- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Ümmeti Birleştirmenin Yolu Allah’a Yaklaşmaktır!
Bizler bir Ramazan ayını daha karşılarken onun özünün şafaktan gün batımına kadar tutulan orucun çok ötesinde olduğunu hatırlamalıyız. Zira bu mübarek ay, derin bir düşünme zamanı olup onun büyük tarihsel önemi üzerinde düşünmek için bir fırsattır. Dolayısıyla Ramazan ayı, sadece yeme ve içmeden uzak durmak değil, aksine Allah Subhanehu ve Teala’ya yaklaşmak için derin bir bağlılıkla, tefekkürle ve büyük bir çabayla karakterize olmuş bir zaman olarak bir umut, güç ve ilham ışığı mesabesindedir.
İslami hadaratın seyrini şekillendiren olaylar, Ramazan ayının tarihi önemini teyit etmektedir. Zira Kur’an-ı Kerim’in Nebi Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem’e Hira Mağarası’nda indirilmesi, sadece ilahi hidayetin başlangıcını temsil etmemekte, aynı zamanda ideolojik ve fikri bir devrimin başlangıcına delalet etmektedir.
Tek başına bu olay bile Ramazan ayının sadece bir ritüel ayı değil, aksine dünyayı değiştirecek bir dönüşümün başlangıcı olduğuna ışık tutmaktadır. شَهْرُ رَمَضَانَ الَّذِي أُنزِلَ فِيهِ الْقُرْآنُ هُدًى لِلنَّاسِ وَبَيِّنَاتٍ مِنَ الْهُدَى وَالْفُرْقَانِ فَمَنْ شَهِدَ مِنْكُمُ الشَّهْرَ فَلْيَصُمْهُ وَمَنْ كَانَ مَرِيضاً أَوْ عَلَى سَفَرٍ فَعِدَّةٌ مِنْ أَيَّامٍ أُخَرَ يُرِيدُ اللهُ بِكُمُ الْيُسْرَ وَلا يُرِيدُ بِكُمُ الْعُسْرَ وَلِتُكْمِلُوا الْعِدَّةَ وَلِتُكَبِّرُوا اللهَ عَلَى مَا هَدَاكُمْ وَلَعَلَّكُمْ تَشْكُرُونَ “Ramazan ayı, insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak Kur'an'ın indirildiği aydır. Öyle ise sizden ramazan ayını idrak edenler onda oruç tutsun. Kim o anda hasta veya yolcu olursa (tutamadığı günler sayısınca) başka günlerde kaza etsin. Allah sizin için kolaylık ister, zorluk istemez. Bütün bunlar, sayıyı tamamlamanız ve size doğru yolu göstermesine karşılık, Allah'ı tazim etmeniz, şükretmeniz içindir.” [Bakara 185]
Bu ayetin özü Ramazan ayının, Allah ile olan ilişkimizi güçlendirmek ve hayatın her alanında başarıya giden yolu hazırlamak için uygun bir zaman olduğunu teyit etmektedir. Allah’a yakınlaşmak sayesinde sadece bu ilişkiyi güçlendirmekle kalmayacağız, bilakis aynı şekilde bizlere ümmeti birleştirme, zorlukların üstesinden gelme ve birlikte zaferlere ulaşma imkanı sağlayacaktır. Bu arada bu faziletli zamana oruç, namaz ve tefekkürle dahil olup Allah ile olan ilişkilerimizi güçlendirmeye çalışarak bu yakınlaşmanın ümmet içinde daha geniş başarı ve zaferlere ulaşmanın anahtarı olduğunun farkına varmalıyız.
İslam’ın ilk yılları, Ramazan ayının nasıl bir özveri ve askeri katılım için bir sembol olduğuna tanık olmuştur. Zira Ramazan ayında gerçekleşen Bedir Savaşı, Nebi Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in liderliğinde ortaya çıkan İslami toplumun Kureyş’e karşı harika bir zafer elde ettiği olağanüstü şartların bir kanıtıdır. Dolayısıyla tüm zorluklara rağmen bu zafer, gelecek nesiller için bir örnek teşkil eden ilahi bir zaferin ve imanın gücünün açık bir göstergesidir.
Yine Mekke’nin fethi, Tarık bin Ziyad’ın İspanya’yı fethi ve Ramazan ayında Memlüklerin Ayn-i Calut'ta elde ettiği zafer gibi önemli zaferler, bu ayın İslami zaferlerdeki rolünü daha net bir şekilde ortaya koymaktadır. Dolayısıyla bu olaylar sadece tarihsel dipnotlar değil, ancak bunlar, bu muazzam başarıya ulaşmada imanın ve vahdetin derin etkisiyle somutlaşmaktadır. Bu da bize, Ramazan ayının tefekkür ve amel etme zamanı olduğu gibi imanımızı yenileme ve buna göre kararlı bir şekilde çalışma dönemi olduğunu hatırlatmaktadır.
Bu tarihsel anları düşündüğümüzde bize, ilahi rehberlik ile insan çabası arasındaki dinamik ilişkiyi hatırlatmaktadır. Dolayısıyla tarih boyunca Ramazan ayında elde edilen zaferler, sağlam bir iman, kararlı bir amelle birleştiğinde nelerin mümkün olabileceğine dair güçlü bir hatırlatma mesabesindedir. Bu nedenle bu dersler sadece geçmişle sınırlı olmayıp aksine çağdaş zorluklarla yüzleşmemizde de bize ilham vermeye ve rehberlik etmeye devam etmektedir.
Bununla birlikte yolculuğumuza yelken açarken, imanımızın daha geniş etkilerini idrak etmemiz önemlidir. Nitekim takva peşinde koşmak, cemaatsel vaciplere bağlılıkla birleşmeyi gerektirir. Dolayısıyla Hilafeti yeniden kurma fikri, Allah Subhanehu ve Teala’nın indirdikleriyle hükmetmenin bir aracı olup bu da İslam’ın bireysel ve toplumsal yükümlülükleri kapsayan temel yönünü ifade etmektedir. Bu yüzden bizler, Ramazan ayını kutlarken geçmişin derslerinden ilham alıp bu ayın sadece tarihi zaferlerden ibaret olmadığını, ancak aynı şekilde bunun bugünkü hayatımızda da amel etmeye daveti içerdiğinin önemini idrak etmeliyiz. O halde Allah Subhanehu ve Teala’ya karşı yükümlülüklerimizi yerine getirmeye çalışalım, artı ibadet amelleriyle meşgul olalım ve aynı şekilde ümmet için daha geniş bir bağlamdaki rolümüzü göz önünde bulunduralım. İşte bu şekilde yaparak acı çeken herkes için barış yollarını aydınlatmayı, karanlıktan aydınlığa çıkarmayı ve toplumumuzu Allah Subhanehu ve Teala’nın istediği şekilde doğru yola yönlendirmeyi ümit edebiliriz.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Yasemin Malik