- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
HABER-YORUM
(Tercüme)
Hilafetin İkamesi Farzdır, Bu İşle İlgilenmemek Büyük Günahtır
HABER:
Receb ayı, bu yıl Rasulullah Sallahu Aleyhi Vessellem efendimizin hicretinin 1439 yılı ile denk düşüyor. Osmanlı Hilafetinin yıkılışının doksan yedinci yıldönümü.
YORUM:
Bu üzücü yıldönümü vesilesiyle şöyle diyoruz: Hilafet İslâm şeriatının hükümlerinin hâkim kılınıp İslâm davetinin tüm insanlığa taşınması için yeryüzündeki tüm Müslümanların önderliğidir. Hilafetin yeniden kurulması dünyanın dört bir yanındaki tüm Müslümanlar üzerine farzdır. Hilâfet’in kurulmasını tüm Müslümanlara farz kılan deliller ise, Kitap, Sünnet ve sahabenin icmâ'ıdır.
Kitabın delillerinde; Allah Subhanehu ve Teâlâ’nın şu kavlidir. ﴿فَاحْكُمْ بَيْنَهُمْ بِمَا أَنْزَلَ اللَّهُ وَلَا تَتَّبِعْ أَهْوَاءَهُمْ عَمَّا جَاءَكَ مِنَ الْحَقِّ﴾“Artık, Allah’ın indirdiği ile aralarında hükmet ve sana gelen haktan ayrılıp da onların arzularına uyma” .Ve Allahu Teala’nın bu kavli ﴿وَأَنِ احْكُمْ بَيْنَهُمْ بِمَا أَنْزَلَ اللَّهُ وَلَا تَتَّبِعْ أَهْوَاءَهُمْ وَاحْذَرْهُمْ أَنْ يَفْتِنُوكَ عَنْ بَعْضِ مَا أَنْزَلَ اللَّهُ إِلَيْكَ﴾. “Allah’ın indirdiği ile hükmet. Onların arzularına uyma ve Allah’ın sana indirdiğinin bir kısmından (Kur’an’ın bazı hükümlerinden) seni şaşırtmalarından sakın”
Sünnetteki deliller; Rasulullah Sallahu Aleyhi Vessellem’in şu sözüdür.«مَنْ خَلَعَ يَدًا مِنْ طَاعَةٍ لَقِيَ اللَّهَ يَوْمَ الْقِيَامَةِ لَا حُجَّةَ لَهُ وَمَنْ مَاتَ وَلَيْسَ فِي عُنُقِهِ بَيْعَةٌ مَاتَ مِيتَةً جَاهِلِيَّةً» “Kim Allah'a itaatten elini çekerse, Kıyamet gününde lehine hiçbir delil bulunmaksızın Allah’u Teâlâ’yla karşılaşacaktır. Kim de boynunda Halife’ye biat olmadan ölürse cahiliye ölümü ile ölür.”.Ve Rasulullah Sallahu Aleyhi Vessellem’in şu kavli «إِنَّمَا الْإِمَامُ جُنَّةٌ يُقَاتَلُ مِنْ وَرَائِهِ وَيُتَّقَى بِهِ» “Muhakkak ki imam (Halife) kalkandır. Onunla savaşılır ve korunulur.” Ve Rasulullah Sallahu Aleyhi Vessellem’in şu sözü.«كَانَتْ بَنُو إِسْرَائِيلَ تَسُوسُهُمُ الْأَنْبِيَاءُ، كُلَّمَا هَلَكَ نَبِيٌّ خَلَفَهُ نَبِيٌّ، وَإِنَّهُ لَا نَبِيَّ بَعْدِي، وَسَتَكُونُ خُلَفَاءُ فَتَكْثُرُ» “İsrail oğulları Nebiler tarafından siyaset (idare) ediliyordu. Bir Nebi öldüğünde onu başka bir Nebi takip ediyordu. Artık benden sonra Nebi yoktur. Fakat birçok Halife olacaktır.” Oradakiler dediler ki; bu durumda bize ne yapmamızı emredersin? Dedi ki:“İlk biat edilene vefakâr olunuz onlara karşı olan vazifelerinizi yerine getiriniz. Muhakkak ki Allah size karşı olan vazifelerini yapıp yapmadıklarını onlara soracaktır.”
Sahabelerin bu konudaki icmâ'ına gelince;Sahabeler (radiyAllahu anhüm) Rasulullah Sallahu Aleyhi Vessellem'in vefatından hemen sonra bir Halife’nin seçilmesinin gereği üzerine icmâ etmişlerdir. Aynı sahabe icmâ'ı Ebu Bekir (radiyAllahu anh)'a, Ömer (radiyAllahu anh)'a, Osman (radiyAllahu anh)'a ve Ali (radiyAllahu anh)'a yapılan biatlarla tekerrür etmiştir. Nitekim sahabenin bu icmâ'ındaki kesinlik şu olayla da te'yid edilmiştir: Rasulullah Sallahu Aleyhi Vessellem'in vefatından sonra sahabeler onu defnetmek yerine yeni bir Halife’nin seçimi ile meşgul olmuşlardır. Halbuki mevtanın (ölülerin) en kısa zamanda defni farz kılınmış ve kendilerine defnin farz olduğu kişilerin, defni erteleyip başka bir işle meşgul olmaları da haram kılınmıştır.
Rasulullah Sallahu Aleyhi Vessellem'in cenazesinin techizi ve defni üzerlerine farz olan sahabelerin (rahm), Rasulullah Sallahu Aleyhi Vessellem'in defni ile meşgul olmayı bırakarak Halife’nin seçimi ile meşgul olan bir kısmına, diğer bir kısım sahabelerin, -cenazeyi defne engel olan bu seçime engel olmaya imkanları olduğu halde- defnin iki gece ertelenmesi karşısında sessiz kaldıklarını ve defnin geciktirilmesine iştirak ettiklerini görüyoruz. Rasulullah Sallahu Aleyhi Vessellem’in cenazesinin defni beklerken Halife’nin seçimi ile meşgul olmaları şeklinde gerçekleşen bu icmâ göstermektedir ki; Halife’nin seçilmesi, insanların en hayırlısının cenazesinin defnedilmesinden daha önemli bir farzdır.
Hilafeti kurmak için çalışmamak günahların en büyüğüdür. Çünkü İslam’ın en büyük farzlarından birini ikame etmemektir. Bunda dini hâkim kılmak vardır ve bilakis hayat sahasında İslam’ın varlığı Hilafete bağlıdır. Bütün Müslümanlar, Hilafeti kurmaktan geri durduklarında büyük günah işlerler. Eğer bu duruma hepsi iştirak ederse günah dünyanın her bölgesindeki ferdin üzerinedir.
Sonuç olarak; yeryüzü Hilafetten yoksun iken, Müslümanların, dini hâkim kılmak ve Hilâfeti kurmaktan geri kalmasına hiçbir şekilde mazeret ve ruhsat yoktur. Yeryüzünde Allah'ın tayin ettiği sınırları korumak için hadleri uygulayan ya da dinin hükümlerini yerine getirip “Lâilahe illAllâh Muhammedü'r-Rasûlullâh” sancağı altında Müslümanların cemaatini birleştiren bir devlet olmayınca, Hilâfeti kurup Halife’yi tayin için bir çalışma yapmaktan geri kalmak için hiçbir mazeret ve ruhsat yoktur.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi Adına
Muhammed Abdul Malik