- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
İslam Ümmeti, Akidesinin Birleştirdiği Tek Bir Ümmet Olup Ajan Rejimler İse Onu Bölmektedir!
İran hakkında insanlar arasında, şiddetli bir saldırı, fiili bir bölünme ve açık bir ayrışma olduğu şeklinde iki grup ortaya çıkmıştır:
Birinci grup: İran’ı Yahudi varlığının bir başka yüzü olarak görmekte, onu "Doğu “İsrail" olarak nitelendirmekte ve sloganı da şöyledir: (Şiiler Yahudilerden daha tehlikelidir); şimdi bu grup aşağıdaki şekilde çalışmaktadır:
- İranlı milislerin suçlarını tüm iletişim araçlarında ve internet sitelerinde yaymak.
- İran’ı ve takipçilerini Şiilik, reddetme, şirk ve benzeri şekilde ifşa etmek, aşağılamak ve suçlamak.
- İran ve onun milisleriyle savaşmaya teşvik etmek.
- Onların açığa çıkan alametleri şöyledir: İran’ın Lübnan’daki partisinin genel sekreterinin öldürülmesinden dolayı sevinçli bir tutum sergilemek ve onun şehit olmadığı ve öldürülmeyi hak ettiği yönünde fetvalar ve sözler yayınlamak.
İkinci grup: İran’ın Müslümanlara daha yakın olduğunu, Yahudilere olan düşmanlığı ve Gazze’ye verdiği destek nedeniyle kendi tarafını seçtiğini söylemek olup bu grup da aşağıdaki şekilde çalışmaktadır:
- İran’ın ve milislerinin suç sicilini silmek ve hoşgörü çağrısında bulunmak.
- İster birinci taraf isterse diğerleri olsun, İran’a karşı duranları ifşa etmek, aşağılamak ve onları Siyonistlikle, Yahudi yanlısı olmakla ve kanlarının mubah olmasıyla suçlamak.
- “Siyonizm” bahanesiyle Yahudilere ve İran’a karşı duranlara karşı savaş açmak için İran ve milislerinin liderlik ettiği direniş eksenine katılma çağrısında bulunmak.
- Onların açığa çıkan alametleri ise şöyledir: İran’ın Lübnan’daki partisinin genel sekreterini Kudüs şehidi, şehitlerin efendisi ve diğer isimler adına şehit olarak benimsemek ve İran’ın diğer önde gelen takipçileriyle birlikte onu yüceltmek ve kutsallaştırmak.
Her bir grup kendi görüşünün mutaassıbı olup ateşe körükle gitmekte ve bu “fitneyi” ilk ve en önemli eylemleri olarak kabul etmektedir ki bunu açıklamak adına diyoruz ki:
Bu bölüme, Müslümanların birincil düşmanı Amerika ve onun üvey evladı Yahudi varlığının liderliğindeki kâfir Batı için “bulunmaz Hint kumaşıdır.” Bu bölünme, sadece ümmetin düşmanlarının ekmeğine yağ sürmektir; zira bu savaş, Yahudilerin içinde bulundukları çıkmazdan kurtulmak ve Müslümanlarla olan savaşlarında başlarına gelen felaketten kurtulmak için körükledikleri bir savaştır. وَلَا يَزَالُونَ يُقَاتِلُونَكُمْ... “Size karşı savaşa devam ederler…” [Bakara 217] Bu nedenle ister “Sünniler ve Şiiler”, ister “Araplar ve Farslar”, ister “direnişçiler ve sessiz kalanlar” olsun, herhangi bir kılıf altında Müslümanların saflarında herhangi bir fitneyi kışkırtmak, Yahudilere ve ümmetin düşmanlarına hizmet eden ve Müslümanlara fayda sağlamaktan ziyade zarar veren şeytani ve habis bir eylemdir. Yöneticiler ve politikacılar da dahil olmak üzere bu suça öncülük eden kişiler, saptıran ve saptırılan cehennemin kapılarındaki davetçiler olup kim onlara icabet ederse onu cehenneme atarlar ve her kim de onları takip ederse de ister bilerek isterse bilmeyerek ümmete ihanet etmiş olur.
Zaman, ümmeti düştüğü yerden kaldırma ve ümmeti, kendisi için çalışmanın azim bir farz olduğu, dahası farzların tacı olarak kabul edilen Raşidi Hilafet Devleti’nin gölgesinde “لا إله إلا الله محمد رسول الله” sancağı altında birleştirme ve halkları ve onlarla birlikte orduları harekete geçirme zamanıdır; bu da sömürgeci kâfirin hegemonyasını ve yöneticilerden onun hizmetkârı olanlardan başlayarak onun sistemlerine ve çözülmüş olan kâfir medeniyetine kadar yıkmak ve onun Allah’ın, Rasulü’nün ve müminlerin düşmanlarından olan imamlarına ve başkanlarına son vermek içindir. O halde ey Müslümanlar; ayağa kalkın ve Allah’ın kelimesini yüceltmek ve halkına asla yalan söylemeyen Hizb-ut Tahrir gibi samimi ve bilinçli bir liderliğin etrafında toplanmak için harekete geçin ve sizlerin izzetli olacağı ve insanlığın da bu kainatın Rabbi, yaratıcısı ve Meliki olan Allah Celle ve Celaluhu’nun razı olduğu İslami bir hayatla mutlu olacağı Hilafeti kurmak için Hizb-ut Tahrir’le birlikte çalışın. Nitekim Subhanehu şöyle buyurmuştur: هُوَ الَّذِي أَرْسَلَ رَسُولَهُ بِالْهُدَى وَدِينِ الْحَقِّ لِيُظْهِرَهُ عَلَى الدِّينِ كُلِّهِ وَلَوْ كَرِهَ الْمُشْرِكُونَ “O (Allah), müşrikler hoşlanmasalar da (kendi) dinini bütün dinlere üstün kılmak için Rasulü’nü hidayet ve hak din ile gönderendir.” [Tevbe 33]
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
M. Bekir El-Varafi – Yemen