- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
2017 Almanya İçin Seçim Yılı
'Almanya’da seçim yılı olan 2017 zorlu geçeceğe benzese de kazananın kim olacağı aşağı yukarı belli gibi, yani CDU’nun başkanı Angela Merkel. Almanya Başbakanı Angela Merkel’in destekçileri kapitalistlerdir. Bu kapitalistler geçmişte olduğu gibi kendilerinin çıkarları için siyasileri yönlendirir veya onlara baskı yaparak menfaatleri doğrultusunda kanunlar çıkarttırırlar veya devletin yardım paketlerinden kendi lehlerine olacak paketi onaylatırlar. Örneğin; Almanya Lehman Brothers Bankasının açmış olduğu dünya ekonomik krizinde diğer Alman bankaları devletten almış oldukları yardım paketleriyle kurtarılırken bu krizin oluşturmuş olduğu açığı vergilerden karşılamak zorunda olduğu açıklandı yani olan yine halka oldu.
Hükümet üçüncü döneminin son yıllarında AB’nin siyasi boşluğunu fırsata çevirirken ve Almanya dünya siyasetinde varlığını hissettirirken aynı zamanda AB’nin liderliği konusunda büyük hamleler atmıştır. Örneğin; Yunanistan krizinde görüldü ki Almanya tutumuyla ve de takınmış olduğu üslubuyla öncü devlet olduğunun altını çizdi. Zira Yunanistan’ı kurtarma paketini Yunanlıların uygulamaması halinde AB’den çıkabileceklerini sert bir dille ifade ettiler. (Federal Maliye Bakani W. Schäuble 16 Şubat 2015).
Mülteci meselesinde Almanya, Balkan ülkelerinde zor şartlar altında yaşamaya terk edilmiş Suriyeli mültecilere son anda kapısını açması bunun bir insani vazife olduğunu söylese de, bunun asıl hedefinde siyasi çıkarlar olduğu Merkel’in Rusya ziyaretinde vermiş olduğu basın toplantısındaki ifadelerinde bariz bir şekilde ortaya çıkmıştır. Almanya’nın kabul etmiş olduğu bir milyona yakın mültecinin geleceği için Almanya’nın barış sürecine dahil edilmesi gerekmektedir. Yani yapılacak barış görüşmelerinde Almanya koltuk kapma ve Suriye’nin geleceği ile alakalı rol almak istemektedir.
Angela Merkel muhalefetin ağır ithamları ve eleştirileri karşısında bir de kendi partisinden gelen eleştirilere maruz kalmış olsa da Almanya’nın atmış olduğu bu adımın terörü yerinde bitirme anlamına geldiğinin ve bu Almanya ve AB’nin geleceği için çok mühim adımlar olduğunu defalarca ifade etmiştir.
Britanya’nın referandum sonucu almış olduğu kararla (Brexit) AB’den ayrılmak istemesi, Fransa’nın siyasi pasifliği ve diğerlerinin ekonomik kriz ve siyasi zayıflığı, Almanya’nın önünü açmıştır. Gözüken o ki Almanya tekrar dünya siyasetine geri dönme hevesindedir.
Bu yıl yapılacak olan Genel ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Angela Merkel’in partisi CDU`yu zor bir seçim maratonu beklerken tekrar iktidarı ele alması, önceki seçimlere bakarak zor geçeceğe benzese de, Merkel’in şuan için alternatifi olmadığından tekrar seçileceği tahmin edilmektedir zira gelecek vaad eden siyasetçilerden Karl-Theodor zu Guttenberg’in üniversite diplomasındaki sahtekarlıktan siyasi hayatı biterken yine tecrübeli siyasetçilerden SPD’li Almanya Dışişleri Bakanı Frank Walter Steinmeier Cumhurbaşkanı adayı göstermesi ve son olarak da Sosyal Demokrat Partisi’nin (SPD) genel Başkanı Sigmar Gabriel (Dışişleri Bakanlığına atandı) hem Başbakanlık adaylığından hem de partisinin Başkanlığından geri çekildiğini ve aday olmayacağını açıklaması Merkel’in 4. defa Başbakan olması için büyük fırsat oldu.
Son zamanlarda sağcı ırkçıların yabancılara ve özellikle de mültecilere karşı saldırıları ve karşıt propagandası taban bulurken, hükümetin seçim vaatlerinde sağcı popülist parti olan AFD’nin (Alternative für Deutschland) oylarının artmasını engellemek için hükümetin bazı yaptırımları gündemde, böylelikle sağcı partinin seçim propagandasını ve oylarını kendi lehine çevirmiş olacaktır.
SPD’nin Başkan ve Başbakan adaylığına Martin Schulz’un getirilmesi hükümetin uyguladığı AB, Dünya ve Federal Koalisyonun devam edeceği anlamına gelmektedir. Schulz’un AB Parlamento Başkanlığı dönemlerinde AB’nin üye oranının küçülen siyasi ve ekonomik güçlü yapıya sahip olmasının AB için çok önemli olduğunu, SPD Başkanı S. Gabriel ile hazırladıkları on maddelik AB reform paketini uygulamak için AB parlamentosundan talep etmeleri hükümetin siyasetinin gelecekte de değişmeyeceği anlamına gelmektedir.
Yaşanan birtakım hareketliliklere bakıldığında Almanya’nın hâlen küresel olarak büyük bir devlet olma duygularını kaybetmediklerini ve siyasilerinden bazılarının sergilediği gibi tüm Avrupa üzerinde ekonomik alanda egemenlik kurmayı hedeflediklerini görmek mümkün. Bunların Almanya’yı büyük devlet hâline getireceği zannedilmektedir. Dünya ve AB’de fikirlerini etken kılması ve ekonomide dünyanın ilk beşlerde yer alması Almanlarda tekrar büyük devlet olma heyecanı sarmıştır.
Ancak dakik bir şekilde devletlerarası siyaseti takip etmeden ve devletlerarasındaki durumunu kuvvetlendirecek, etkisini artıracak askerî bir güç oluşturmadan yalnızca ekonomik konularda hedefler belirlemekle bir devletin dünya çapında büyük ve etkili bir devlet olması mümkün değildir.
Amerika’nın dünya üzerinde kurduğu egemenliğinin en önemli iki unsuru askerî ve ekonomik gücüdür. Dünya halklarının Amerika’yı dünyadaki fakirliğin ve ekonomik krizlerin sebebi olarak görmeleri ve bunun farkında olmaları, egemenliğinden ve kötülüklerinden kurtulmak için çalışmaya başlamaları, ABD’nin birinci devlet konumundan düşeceğinin işaretini vermektedir. Amerika’nın dünyadaki birinci devlet konumundan düşmesi hâlinde, bu boşluğu İslâm ümmetinin Hilâfet Devleti’ni kurması yoluyla tekrar onu birinci devlet konumuna getirecektir. Allah’ın bu husustaki vaadi kesindir.Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in müjdesi Nübüvvet metodu üzere Hilafetin tekrar olacağıdır.Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmaktadır:
ثُمَّ تَكُونُ مُلْكًا جَبْرِيَّةً فَتَكُونُ مَا شَاءَ اللَّهُ أَنْ تَكُونَ ثُمَّ يَرْفَعُهَا إِذَا شَاءَ أَنْ يَرْفَعَهَا ثُمَّ تَكُونُ خِلَافَةً عَلَى مِنْهَاجِ النُّبُوَّةِ ثُمَّ سَكَتَ
“Sonra ceberrut saltanat olacaktır. Allah’ın olmasını dilediği kadar olacaktır. Sonra kaldırmak istediğinde de kaldıracaktır. Sonra Nübüvvet metodu üzere Hilafet olacaktır. Dedi ve sustu” (Ahmed)
Hizb-ut-Tahrir Merkez Medya Ofisi Adına
Salih Kayadibi