- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
HABER-YORUM
(Tercüme)
Muhlis Dava Adamlarına Karşı Baskı Devam Ediyor
HABER:
Endonezya Ceza soruşturma polisi, Üstad Zülkif Muhammed Ali'nin (kabilevi, dini, etnik, cemaatçi) nefret söylemi ve derslerinden bir videoda istismarıyüzünden bir şüpheli haline geldiğine karar verdi. Ceza Soruşturma Dairesi Müdürü Fadel Amran: “Soruşturma ekibi, Üstad Zulkif Muhammed Ali hakkında şüpheleri destekleyici video ile ilgili olarak iki delil buldu.” dedi ve şunları ekledi, “Polis, Kasım 2017'den bu yana suç unsurunun olup olmadığını araştırdı, siber soruşturma ekibi sanal ortamda video buldu.” (17.Ocak.2017/ Detik.com)
YORUM:
Hiç şüphe yok ki, İslam’a ve Müslüman alimleri suçlamaya yönelik girişimler halen sürmekte ve Profesör Zülkif Ali'ye olanlar da bunlardan biridir. Sözde nefret söylemi ve “Sara’’ davası hükümetin İslam ve alimlere yönelik savaşı için bir bahanesi oldu.
Profesör Zulkif’in suçu ne, o ancak rejimin çıkarlarına ters olan İslam hakkında konuşuyordu. Özellikle dersleri, hükümetin gözünde tehdit haline gelen Nübüvvet Metodu Üzere Hilafetin ikamesinin kaçınılmaz olduğuna değiniyordu. Ve profesör son dönemde yaşanan fitneden çok bahsediyordu ve bunun İslam ümmetine Nübüvvet Metodu üzere Râşidi Hilafet kurulmasının yakın olduğuna dair müjde diyordu. Hatta profesör, Endonezya toplumunda ahir zaman profesörü olarak ün salmıştı
Bu durum diğer profesörlerin de başına geldi. Örneğin; Profesör Felix Siyava, o programlarının birçoğunda Panchasila'ya ve Endonezya Cumhuriyetine karşı olduğu gerekçesiyle Endonezya'daki çeşitli yerlerde programları iptal edildi ve Hilafet fikrine davet ettiği ve Hizb-ut Tahrir'e üye olduğu için aynı akıbete uğradı. Buna benzer bir durumda Prof. Abdulsamed’e oldu. Halbuki onun ünü son zamanlarda Endonezya'da nam salmıştı ve Endonezya halkının sevgisini kazanmıştı. Derslerini milyonlarca kişi takip ediyordu.
Tüm bu yapılanlar, samimi dava taşıyıcıları üzerindeki baskıyı sürdürmek içindir. Hükümet Hizb-ut Tahrir'i feshettikten sonra siyasi yönelimle İslami hukuku hakkında konuşan herkesi özellikle de Hilafet hakkında konuşanları korkutmak istiyor. Hükümet, halkı, Halifeliğin İslam'ı hükümlerinden biri olmadığına ikna edememesi üzerine bu saldırı ve tutuklamalar baş gösterdi. Nefret söylemi ve “SARA” davası, başarısız bir bahaneden ibarettir. Çünkü İslam'a karşı pek çok lanet okuma ve karamalar olmuştur, fakat hükümet ortada bir şey olmamış gibi konuyu polise havale etti. Özellikle iktidar partisinin genel başkanı Bayan Mikawati Soekarnoputri, ahiret gününden bahsedenlerin falcılar olduğunu söyledi. Bunun gibi nice hakaretler yapıldı? Fakat İslam'a, hükümlerine ve akademisyenlerine karşı yapılan bu tür suçlama girişimlerinin hepsi başarısız olacaktır. Çünkü bu gerçekten Allah Subhanehu ve Teâlâ’ya karşı savaş açmaktır.Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Rasulullah Sallahu Aleyhi Vessellem, «إِنَّ اللهَ تَعَالَى قَالَ: مَنْ عَادَى لِي وَلِيّاً فَقَدْ آذَنْتُهُ بِالْحَرْبِ» “Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur” dedi. “Her kim (ihlâs ile bana kulluk eden) bir dostuma düşmanlık ederse, ben de ona karşı harb ilân ederim.”(Buhari)
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi Adına
Edi Sudyana