Allah (st)'nın Gazze'deki bir Kadın Kulundan Şanlı Ümmete Bir Mesaj
- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Sözlerimi Rabbimin şanına ve büyüklüğüne yakışır bir şekilde Hamd-u Sena ile başlıyorum. Ya Rabbi, ben Sana ihtiyacı olan bir kadın kulunum, Sana yaratılmışlarının en üstünü olan Peygamberinin sözleri ile yalvarıyorum.
Senden başka hiçbir yardımcı (Nasır) yoktur ve ben Senden başka hiç kimseye muhtaç değilim.
"Ey Allah'ım! Kuvvetimin zaafını ve takatimin azlığını ve insanlara karşı güçsüzlüğümü sana şikayet ediyorum. Ey merhametlilerin merhametlisi! Zayıf düşmüşlerin Rabbi Sensin. Beni kimin bakımına bırakıyorsun? Kötü muamele yapan uzak kimselere mi? Yoksa işimi eline verdiğin bir düşmana mı? Eğer bana karşı Senden bir gazab yoksa hiç aldırış etmem. Fakat benim için daha rahat olan Senin afiyetindir. Senin Nuruna sığınırım. O nur ki, onun için zulmetler açıldı. Dünya ve Ahiret işi onun üzerine salah buldu. Bana gazabını indirmenden veya benim üzerime Senin öfkenin yerleşmesinden afiyetin benim için daha geniştir. Her şey Senin rızan içindir. Bütün güç ve kuvvet Senin elindedir!"
Ey Şanlı Ümmet,
Bugün sizlere ne ağlayarak Gazze'deki durumumuzu anlatacağım, ne de içinde bulunduğumuz gerçekler hakkında konuşacağım, çünkü televizyonlarınızdan izledikleriniz benim anlatabileceklerim-den daha açıklayıcı. Yakınlarını kaybetmişlerin, annelerin ve çocukların, Gazze'nin durumunu yansıtan acı ve ıstıraptan dolayı işittiğiniz feryat ve figanlar yüreklerinizi parçalamak için yeterlidir. Ve kesinlikle merhametinize hitap edip, gözlerinizden yaşlar getirmek üzere de konuşmayacağım. Aksine, başını göğe dikmiş, kendisini yüz üstü bırakanlardan dolayı zarara uğramayan izzetli asil bir Ümmet olarak hitap etmeyi tercih ediyorum. Vallahi eğer tüm insanlık ve cinler bizlere zarar vermek için bir araya gelseler Allah taktir etmedikten sonra bize zarar veremeyeceklerdir ve bize fayda vermek için bir araya gelecek olsalar yine Allah taktir etmedikçe bizlere bir faydaları olmayacaktır ve zaferin sadece Allah'ın elinde olduğundan eminiz.
Yine de bugün bu mektubu, Ümmetin durumunu sorgulamak üzere yazıyorum - şanlı, izzetli ve onurlu olan bir Ümmetin durumunu.
Bir Ümmet ki, yüzyıllar boyunca dünyaya egemen olmuş ve insanlık içinden çıkartılmış en hayırlı ümmet olmuştu.
Bir Ümmet ki, amelleri bir yana, sözleriyle bile düşmanlarının yüreklerine korku salmıştı!
Ey Şanlı Ümmet! Ey insanlık için çıkartılmış en hayırlı Ümmet!
Eyvahlar olsun o Ümmete ki, Peygamberi ve lideri Muhammed (sav) olup da kendisine zalim de olsa mazlumda olsa kardeşlerine yardım etmeyi emrettiği halde, onun (sav) emrine icabet etmek durur-ken, şartlar ne olursa olsun kardeşlerinin yardımına yetişeceğine, günah işlemekte hadleri aşmaktadır.
Hz. Ebu Bekir'in, Ömer'in, Osman'ın, Halid'in, Ali'nin, Ka'ka'nın ve Muttasım'ın soyundan gelen bu Ümmetin hali ne acınasıdır! Vallahi sizde hiç utanma yok mu?!
Eyvahlar olsun o Ümmetin haline ki, dini kemale erdirilmiş, üzerine nimetleri tamamlanmış ve kendisine din olarak İslam beğenilmişken, bugün kendisine Yüce Allah tarafından beğenilmiş olanı (İslam'ı) reddettiğini görüyorum.
Vallahi Sırat'ın önünde dikilirken, Gazze'de şehit edilmiş çocuklar ve yaşlılar sizlere sorduklarında nasıl cevap vereceksiniz?
Biz katledilirken sizler neredeydiniz?
Biz hiçbir koruma, kalkan veya çoban olmadan öldürülürken sizler neredeydiniz?
Ve siz, ey Müslüman alimler, ey Dinin kulları...
Sizin bu suskunluğunuz ve bize karşı insafsız tutumunuz yüreklerimize üzerimize yağan bombalardan ve roketlerden ve evlatlarımızın bedenlerinin gözlerimizin önünde parçalanmasından daha ağır ve daha aşağılayıcı geliyor.
Vallahi muhakkak ki sizler her yaptığınızdan ve her söylediğinizden ve her suskun kaldığınız meseleden hesaba çekileceksiniz.
Ne yaptığınız dualar ve ne de topladığınız paralar bizim için yeterli değildir.
Allah'a yemin ederim ki, sizin toplamış olduğunuz paralar ne çocuklarımızı ne analarımızı ne babalarımızı ne kardeşlerimizi bize geri getirecektir ve ne de kalplerimizi mutmain edecektir.
Vallahi yaşadığımız müddetçe sizleri affetmeyeceğiz ve Allah sizin bizleri terk etmiş olmanızı ve zulmünüzü unutmayacaktır.
Bunun için Ey Şanlı Ümmet...
Sakın paranızın, gıda ve tıbbi malzeme yardımlarınızla bizleri uğratmış olduğunuz hayal kırıklığından arınacağınızı zannetmeyin. Gökyüzündeki uçakların veya her an ve her yere düşmek üzere olan ağır topların sesini duyup da öldürülmeyi ve bombaların gürlemesini bekleyen çocuklarımızın gözündeki korku karşısında bunlar beş para etmez.
Vallahi bizlere açlıktan ve hastalıktan ölmek, sizin bizi Yahudilere bir ihanet ve kan tepsisinde hediye olarak sunmanızdan daha hafif gelir.
Şunu biliniz ki, artık daha fazla saçmalık kabul etmiyoruz ve sizin bu hilelerinize ve gözünüzdeki yaşlara daha fazla aldanmayacağız.
Çok iyi biliyoruz ki, sizler aslında şu an yaptığınızdan daha fazlası ile bize yardımcı olabilirsiniz, ancak bunu istemiyorsunuz.
Nasıl mı?? İzninizle zaten çok iyi bildiğiniz şeyi size haber vereyim:
Sizler Yahudi ordusunu darmadağın edebilecek ordulara sahipsiniz, fakat neden onları bir demir yumruk politikasıyla zincirlere vuruyorsunuz ki??
Sizler Yahudi savaş uçaklarını yok edecek uçaklara sahipsiniz. Neden onları hava üslerinizde kilitli tutuyorsunuz da onların büyük kalelerini yıkmak için kullanmıyorsunuz?
Ve sizler tüm Yahudi varlığını yerinden sarsacak roketlere ve tanklara sahipsiniz. O zaman neden onları paslanıp yok olmadan depolardan çıkarmıyorsunuz?
Bunun için Ey benim Şanlı Ümmetim...
Sizler zalim siyonist varlığını yok edip zafer elde etmeye yarayacak tüm araçlara sahipsiniz, fakat siz ona kardeş ve bize düşmansınız. Siz onu sessizliğinizle ve atıl tutumunuzla destekliyorsunuz, onu hem sizin hem bizim yüreklerimizde ağır yük oluşturan sıradan yöneticilere boyun eğerek destekliyorsunuz, siz düşmanı zalimlerin zindanlarından ve kukla yönetimlerin tutuklamalarından korkmakla destekliyorsunuz. Ey sizi eli tesbihli ve sakallı kadınlar!
Gazze'deki mücahitlerin direnişinin, ellerinde düşmanınki ile kıyaslanmaya bile değmeyecek donanımla Yahudilerin güvenliğini nasıl da sarstığını artık kendi gözlerinizle gördünüz mü?!
Yahudi varlığının bir örümcek ağından daha güçsüz olduğunu göstererek, motive etmedi mi bu sizi?!
Belirli bir süre sonra bile olsa, desteğin Allah'tan olduğundan emin olan Mü'minler olarak içinizdeki gücü uyandırmadı mı bu?
﴿فَلَمْ تَقْتُلُوهُمْ وَلَـٰكِنَّ اللَّـهَ قَتَلَهُمْ ۚ وَمَا رَمَيْتَ إِذْ رَمَيْتَ وَلَـٰكِنَّ اللَّـهَ رَمَىٰ ۚ وَلِيُبْلِيَ الْمُؤْمِنِينَ مِنْهُ بَلَاءً حَسَنًا ۚ إِنَّ اللَّـهَ سَمِيعٌ عَلِيمٌ﴾
"Onları siz öldürmediniz fakat Allah öldürdü. Attığın zaman da sen atmamıştın, fakat Allah atmıştı. Allah bunu, inananları güzel bir imtihana tabi tutmak için yapmıştı. Şüphesiz Allah işitendir, bilendir." [TMQ 8:17]
Ahad ve Samed olan Allah'a yemin olsun! Doğuda ve batıda her Müslüman, her masum çocuktan dökülen her damla kan için veya matemli bir kadın veya mazlum bir yaşlı adam için muhakkak hesaba çekilecektir.
Şunu bilin ki, Allah galip olandır ve muhakkak küfrün ve milletinin aşağılandığı ve İslam'ın ve Ümmetinin izzetlendiği gün gelecektir ve bu Allah için zor bir iş değildir.
﴿وَسَيَعْلَمُ الَّذِينَ ظَلَمُوا أَيَّ مُنقَلَبٍ يَنقَلِبُونَ﴾
"Ve zulmedenler nasıl bir yıkılışla yıkılacaklarını anlayacaklardır." [TMA 26:227]
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Bürosu adına
Rabbine (st) muhtaç olan Gazzeli bir kadın kul