- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Cevaplanması Gereken Sorular
(Tercüme)
HABER:
Nakba'nın yıldönümünde, medyaya düşen haber başlıkları: 55 şehit ve binlerce yaralı... Amerika Büyükelçiliğini Kudüs'e taşıyor ve Filistinlileri suçluyor. Dünya Gazze'deki katliamı kınadı... ardından ortak bir Arap ve İslami duruş çağrısında bulundu. Arap ve yabancı ülkeler ile bölgesel ve uluslararası örgütler Pazartesi günü İsrail’in Gazze sınırındaki Filistinlilerin barışçıl gösterisindeki katliamını ve ABD elçiliğinin işgal altındaki Kudüs’e nakledilmesini kınadı.
YORUM:
Çocuklara, kadınlara ve yaşlıların da içinde bulunduğu masum sivillere karşı katliamlar ve suçlar işlendiğinde her seferde toplantılar, kınamalar ve suçlamalar yapılıyor. İşgal altındaki Filistin'de Nakba'nın 70. Yıl dönümü, 1948'de Siyonist silahlı çeteler tarafından Müslümanların topraklarından çıkarıldığı gündür.
Filistin Merkezi İstatistik Bürosu tarafından bir hafta önce bir bildiri yayınlandı. Filistin Nakba’sı, Filistin'de yaşayan 1,4 milyondan, 800 bin Filistinlinin yerlerinden edilmesine yol açtı, işgalci varlık 531 Filistinli köyü yok etti, 15 bin Filistinliyi öldürdü ve 50'den fazla katliam gerçekleştirdi.
Bütün bunlar, eski Müslümanların yöneticilerinin gözü önünde gerçekleşti. Ki bugünkü yöneticilerin tepkileri ise, birkaç gün boyunca genel yas ilanından fazla bir şey değil. Ayrıca, Türkiye ile Yahudi varlığı arasında olduğu gibi, büyükelçilerin sınır dışı edilmesinden başka zikredilecek bir şey yapılmadı.
Arap, İslâmî ve hatta küresel tepkilere değinmeyeceğiz, herkes sadece kelamını paylaştı ve Pazartesi günü, 60'tan fazla şehit ve çoğunun durumu tehlikede olan 2771'den fazla kişinin yaralandığı katliamdan sonra kınama mesajları gönderdi. Almanya, İngiltere, Fransa ve diğer Batı ülkelerinin kınaması ile Türkiye, Katar, BAE, Ürdün, Mısır ve İslam dünyasındaki diğer ülkelerin kınaması arasındaki fark nedir?!!
Ancak, tepkiler söz konusu olduğunda kulaklarımızı sağır eden konuşmaları zihnimizde bazı açık soruları sormayı gerekli kılıyor.
- Ey aşağılanmış ve zillete düşmüş yöneticiler! Ne zaman fark edeceksiniz ki, işgalci diyaloğa girmiyor ancak misliyle karşılık veriyor. Özellikle de uzun yıllardır Aksa işgali devam ediyor!!
- Ey Erdoğan! neden ülkenizin sınırları dışında olsalar bile Kürt örgütlere gösterdiğin muameleyi bu gasıp varlığa karşı da göstermiyorsun?! Çünkü bu Kürt örgütler ulusal güvenliğini tehdit ediyorlar! Peki, Yahudi varlığının tüm İslam dünyasını tehdit ettiğini ne zaman fark edeceksin?
-Ey Mısırlı Sisi niçin, Sina’nın onlardan temizlenmesi gerektiğini söylediği senin sözde teröristler diye isimlendirdiğin ve öyle de muamele ettiklerine uyguladığını işgalci Yahudi varlığına karşı ne zaman uygulayacaksın? Bilakis uçakların ve tankların acımasızca bombardımana doğru koştu. Ne zaman uçaklarını Aksa’yı Yahudilerin pisliğinden kurtarmak için göndereceksin?
- Körfez ülkelerinin yöneticilerine gelince, hiçbirinde utanma yoktur. Ey Suudi Arabistan yöneticileri! Evinizin içini düzenleme ve dini hitaplarınızda modernliği dahil etme konusundaki kaygınız mı sizleri Filistinli çocukların ve kadınların kurtarılmasından alıkoydu?!! Filistin'de iki milyondan fazla Müslüman, evsiz, sığınakta iken. Sizde çok iyi biliyorsunuz ki, onlar komşu ülkeler arasında yerinden edilmişler ve muhacir konumunda neler çekiyorlar ve temel yaşam malzemelerinden dahi yoksun kalabalık kamplarda yaşıyorlar.
- Ürdün yöneticisine askeri hazırlıkları hakkında soru sormayı unutmadık. Özel olarak Gazze halkına ve genel olarak da Filistin’deki Müslümanlara karşı yardımınız nerede? Sizin rolünüz, El-Aksa Camii'nin yönetimi ve oranın din görevlisi tarafından dini hitapların denetimi ile mi sınırlı?!! İşte bunlar cevap bekleyen sorulardır…
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi Adına
Rana Mustafa