- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
İran İle Amerika Arasında İlan Edilen Düşmanlık Yalanı!
Bu yalan, medya organlarının düşmanlık şeklinden, özellikle de Irak, Lübnan ve Yemen sahalarının Tahran’ın bölgedeki kolları olmalarından dolayı sürekli bir düşmanlık halinde olduklarından bahsettiği bir zamanda ilan edilmiştir. Yine İran’ın “İsrail’e” ve Amerika’ya ölüm” gibi sloganlarının popüler olduğu gibi aynı şekilde ABD’nin Tahran’a yönelik yaptırımları da birçok siyasetçi arasında kendine bir pazar bulmuştur.
Humeyni’nin devrimi başarmasından ve iktidarı teslim almasının başlangıcında “Büyük Şeytan Amerika'ya Ölüm” şeklinde attığı yankı uyandıran sloganlardan bu yana olan İran-Amerikan ilişkilerinin tarihine dalmak istemiyorum ki zaten bu muamma, gözlemlenen gerçeklik tarafından yalanlanıyor; zira İran’ın 1980’lerde Lübnan’daki Filistinli mültecilerin öldürülmesine yönelik Emel Hareketi’ne verdiği destek, iddia edilen yalanın en büyük kanıtıdır. Dahası onun yalanını gösteren ve Büyük Şeytan (Amerika) ile iş birliğini teyit eden daha birçok olay vardır.
Amerika ve İran arasındaki anlaşmazlık hiçbir zaman ideolojik bir anlaşmazlık olmamıştır ancak Tahran, Washington ile olan anlaşmazlığı dini bir şekilde kullanmayı ve bu sloganlara aldanan halklar arasında yankı uyandıran sloganlar atmayı başarmıştır.
Aynı şekilde onların Yahudi varlığıyla olan anlaşmazlıkları da kesinlikle ideolojik bir anlaşmazlık olmamıştır, ancak anlaşmazlık bölgedeki rolü üstlenmeye yönelik bir anlaşmazlıktır.
Nitekim Tahran ile Amerika arasındaki anlaşmazlığın hakikatinin, kamuoyunu yanıltmak için medya üzerinde yapılan çekişmelerinden ve karşılıklı suçlamalardan öteye geçmediği açıkça ortaya çıkmıştır. Sahaya (vakıa zeminine) gelince; durum tamamen farklıdır. İran’ın Afganistan’da Amerika için yaptıkları çok da uzak değildir ve aynı şekilde sahne Irak’ta da tekrar etmiştir; zira Amerika’yı Irak çıkmazından kurtaran bizzat Tahran’dır.
Ancak halklar, çıkarların yakınlaşmasının ve ortak çıkara dayalı ilişkilere yönelik yeni bir zeminin oluşması için zaman içinde oluşan şekli anlaşmazlıkların ortadan kalkmasının imkânsız olmadığı şeklinde medyanın ortaya attığı şeylerin esiri olmaya devam ediyorlar!
Körfez bölgesinin Amerika için olan önemi devam etmekte olup bu uzun zamandır ilan edilmektedir; dolayısıyla Amerika’nın çıkarından başka bir dostu olmadığı gibi onların örflerinde değerlere, ahlaka ve insanlığa bir yer yoktur.
Dolayısıyla medyanın Amerika tarafından kontrol edildiği ve medya organlarının aktardığı siyasi haberlerin çoğunun tek kaynaktan geldiği ancak anlaşmazlığın onu kontrol eden kaynakta kalmaya devam ettiği bilinmektedir.
Aynı şekilde nükleer anlaşma kozu, Amerika’nın Körfez bölgesinde kalması ve İran’ın nükleer kapasitesinden duyduğu endişe bahanesiyle üslerini yoğunlaştırması ve Körfez ülkelerine silah satışını arttırması için kârlı bir koz olmaya devam ediyor. Bu nedenle Amerika, bölgedeki varlığını yoğunlaştırmak için kaos ve yıkım oluşturma olarak bilinen politikası üzerinde çalışmaya devam ederken bölgedeki durumu düzenlemek ve bunu Amerika’nın çıkarlarına göre planlamak için Tahran ile gizli ilişkilerini sürdürüyor. Aynı şekilde doğrudan ve dolaylı olarak karşılıklı mesaj alışverişinin de İran-Amerikan ilişkilerinde önemli bir rolü vardır ve bu da İran’ı, ABD’nin çıkarlarına hizmet etmek için bölgenin jandarması haline getirmektedir.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Munis Hamid – Irak