- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Tarihte Ölümsüzleşen Kadınlar!
Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem, şöyle buyurmuştur: وَالْمَرْأَةُ رَاعِيَةٌ عَلَى بَيْتِ بَعْلِهَا وَوَلَدِهِ، وَهِيَ مَسْؤولَةٌ عَنْهُمْ“Kadın kocasının evinin ve çocuklarının çobanıdır ve onlardan sorumludur.”
Toplumdaki ilk sorumlulardan biri de kadındır. Zira o, erkeğin yarısı, bir eş ve bir anadır. Dahası ümmeti ümmet yapan ve binanın temeli olan da odur. Dolayısıyla kadın ıslah olursa toplum da ıslah olur, kadın bozulursa toplum da bozulur. Bu yüzden İslami toplumun inşa edilmesinde kadının rolü ve önemi büyüktür. Dolayısıyla o, kadınları uykularından uyandıran, çocuklarını gafletlerine karşı uyaran, onları doğru bir şekilde yetiştiren ve İslami bir terbiye ile terbiye eden bir davetçidir. Çocukları terbiye etmenin amacı, Nübüvvet Minhacı üzere Hilafet Devleti’ni kurup İslami hayatı yeniden başlatarak yeryüzünde Allah’ın Kitabı ve Rasulü’nün sünnetiyle hükmetmek için çalışanlarla birlikte olmalarıdır.
Çocuklarını terbiye etmede harika örneklikleri olan birçok kadın vardır. Böylece Müslüman kadınlar için örnek ve rol model olmuşlardır. İşte bu kadınlardan birisi, Safiyye Binti Abdulmuttalib’tir. Zira kocası öldüğünde ona Zübeyr İbn Avvam Radıyallahu Anh adında bir evlat bırakmıştı. Nitekim onu iyi bir şekilde yetiştirip büyüttü ve ona vururdu. Amcaları tarafından azarlandığında onlara, ondan nefret etmediğini, aksine onu büyük meseleler ve düşmanlarını hezimete uğratması için yetiştirdiğini belirtirdi. Yine Ümmü Habib Nesibe Binti Kab’ı da hatırlayalım; zira Rasul Sallallahu Aleyhi ve Sellem Müseylemetul Kezzab’a bir elçi göndermek istediğinde, Ümmü Habib Nesibe Binti Kab’ın yaşı daha on sekizi bile geçmemiş olan oğlu Habib’i seçmiş; oğlu kendisine geri dönmeyecek olmasına rağmen itiraz etmemiş, aksine onu Rasul Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in çağrısına cevap vermeye teşvik etmiştir.
İşte bir de Hansa var; zira daha gençliğinin baharından olan dört genci cihad için sunmuş, onları çağrıya cevap vermeye ve istemiş olduğu şehadete teşvik etmiştir. İmam Ahmed bin Hanbel'e gelince; daha yedi yaşındayken onu camide sabah namazı için uyandıran annesi tarafından büyütülmüş ve aynı yaştayken Kur’an’ı hıfzetmiştir. Yine Muhammed Fatih’i de annesi sabah namazı için uyandırıyor ve onu Kostantiniyye şehrinin eteklerine götürerek ona şöyle diyordu: “Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: لَتُفْتَحَنَّ الْقُسْطَنْطِينِيَّةُ، وَلَنِعْمَ الْأَمِيرُ أَمِيرُهَا، وَلَنِعْمَ الْجَيْشُ ذَلِكَ الْجَيْشُ“Konstantiniyye elbette fetholunacaktır. Onu fetheden komutan ne güzel bir komutandır ve onu fetheden ordu ne güzel bir ordudur.” Ben fethedenin senin olmanı istiyorum.”
İşte bunlar, toplumda aktif rolü olan Müslüman kadınlardır. Bu nedenle Batılı İslam düşmanları, kadınları İslam ülkelerinde kendi kültürlerini yaymak olan en büyük görevinden uzaklaştırmak için çalıştı, çağrılarının ilk hedefi kadın oldu ve kadınları İslam ümmetine saldırmak için bir araç olarak kullandı. Bu yüzden Müslüman kadın, azim bir ümmetin, yani İslam ümmetinin mensubu olduğunu bilmeli ve ellerinde yetiştirebilecekleri büyük liderler ve adamlar doğurmalıdır… O halde bacım, evlatların için bir örnek ve rol model olmak amacıyla kendi konumuna ve rolüne geri dön. Onlara Ebu Bekir’in fedakarlığını, Ömer’in cesaretini ve adaletini, Osman’ın hayasını ve Ali Radıyallahu Anhum’un ilmini öğret ve onlara Ömer İbn Hattab’ın şu sözünü hatırlat: “Allah bizi İslam’la şereflendirdi. Allah’ın verdiği şereften başka bir şeref ararsak Allah bizi yeniden zelil kılar.” Zira durumumuz, bizden önceki sahabelerin durumu gibi Allah’ın Kitabı ve Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in sünnetiyle ıslah edilmedikçe asla düzelmeyecektir.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Şeyma el-Acîlî