَنَّ اللّهَ يَحُولُ بَيْنَ الْمَرْءِ وَقَلْبِهِ وَأَنَّهُ إِلَيْهِ تُحْشَرُونَ﴾“Ey iman edenler! Size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah’ın ve Resûlü’nün çağrısına uyun ve bilin ki Allah, kişi ile kalbi arasına girer. Yine bilin ki, O’nun huzurunda toplanacaksınız.” (Enfal 24)

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi Adına

Abdullah Abdurrahman - Mısır

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER