- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Zaferle İlgili Durumlar!
Allah’ın yardımı ne zaman diye soran herkese, erkeklerin kahrolduğunu hisseden herkese, umutsuzluğa kapılan ve İslam’a davet etme, Allah’ın şeriatıyla hükmetme ve Nübüvvet Minhacı üzere İkinci Raşidi Hilafeti kurma alanında çalışan herkese; Allahu Teala’dan göğüslere şifa ve müminler için bir hidayet ve rahmet olmasını niyaz ederek yardımla-zaferle ilgili (özellikle davetçilerin yardımını zikrederek) aşağıdaki durumları sunacağım:
Birinci durum: Şüphesiz yardım-zafer öncüller olmaksızın da gelebilir; dolayısıyla bir beklenti olmaz; bilakis zahiri olarak zaferin boyutuna delalet eden öncüller de olabilir! Örneğin Yusuf Aleyhisselam bir imtihandan bir diğerine geçiyor ve her bir imtihan bir öncekinden daha şiddetli oluyordu; zira kuyuya atıldı, köle oldu, hapsedildi ve insanların maddi hesaplamalarına göre bunların hiçbirinde Yusuf Aleyhisselam’ın gerçekten Mısır’a aziz olacağına dair bir umut ışığı yoktu! Aynı şekilde Musa Aleyhisselam annesi tarafından suya bırakıldı, evinde büyütmek üzere onu Firavun aldı, daha sonra neredeyse Firavun ve askerleri onu yakalayacaklardı ve insanların maddi hesaplamalarına göre bunların hiçbirinde Musa Aleyhisselam’ın galip geleceğine dair bir umut ışığı yoktu! İnsanların maddi hesaplamalarına göre Calut ve askerlerinin yenileceğini kim düşünebilirdi?! İnsanların maddi hesaplamalarına göre Mekke’nin kumlarında işkence gören Bilal İbn Rabah’ın Mekke’nin fethedildiği gün Kâbe’nin üstüne çıkıp ezan okuyacağını kim düşünebilirdi?! İnsanların maddi hesaplamalarına göre aynı yıl destekçisi amcası ile eşi Hatice Radıyallahu Anhe’yi kaybeden, Taif halkı tarafından reddedilen ve üzerine taşlar atılan, sonra Medine yolunda kavmi tarafından kovalanan, neredeyse onlar tarafından yakalanmak üzere olan Rasul Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in bundan saatler sonra Persleri ve Romalıları yenecek bir devlet adamı olacağını kim düşünebilirdi?! İslam’ın Ensar’ının (İslam’a yardım edenlerin) Evs ve Hazrec olacağını kim düşünebilirdi?! İnsanların maddi hesaplamalarına göre Bedir Savaşı’nda veya Ahzab Savaşı’nda Müslümanların galip geleceğini kim düşünebilirdi? İnsanların maddi hesaplamalarına göre Tatarların, ardından Haçlıların yenilip geri çekileceklerini, hatta Tatarların İslam dinine gireceğini kim düşünebilirdi?! Dolayısıyla yardım, çıkış yolu ve iktidar en zayıf olan zamanlarda gelmektedir. حَتَّى إِذَا اسْتَيْأَسَ الرُّسُلُ وَظَنُّوا أَنَّهُمْ قَدْ كُذِبُوا جَاءَهُمْ نَصْرُنَا “Nihayet peygamberler ümitlerini yitirip de kendilerinin yalana çıkarıldıklarını sandıkları sırada onlara yardımımız gelir.” [Yusuf 110] Bu yüzden tarih okuyan bir kimse, umutsuzluk bilmez ve büyük kapıyı küçük bir anahtarın açtığını bilir!
İkinci durum: Yardım, belirli fertlere değil İslam’a olur. Örneğin Habbab Radıyallahu Anh, Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’den yardım için kendilerine dua etmesini talep ettiğinde Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem ona şöyle demişti: وَاللهِ لَيَتِمَّنَّ هَذَا الأمْرُ... “Allah bu işi muhakkak tamamlayacaktır…” Dolayısıyla Rasul Sallallahu Aleyhi ve Sellem, birçok işkence türüyle karşılaşmasına rağmen Habbab’ın şahsı için yardım vaadinde bulunmamıştır. Bundan dolayı Allahu Teala’nın وَعَدَ اللهُ الَّذِينَ آمَنُوا مِنكُمْ وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَيَسْتَخْلِفَنَّهُمْ فِي الْأَرْضِ كَمَا اسْتَخْلَفَ الَّذِينَ مِن قَبْلِهِمْ وَلَيُمَكِّنَنَّ لَهُمْ دِينَهُمُ الَّذِي ارْتَضَى لَهُمْ وَلَيُبَدِّلَنَّهُم مِّن بَعْدِ خَوْفِهِمْ أَمْناً “Allah, içinizden, iman edip de salih ameller işleyenlere, kendilerinden önce geçenleri egemen kıldığı gibi onları da yeryüzünde mutlaka egemen kılacağına, onlar için hoşnut ve razı olduğu dinlerini iyice yerleştireceğine, yaşadıkları korkularının ardından kendilerini mutlaka emniyete kavuşturacağına dair vaatte bulunmuştur. Onlar bana kulluk eder ve bana hiçbir şeyi ortak koşmazlar.” [Nur 55] kavlinde geçen (مِن) baziyet ifade etmektedir. Dolayısıyla yardım dine olur. Bizlere gelince; ya bu zafere şahit olacağız ya da Allahu Teala bundan önce canımızı alacaktır; tıpkı Allahu Teala’nın Rasulü Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem için şöyle buyurduğu gibi: فَإِمَّا نُرِيَنَّكَ بَعْضَ الَّذِي نَعِدُهُمْ أَوْ نَتَوَفَّيَنَّكَ “Onlara söz verdiğimiz azabın bir kısmını ya sana gösteririz, yahut seni daha önce vefat ettiririz.” [Mümin 77] Tıpkı Allahu Teala’nın, Sümeyye’yi, Yasir ailesini ve Hatice’yi (Allah onların hepsinden razı olsun) İslam’ın zafer ve iktidarından önce vefat ettirdiği gibi.
Üçüncü durum: Gayenin gerçekleşmesi ve zafere ulaşmak önemli bir meseledir; ancak hak yolu takip etmek ve onun üzerinde yürüyüp sebat etmek çok daha önemlidir; bu nedenle tüm Müslümanların her rekatta şöyle dua ettiklerini görürsünüz: اهْدِنَا الصِّرَاطَ الْمُسْتَقِيمَ “Bizi dosdoğru yola ilet.” [Fatiha-6] Bu nedenle Musa Aleyhisselam, Firavun ve askerleri neredeyse kendisine yetişmek üzereyken şöyle demiştir: إِنَّ مَعِيَ رَبِّي سَيَهْدِينِ “Rabbim şüphesiz benimledir, bana bir yol gösterecektir.” [Şuara 62] Bu nedenle aynı şekilde Ashab-ı Kehf de şöyle dua etmiştir: رَبَّنَا آتِنَا مِن لَّدُنكَ رَحْمَةً وَهَيِّئْ لَنَا مِنْ أَمْرِنَا رَشَداً “Rabbimiz! Bize tarafından rahmet ver ve bize, (şu) durumumuzdan bir kurtuluş yolu hazırla!” [Kehf 10] Bu yüzden ciddi ve gayretli olan bir Müslümanın, bu dinin kaçınılmaz olarak muzaffer olacağından emin olarak Nübüvvet Minhacı üzere İkinci Raşidi Hilafeti kurmak için Hizb-ut Tahrir ile birlikte çalışması gerekir. وَعْدَ اللهِ لَا يُخْلِفُ اللهُ وَعْدَهُ وَلَكِنَّ أَكْثَرَ النَّاسِ لَا يَعْلَمُونَ “Bu Allah’ın vaadidir. Allah vaadinden caymaz; ama insanların çoğu bunu bilmezler.” [Rum 6]
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Cabir Ebu Hatır