Pazar, 22 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/24
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü


حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Sudan Vilâyeti
Medya Bürosu

No: SDu2013BAu20132012u2013RSu2013TRu20130007 H. 30 Cumâde’s Sânî 1433
M. Pazartesi, 21 May 2012

-Basın Açıklaması- Hizb-ut Tahrir / Sudan Vilayeti Resmî Sözcüsünün, Sudan Haber Ajansı Basın Toplantısında Hilafet'in Yıkılışının Doksan Birinci Yıldönümü Münasebetiyle Yapmış Olduğu Konuşması

Hicrî doksan bir (91) yıl önce böylesi bir Receb-ul Hayr ayında, özellikle de H. 28 Receb 1342'de İslamî Hilafet Devleti yıkılmış... ve ümmet için, kavmiyetçilik, vatancılık, taifecilik ve benzerleri gibi yeni batıl kimlikler ortaya çıkmıştır. Zira sömürgeci kafir; ümmete fikrî, siyasî ve ekonomik olarak egemen olmak amacıyla Müslüman ülkeleri dilediği vakitte dilediği gibi harekete geçirecek kendisine bağlı zayıf karton devletçiklere bölmüş ve bunun üzerine de Allah'tan başka İlah olmadığına ve Muhammed'inde Allah'ın Resulü olduğuna şehadet getirmelerine rağmen aynı zamanda dini hayattan, dolayısıyla da siyaset ve devletten ayıran bir akideyi de benimsesinler, küfür sistemlerini almada bir beis görmesinler, devleti ve hayatı kafir Batı fikirlerinin esasına göre yürütsünler diye Müslümanların evlatlarından İslamî kimliğini kaybetmiş bir nesil ortaya çıkarmak için merkezler ve üniversiteler inşa etmiştir. Ardından kafir Batı çok geçmeden bu başarısız bölgesel devletçikleri yeni bir Sykes-Picot yoluyla altına üstüne getirmek için bunları, esasında içerisinde parçalanmışlık neşterinin olduğu bir laboratuvar yapmıştır. Nitekim Müslümanların tertemiz kanlarıyla sulanan İslamî bir toprak olan Güney Sudan ayrılmıştır. Yine ırkçı temelinde Darfur, Güney Kardufan ve Mavi Nil de koparılmak istenmektedir ve işte tüm bu komploların yakıtları da bizzat sömürgeci kafirlerin ajanları ve Müslümanların saf evlatları olmaktadır.

Ey Kerim Kardeşlerim:

Hilafet'in yıkılışından beri üzerimizden doksan bir yıldönümü geçmiş olup bu ülkedeki halimiz ise düşmanlarımızın sevindiği ve dostlarımızın öfkelendiği bir haldir. Zira ülkemiz İslam'dan başkasıyla yönetildiği gibi Güney Sudan'ın ayrılmasının ardında da bölgeselcilik, ırkçılık ve kabilecilik gibi İslamî olmayan kimliklerin meyveleri için parçalanmışlık uçurumunda bir peri olarak kaymaktayız. Nitekim tohumunu ektiğimiz ve acı meyvesi olan perimiz de bu batıl kimlikler temelindeki kotalı bir devlettir.

Ekonomi ekseninde ise sağa sola debelenip durmaktayız. Zira bazen kısıtlamalar koyuyoruz. Bazen de bu kısıtlamaları kaldırıyoruz ve her iki halde de insanların yaşamlarındaki acı, sıkıntı ve yoksulluk artış gösteriyor. Zira biz, mal ve hizmetlerden sözde desteği (sübvanseyi) kaldırmak, vergileri artırmak ve kamu mallarını özelleştirmek yoluyla yoksulluğu üreten ve yoksulları helak eden İMF'nin "reçetesi" üzerinde yürümekteyiz.

İçtimai Nizam eksenine gelince; açık giyimli kadınların yolları doldurması, şeriatın onayına gerek duymaksızın erkek ve kadınların bir arada toplanması ve üniversitelerde ihtilatın olması ve şeriata muhalif olan benzerleri, işte tüm bunlar yaşam tarzını İslamî olmayan bir yaşam tarzına dönüştürmüştür. Dolayısıyla hayata tüm yönleriyle bakam bir kimse, hem bu ülkede hem de tüm Müslüman ülkelerdeki bu karanlık görüntülerde bir uygunsuzluğun olduğunu görecektir!!

Tüm bunlara rağmen biz, hala şu soruyu sormaktayız: Bizim kimliğimiz nedir? Biz, Arap mıyız yoksa Afrikalı mıyız yoksa melez miyiz? Ve hayatımızı ve yaşam tarzımızı belirleyen bir cevabı olan bu soruya cevap vermekten de aciz kalıyoruz.


Ey Kerim Kardeşlerim
:

Hizb-ut Tahrir / Sudan Vilayeti olarak bizler, ümmeti iki yay boyu yada daha yakın olan kalkınma projesine yaklaştıracak siyasî ve fikrî çalışmalar yoluyla her yıl bu Receb-ul Hayr ayında Hilafet'in yıkılışının yıl dönümünü canlandırmayı alışkanlık edindik. Dolayısıyla bizler, H. 1433 yılının Receb ayında da Sudan'ın tüm bölge ve şehirlerinde düzenlenecek olan konferansların, seminerlerin, hutbelerin, konuşmaların ve üniversitelerde tartışma köşelerinin olduğu geniş bir kampanya başlatıyoruz. Dolayısıyla buralardaki temiz halkımıza bizler, kimliklerinin, sadece azim olan İslam olduğunu hatırlatacağız.

Bu kampanya çerçevesinde insanlara, bizlere aşağılanmışlığı ve utancı miras bırakan Batı'nın ortaya çıkarmış olduğu ulusal devletçiklerin bayrakları yerine İslamî kimliğin tezahürlerini yükseltmek ve ibraz etmek için İslam livası ile râyesini dağıtacağız.

İslam'ın livası ve râyesi şeri hükümlerden olup delilleri ise aşağıdaki şekildedir:

Beyaz Liva, üzerine siyah olarak [لا إله إلا الله  محمد رسول الله] yazılı olandır. Bu, ordu emiri yada ordu komutanı için hazırlanır. Buda onun yerinin işareti olup gittiği yerlere bununla birlikte gider. Livanın, ordu komutanı için hazırlanmasının delili şudur:

أن النبي دخل مكة يوم الفتح ولواؤه أبيض "Nebi [Sallallahu Aleyhi ve Sellem], Fetih günü beyaz livası olduğu halde Mekke'ye girmiştir." [Cabir kanalıyla İbn-u Mace rivayet etmiştir]

Nesâi Enes'den şöyle rivayet etmiştir:

أنه  حين أمَّر أسامة بن زيد على الجيش ليغزو الروم عقد لواءه بيده "Sallallahu Aleyhi ve Sellem, Rumlarla savaşması için Usame Bin Zeyd'i orduya emir tayin ettiğinde, onun livasını kendi eliyle hazırlamıştır..."

Siyah Râye, üzerine beyaz olarak [لا إله إلا الله  محمد رسول الله] yazılı olandır. Bu, (Tabur, Tugay ve diğer ordu birlikleri) gibi ordu bölük komutanlarıyla birlikte bulunmaktadır. Delili ise Resul [Sallallahu Aleyhi ve Sellem]'in Hayber'de ordu komutanı olacak olan hakkında şöyle buyurmasıdır:

لأُعْطِيَنَّ الرَّايَةَ غَدًا رَجُلًا يُفْتَحُ عَلَى يَدَيْهِ، يُحِبُّ اللَّهَ وَرَسُولَهُ، وَيُحِبُّهُ اللَّهُ وَرَسُولُهُ... فأعطاها علياً رضي الله عنه "İşte bu râyeyi yarın, Allah'ın O'nun eliyle fetih ihsan edeceği öyle bir adama vereceğim ki O Allah ve Resulü'nü sever, Allah ve Resulü de onu sever.. Ve onu, Ali [Radıyallahu Anah]'a vermiştir."


Ey Kerim Kardeşlerim
:

İslamî kimlik, şu anlamlara gelmektedir:

- Maslahat mikyasıyla değil de helal ve haram mikyasıyla şeri hükümlerle kayıtlı kalmakla temeyyüz eden kulluğun, sadece alemlerin Rabbi olan Allah için olması.

- Ulusal devletçiklerin bayrakları yerine İslam'ın ukab râyesi ve livasını yükseltmek yoluyla alemlerin Rabbi olan Allah'a kullukla gurur duyulması.

- Anayasa ve diğer kanunlara, sadece İslam esas olacak şekilde İslamî bir anayasa'nın talep edilmesi.

- Resul [Sallallahu Aleyhi ve Sellem]'in, İslamî Hilafet'in olduğu devletinin talep edilmesinin yanı sıra demokratik ve sivil devlet, cumhuriyet ve benzerlerinin kaldırılıp atılması.

- Geri getirilmesinin bir farz olmasının yanı sıra Allahu Subhânehu'nun bir vaadi ve Resulü [Sallallahu Aleyhi ve Sellem]'in de bir müjdesi olmasından dolayı Nübüvvet Minhacı Üzere Raşidi Hilafet'i geri getirmek yoluyla İslamî hayatı yeniden başlatmak için çalışanlarla birlikte çalışılması yada onlara destek verilmesi.

Allah Azze ve Celle şöyle buyurmuştur:

أَوَمَنْ كَانَ مَيْتًا فَأَحْيَيْنَاهُ وَجَعَلْنَا لَهُ نُورًا يَمْشِي بِهِ فِي النَّاسِ كَمَنْ مَثَلُهُ فِي الظُّلُمَاتِ لَيْسَ بِخَارِجٍ مِنْهَا كَذَلِكَ زُيِّنَ لِلْكَافِرِينَ مَا كَانُوا يَعْمَلُونَ "Ölü iken dirilttiğimiz ve kendisine insanlar arasında yürüyebileceği bir ışık verdiğimiz kimse, karanlıklar içinde kalıp ondan hiç çıkamayacak durumdaki kimse gibi olur mu! İşte kafirlere yaptıkları böyle süslü gösterilmiştir." [En'am 122]

 

Ve's Selemu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berakatuh


İbrâhîm Usmân [Ebu Halîl]

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir

Resmî Sözcüsü
Sudan Vilâyeti

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Sudan Vilâyeti
Medya Bürosu
Adres Bilgileri ve Web Sitesi
21 October Street, Imarat al-Vaqf, Ground Floor, East Khartum / Sudan
Telefon: +(249) 0912 24 01 43 – 0912 37 77 07
http://www.hizb-sudan.org/
E-Mail: spokman_sd@dbzmail.com

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER