- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber Yorum
Keşmir, İslam Âleminin Kulaklarını Yırtan Bir Çığlıktır!
Haber:
Hindistan Cammu Keşmir’e 125 bin ilave paramilis güç konuşlandırdı. Cammu Keşmir’de hali hazırda 500 bin güvenlik gücü bulunuyor. Bu arada okullar yeniden açıldı ama sınıflar boş kaldı, çünkü ailelerin “iletişim kuramama” tehlikesini göze alamadığı, telefon ve internet kesintileri sona erene kadar çocukları evde tutmayı tercih ettiği bildirildi. Bölgede birçok çocuk paramilis güçlerce gözaltına alındı ve çatışmalarda sayısız çocuk yaralandı. (https://www.haberturk.com/hindistan-tan-cammu-kesmir-e-125-bin-kisilik-ilave-asker-2515086) Hindistan’ın Keşmir’i ilhak etmesi Bangladeş’e göre “Hindistan’ın iç meselesi”. Türkiye Dışişleri Bakanlığı her zamanki gibi BM’ye “daha aktif bir rol alma” çağrısında bulundu ve Amerikan efendisinin sözleriyle, “hukuk temelinde ve diyalog yoluyla” “tek taraflı adımlardan” kaçınılması gerektiğini tavsiye etti. Keşmir’in en güçlü komşusu Pakistan ise bu cılız açıklama için teşekkür etti ve Keşmir meselesini Uluslararası Adalet Divanı’na taşıma kararı aldı. Uluslararası Adalet Divanı'nın vereceği kararın herhangi bir resmi yaptırımı bulunmuyor. Karar sadece tavsiye niteliğinde olacak. (Ajanslar)
Yorum:
Böylece şu an Keşmir’in 12,5 milyonluk nüfusuna karşı 625 bin ağır silahlı askeri güç bulunuyor. Yani şu an Keşmir’de (sömürgeci İngiliz’in haritasına göre Cammu Keşmir’de) 1 ağır silahlı askere karşın 20 savunmasız sivil bulunuyor. Bu nüfusun ortalama %70’inin Müslüman olduğunu kabul edersek bir silahlı kâfir askere karşı 14 savunmasız sivil Müslüman olduğunu, bunun da son derece naif bir hesapla üçte birinin direnebilecek güçte yetişkin erkek, gerisinin kadın ve çocuk olduğunu var sayarsak bir askere karşı yaklaşık 4 yetişkin Müslüman erkek olduğu sonucuna varabiliriz. Kısacası, Hindistan Başbakanı Modi’nin, hayal ettiği, Müslümanlardan arınmış saf Hintli Keşmir hedefine ulaşması için kıl kadar mesafe kalmış görünüyor.
Bu manzara karşısında bugüne kadar ürpermeyen tüylerimiz artık ürperiversin n’olur! Elbette Allah büyüktür, Allah her şeye kadirdir. Âlemlerin Rabbi muhakkak bu hesabı yapan insanoğlunun hesabını alt üst etmeye güç yetirir. Buna bugüne kadar Filistin’de, Irak’ta, Afganistan’da, özellikle 8 yıldır süren ve çıkmazda görünen Suriye’de ve tüm İslam beldelerinde şahit olduk. Fakat Allah Subhanehu ve Teâlâ biz Müslümanlardan da, her birimizden, bir şeyler yapmamızı istiyor... Keşmir vakıası bize neyi hatırlatıyor?
Keşmir; İslam beldelerinin tümünün ne kadar yetim, ne kadar öksüz kaldığının, küfür milletlerinin İslam Ümmetini nasıl yiyip bitirdiğinin resmidir! Keşmir; İslam Ümmeti sayıca kâfirlerden üstünken ekmek misali parça parça doğranınca nasıl ufalanıp kâfirlerin tabaklarına yem olarak atılabildiğinin delilidir. Bugün İslam beldeleri küfür milletlerinin yem ambarına dönüştürülmüştür. Başımızdaki liderler ise sömürgeci devletlerin kâhyalığını yapıyor, ambardan rahatça faydalanmalarının garantörlüğünü yapıyor. Üstelik bir de Müslümanları oyalamaktan başka amacı olmayan saçma sapan içi boş girişimleriyle, sözleriyle, çıkış ve kınamalarıyla gurur duyuyor, birbirlerini tebrik ediyor, alkışlıyorlar. Ordulara, ağır silahlı asker ve paramilislere karşı iman dolu yürekli askerlerini seferber etmek yerine BM’den, Uluslararası Adalet Divanı’ndan ve Müslümanların baş düşmanı ABD’den ve başkanından yardım talep ediyorlar. Cümle âlem bu kuruluşların sömürgeci devletlerin hizmetinde olduğunu bilirken, yöneticilerimiz onlara yöneliyor... Bu bile Müslümanların aklıyla ve duygularıyla ne kadar küstahça alay ettiklerinin delilidir.
Keşmir; Müslümanlara yöneticilerine karşı suskun kalmanın, onlara karşı çıkmamanın faturasıdır... Dolayısıyla, küfür sistem ve baskılarına karşı çıkmadığımızda ödeyeceğimiz en ağır bedellerin ilki olmaya adaydır. Çünkü Hint kâfiri tüm Müslüman nüfusu bir anda yok edecek kadar bir silahlı kuvvetle Keşmir’deki evlerimizin kapısına dikilmiş, baba ve kocalarla birlikte küçük erkek çocukları dahi gece yarısı evlerinden kaçırıyor, kirli ellerini kadın ve kızlarımıza uzatıyor. Keşmir’in işgali; zihinlerimizde şimşekler çaktırması gereken korkunç bir kâbustur! Bu kâbusu sona erdirmek için bir an evvel gaflet uykusundan uyanıp sömürgeci kafirlerin kahyalığını yapan yöneticilerden kurtulmamız ve onların yerine Allah’tan başka kimseye kul olmayan raşid bir yönetici getirmemiz hayati bir mesele ve Allah’ın boynumuza yüklediği bir farzdır!
Keşmir İslam âleminin kulaklarını yırtan bir çığlıktır! Neredesin ey Mu’tasım?! Neredesin ey Halife?! Artık beldelerimizi milliyetçi, ırkçı, suni sınırlarla bölüp parçalayan Batılı sistemleri ve başındaki kukla kâhyaları söküp atın! Yerine Müslümanların ordu ve askerlerini yenilmesi imkânsız tek bir İslam ordusu yapan, Keşmir’in ve tüm İslam beldelerinin ve tüm insanlığın kurtarıcısı, Allah’ın nizamını tatbik eden Raşidi Hilafeti ikame edin! Muhakkak İslam’ın olduğu yerde batıl ve zulüm yok olmaya mahkûmdur!
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Zehra Malik