Soru Cevap
- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Soru:
Şimdi ABD'de bir yandan Obama idaresi ve Demokrat Parti ile diğer yandan rakip Cumhuriyetçi Parti arasında bütçe konusunda ve Obama yönetiminin ısrar ettiği borç tavan artışı üzerinde sıcak çatışma yaşanıyor. Bütçe onayındaki krizin tırmanması sonucu yüzbinlerce Federal Hükümet çalışanı ücretsiz zorunlu izne çıkarıldı.
Soru şudur: Demokratik kapitalizm devletlerin lideri olan Amerika'da bu nasıl olur? Halka insaf etmekten dem vurdukları demokrasi nedir? Demokrasi, ortada işlenen bir suç ya da çalışmadaki bir ihmal olmadığı halde insanların maaşını dondurdu. Sonra hükümet, borç artışı değil de düşürülmesi üzerinde ısrarcı olması gerekirken nasıl oluyor da borç tavan artışı üzerinde ısrarcı olabiliyor? Kolay anlaşılacak şekilde bunun açıklanmasını ümit ediyorum. Allah hayrınızı artırsın.
Cevap:
Aşağıdaki hususlar düşünüldüğünde sorularınızın yanıtları netleşir ve anlayışı kolaylaşır:
Birincisi: Amerikan Bütçesi: ABD bütçesinin kabulü, Kongre onayını gerektirir. Kongre, çoğunluğunu Demokratların oluşturduğu Senato ile çoğunluğunu Cumhuriyetçilerin oluşturduğu Temsilciler Meclisinden oluşuyor. Senato ve Temsilciler Meclisi arasında yoğun bütçe turu görüşmeleri, metin ve önerilerin takası 30.09.2013 Pazartesi akşamına kadar sürdü. Bununla birlikte ABD Kongresi, yeni mali yılın başlangıcı olan 01.10. 2013 tarihinde ilk saatlerde geçici bütçeyi onaylayamadı.
İkincisi: Borç tavan konusu: ABD kamu borcu, Federal Hükümet için onaylanmış kamu borcunun toplamıdır. Kamu borcu, ABD Hazine Bakanlığı tarafından ihraç edilen ve Amerika Birleşik Devletleri içindeki kesimlere ait tahviller yanı sıra ABD dışındaki kesimlerin sahip olduğu tahviller bütünüdür. ABD Kongresi, Federal Hükümetin aşamayacağı borç limitini belirliyor. Şuan bu limit 16 trilyon dolardır. Hükümetin 17.10.2013 tarihinde bu borç limitini aşması bekleniyor ya da öyle düşünülüyor. Bu nedenle Federal Hükümet, bu tarihte Kongre'nin kararı onaylama beklentisiyle sağduyulu davranıyor.
Üçüncüsü: Kriz ve nedenleri:
1- Obama, Obama Care adıyla bir sağlık reformu sundu. Sağlık reformu, düşük gelirli 46 milyon Amerikalı için sosyal güvenlik ve sağlık bakımı temini anlamına geliyor. Sigorta hizmetlerinden faydalanamayanlar sağlık sigortasına sahip olacaklar. Reformun yürürlüğe girebilmesi için 01.10.2013'de görüşmelere başlanacak 2013-2014 bütçesinden gerekli kaynak tahsisinin onaylanması gerekiyor. Ancak Cumhuriyetçiler reformun bir seçim hamlesi ve Demokrat Parti lehine bir kamuoyu oluşturmaya yönelik olduğunu fark ettiler. Özellikle de Kasım 2014 yılında ara kongre seçimleri olacaktır. Bu seçimlerde Obama'nın sağlık bakım planı tartışma konusu olacağı bekleniyor. Bu yüzden Cumhuriyetçiler, Obama'nın sağlık reformu için bütçeden bir kaynak tahsis edilmesini reddettiler, yasanın ertelenmesini talep ettiler. Müzakere ve reforma açık olmasını istediler. Yani sağlık reformuna Cumhuriyetçi Parti tasarısı da konulduktan sonra yasa her iki taraf adıyla çıkarılsın istiyorlar. Tek başına Obama tasarısı olmasını ve Obama'nın bunu gelecek seçimlerde Demokrat Parti lehine puan olarak kaydetmesini istemediler. Cumhuriyetçiler, Temsilciler Meclisi'nde çoğunluğu sahiptir, yasanın yürürlüğe girmesini engelleyebilirler.
Her iki partinin sorunu da insanlara hizmet etmek değil, aksine sorun gelecek seçim için bir siyasi çekişmedir. Her iki taraf, insanlara zararı dokunsa bile -ki zararlı olduğu açıktır- tutumu üzerinde ısrarcıdır. Obama, onaylanmasını istiyor, Cumhuriyetçiler ise müzakere için ertelenmesini, Obama formülü dışında başka bir formülle daha doğrusu Cumhuriyetçilerin formülüyle yayınlanmasını istiyorlar. Böylece kriz, bütçenin onayı için belirlenen Ekim ayının ilk günlerinde Kongre'nin geçici bütçeyi onaylamamasıyla iyice tırmandı. Her iki parti arasındaki takas son tarihe kadar sürecektir.
2- Buna bağlı olarak Cumhuriyetçi Parti'nin 2014 yılı Bütçe Kanununu 30.09.2013'te veto etmesi nedeniyle Federal Hükümet mekanizmaları devre dışı bırakıldı. Bundan dolayı Amerikan kurumlarındaki kamu çalışanlarının azaltılması ve birçoğuna çıkış verilmesi beklentisiyle 800 bin kamu çalışanı ücretsiz zorunlu izne çıkarıldı. Nitekim buna benzer olay daha önce de olmuştu. Başkan Bill Clinton döneminde Aralık 1996 yılından Ocak 1997 yılına kadar Federal Hükümet 21 gün faaliyetlerini askıya almıştı. O zaman devlet, tahmini olarak iki milyar dolar zarar etmişti.
3- Şüphesiz bu, krizin bir parçasıdır. Bilakis bu, bir sonraki kriz için bir giriş kapısıdır. Hükümetin borç tavan artış isteğinin Kongre'de tartışılması için belirlenen son tarih 17.10.2013'tür. Çünkü hükümet, 16 trilyon dolar olan borç limitini aştı. Bu, Kongre tarafından onaylanan tavandır. Hükümet bundan fazla borçlanamaz. Ama kamu finansmanı, 17.10.2013 tarihinde iflasın eşiğinde olacaktır. Çünkü tahminlere göre hazinede kalan miktar sadece 30 milyar dolardır. Dolayısıyla devlet mali yükümlülüklerini yerine getiremeyecektir.
4- Partiler arasındaki sorunlar nedeniyle özellikle insanlar üzerinde baskı oluşunca iki partide birbirlerini suçlamaya başladı. Taraflar, bu sorunun sorumluluğunu diğeri üzerine atmaya çalıştı. Obama, Cumhuriyetçi Parti'yi sorun olarak gördü ve partizan çıkarlar elde etme karşılığında ülkeyi rehin almakla suçladı. Obama 08.10.2013 Salı günü Beyaz Saray'daki basın toplantısında "Kongre üyeleri, özellikle Temsilciler Meclisi'ndeki Cumhuriyetçiler, işlerini yapmak için fidye talep edemez. Kongre'nin iki temel işinin bütçeyi geçirmek ve Amerika'nın borçlarını ödemesini sağlamak" olduğunu dile getirdi. Cumhuriyetçi Meclis Başkanı "Obama, Obama Care olarak bilinen sağlık reform programı hakkında taviz vermediği sürece Kongre borç tavan artışına izin vermeyecek. Burada bir müzakere olacak. Daha fazla borçlanmaya ve imkânlarımızın ötesinde harcamaya neyin neden olduğu hakkında bir şeyler yapmadan borç tavanını artıramayız" dedi.
5- Her iki partiden gelen açıklamalardan iki tarafında borç tavanı artışını istedikleri açıktır. Ancak Cumhuriyetçi Parti, bu borca onayını sağlık bakım yasasının Cumhuriyetçi Parti tasarısı olacak şekilde değiştirilmesine bağlıyor. Bilinmelidir ki normal şartlarda ülkeler ekonomik ve mali koşulların kontrolünü borç artışı için değil azaltacak şekilde yönetir. Ancak Amerika boğazına kadar borca batmaktan korkmayan tek devlettir. Dilediği gibi tahvil bonosu ihraç edebiliyor. Mali durumu sebebiyle zor da olsa da uygun koşullarda geri ödemeyi taahhüt edebiliyor. Amerika çıkarı olduğunu görürse, diğer ülkelerde olduğu gibi hazinede karşılığı olmaksızın daha fazla dolar basabilir. Özellikle Amerikan doları diğer ülkelerin rezervlerini büyük oranda kontrol ediyor. Amerika IMF'nin gizli onayıyla ya da onayı olmadan açıkça daha fazla para basabilir. Çünkü Amerika IMF'de fiili söz sahibidir. Meselenin aslını gizlemek için sahte sebepler gösterebilir, bunu IMF'ye atfedebilir. Çıkarına olduğunu gördüğü sürece dolar kurunda bir düşüş ya da enflasyon olsa da para basabilir. Örneğin ajanslar, 2008 yılında fiyat artışına neden olan petrol spekülasyonu sırasında bir varil petrolün 150 dolar sınırına yaklaşmasıyla Amerika'nın 2 trilyon ile 4 trilyon dolar arasında para bastığını naklederler. Amerika'nın, bu spekülasyonu yapması uzak değildir. Amerika, doğrudan veya dolaylı olarak daha büyük bir miktarda petrol satın alıp petrol stoklarını artırabilmek için para bastı. Çünkü Amerika petrol fiyatlarının tırmanmasında ve doların düşüşünde çıkarı olacağını düşündü. Bu nedenle ABD Federal Hükümetindeki borç tavanı giderek yükselir. Örneğin kamu borcu -merkezi yönetim ve yerel yönetimler-, 1990 yılında 4,3 trilyon dolardan 2003 yılında 8,4 trilyon dolara 2007 yılında da 8,9 trilyon dolara yükseldi. Obama yönetiminin başında 2009 yılında, borç 10,3 trilyon dolardı. 2011 yılında limit, 14 trilyon doları geçti. Şimdi ise 16,7 trilyon doları geçecektir. Başka bir ülke, bundan çok daha az borca batmış olsaydı, iflas eder ekonomisi göz göre göre çökerdi. Ama Amerika borçtan korkmuyor, çünkü ona göre bu bir iç sorundur. İstediği zaman Kongre, borç tavanını yükseltebilir. Ekonomisi yürüyor. Borcu, mümkünse ekonomi gücüyle aksi takdirde para basmakla kapatabilir. Diğer devletlere konulan kısıtlama Amerika için geçerli değildir. Amerikan ekonomisinin çöküşü, Amerikan dolarının ağırlığına değer vermeyen bir devletin ortaya çıkması durumunda söz konusu olur. Yani ya mal karşılığında mal takas etmekle veya parasal alışverişlerde altın ve gümüş ilkesine dönmekle mümkündür.
6- Böylece demokratik kapitalist kampın lideri, demokratik kapitalist sistemin başarısızlığını kanıtlar. Kapitalizm, orta sınıf halkın hatta tüm insanların egemen kapitalist sınıf tarafından boyunduruk altına alınmasından başka bir şey değildir. Obama, Obama Care projesini sağlık sigortasının milyonlarca insana yardımcı olacağı bahanesiyle ortaya attı. Ama buna karşılık yüz binlerce çalışanı ücretsiz zorunlu izne çıkardı. Bu, Demokrat Parti'nin bu yasayı insanlara hizmet etmek için değil, aksine seçim maksadıyla çıkardığı anlamına gelir. Değilse insanlara hizmet etmek, işten çıkarmak demek değildir. Cumhuriyetçi Parti'nin sorunu insanların sağlık sigortasının olup olmaması değildir. Aksine sağlık reformu sadece rakibine atfedilmemeli, Cumhuriyetçi Parti'de ona ortak olmalıdır. Her iki partinin önceliği de insanların sağlık bakımı değildir. Çünkü Cumhuriyetçiler görüşmelerden sonra sağlık reformunun tarafların mutabakatıyla her iki parti adına çıkarılması şartıyla onaylayacağını bildirmesi bunun kanıtıdır. Önemli olan reformun içeriği değil, seçim yatırımı boyutudur. Bunun sonucunda insanlar sefalet ve acı içerisinde kıvransalar da hiç önemli değil. Ayrıca projede öyle bir madde var ki işverenlere çalışanlarını sağlık sigortası yaptırma zorunluluğu getiriyor. Proje mimarı Obama bile Temmuz ayında bir yıllığına bu maddenin ertelenme arzusunu dile getirdi. Bu madde büyük şirketlerin sağlık sigortası yapmalarıyla ilgilidir. Amaç, Cumhuriyetçi Parti'nin sağlık reformunu kabul edeceğini düşüncesiyle bu şirketleri ve Cumhuriyetçi Parti destekçilerini hoşnut etmektir. Bunlardan her iki partinin de seçim yatırımına önem verdikleri kadar insanların işlerinin doğru şekilde güdülmesine önem vermedikleri açığa çıkar. Tüm bunlardan görülüyor ki kapitalizm, halkın sermayedar tarafından sermaye artırımı için istismar edilmesidir. Demokrasi, insanlara hizmet etmek için değil, aksine halk, demokrasi uğruna ücretsiz sermayedarlara hizmet etmesi içindir.
7- Sonuç olarak biz Müslümanlardan olduğumuz için, Allah Subhânehu ve Teâlâ bizi Hakîm ve Habîr katından gelen bir nizama hidayet ettiği için Allah'a hamd ederiz. Halife, tebaa acıktığında acıkır, doyduğunda da doyar, güvende olduklarında güvende olur. Öyle bir nizam ki tüm tebaa bireylerinin ev, giyim ve yiyecek gibi temel ihtiyaçlarını giderir. Çalışabilecek olanlara çalışma olanağı sunar. Çalışamayacak olup da yakını olmayanlara da harcama yapar. Halife böyle kimselerin velisidir, maruf yolla nafakalarını temin eder. Öyle bir nizam ki kamu mülkiyeti, güvenlik ve yaşamlarını korumak için insanlara dağıtılır. Doğumundan itibaren rızkları dağıtılır. Öyle bir nizam ki yaratıkların işlerini ıslah eden adaletli, güvenli bir ekonomik hayat sunar. Yaratıcı Azze ve Celle insanlara uygun olanı en iyi bilendir. أَلَا يَعْلَمُ مَنْ خَلَقَ وَهُوَ اللَّطِيفُ الْخَبِيرُ "Yaratan bilmez mi? O, en gizli şeyleri bilir, hakkıyla haberdardır." [Mülk 14] Biz Allah Subhânehu ve Teâlâ'dan Râşidi Hilafetin geri gelmesi için yardım ve muvaffakiyet talep ederiz. Râşidi Hilafet sadece Dâr'ul İslam'a hayır yaymayacak, aksine barış ve güvenliği seven tüm akıl sahibine hayır yayacaktır. Âlemlerin Rabbi olan Allah'a hamd olsun