- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Rusya, İslam Davetine Karşı Savaşta Kerimov’un İzini Takip Ediyor!
Haber:
Hizb-ut Tahrir ile birlikte İslam’a davet etmesinden dolayı haksız yere cezasını çeken Zovar Nodirov’a 3 yıl daha hapis cezası verildi.
Birinci Doğu Bölgesi Askeri Mahkemesi, Rusya Federasyonu Ceza Kanunu’nun 205.1 maddesinin 1.1. kısmı ve 205.2 maddesinin 1. kısmı uyarınca terör eylemlerine yardım etmek ve terörü haklı çıkarmakla suçlanan Hizb-ut Tahrir üyesi Zovar Nodirov hakkındaki kararını açıkladı. İnsan hakları aktivistlerinin öne sürdüğü gibi, Hizb-ut Tahrir’e karışma davalarındaki tüm sanıkların terörist oldukları isnat edilen Hizb-ut Tahrir’in -toplantılar ve dini kitaplar okuma gibi- barışçıl faaliyetleri hakkında konuşulmaktadır. Şimdi sadece mahkumların yargılanmasından haberdar etmek veya bir ceza davasının uydurulduğunu açıklamak “terörü haklı çıkarmak” olarak kabul edilmekte ve bu tür ifadeler için ceza davaları açılmaktadır.
Yorum:
Daha önce Hizb-ut Tahrir faaliyetlerine katıldığı için “Terör Örgütü Faaliyetlerinin Düzenlenmesi” 205.2 maddesinin 1. kısmı uyarınca 16 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı. 6 Aralık 2016'dan bu yana, yani beş yıldan fazla bir süredir zaten cezaevindedir. Zira Krasnoyarsk Bölgesi’ndeki (ceza sömürgesi) PC-7’de haksız bir cezaya çarptırılmıştı.
Hakkında yeni bir ceza davasının açılmasından bu yana hala cezasını çektiği 12 yıla üç yıl daha eklenmiştir. Toplamda önceki cezayla birlikte Rus yargı sistemi onu 19 yıl hapis cezasına çarptırış olup bu hapis cezasının 5 yılını fiilen çekmiştir. Dolayısıyla yeni karara göre tahmini 2035’de çıkacaktır.
Böylece Rusya, Özbekistan özel servislerinin hükümlerini uygulamakta ve bir önceki dönem her sona erdiğinde Hizb-ut Tahrir üyeleri için yeni hükümler eklemektedir.
Zovar Nodirov ve diğer dokuz sanığın 6 Aralık 2016’dan bu yana tutuklanıp gözaltına alındığı bildirilmektedir. Nitekim terör örgütü faaliyetlerini organize etmekle ilgili 205.2 maddesinin 1. kısmı kapsamındaki suçlarla itham edilmiş, ardından 15 Şubat 2019’da Moskova Askeri Mahkemesi, onu katı bir rejimin sömürge hükmüyle 16 yıl hapis cezasına çarptırmıştır.
Bu hiçbir şekilde ilk vakıa olmadığı gibi mahkemeler, soruşturma makamları ve özel servisler tarafından temsil eden Rus baskı makinesinin kanunsuzluğunun ilk ve tek örneği de değildir. Nitekim bu, ilk olarak 2017’de test edilmiştir. Zira Hizb-ut Tahrir üyesi Rinat Galulin’in düzmece bir ceza davasından dolayı 5 yıl hapis yattıktan sonra, Saratov bölgesindeki 3 Nolu Ceza İnfaz Kurumu’ndan 28 Temmuz 2017’de tahliye edilmesi planlanıyordu. Ancak sömürgeden çıkışı sırasında FSB görevlileri onu, karısı ve 10 yaşındaki kızının gözü önünde gözaltına almıştır. Bunun üzerine hakkında ceza kanununun 205.5. maddesinin 2. bölümü “terör örgütü faaliyetlerine katılma” uyarınca dava açıldığı ortaya çıkmıştır. Nitekim ceza davasının açılması kararında, Galulin’in tutukluğu sırasında mahkumlarla “toplu ve bireysel görüşmeler” yaptığı ve onları Hizb-ut Tahrir’in faaliyetlerine dahil etmeye çalıştığı belirtilmiştir.
Yine 08/05/2021 tarihinde Hizb-ut Tahrir ile birlikte İslam’a davet etmekten dolayı haksız yere cezasını çeken Hafızov Ascat’ın 19 yıl olan hapis cezasına 10 yıl daha eklenmiştir. Nitekim Merkez Askeri Mahkemesi, Hizb-ut Tahrir örgütünün faaliyetlerini organize etmesi ve katılmasıyla ilgili Rusya Federasyonu Ceza Kanunu’nun 205.5 maddesinin 2. kısmı ve 205.1 maddesinin 1.1. kısmı uyarınca, hakkındaki kararı açıklamıştır. Dolayısıyla mahkeme, halen çekmekte olduğu 13 yıl olan cezasına 10 yıl daha eklemiştir. Toplamda önceki cezayla birlikte Rus yargı sistemi onu 28 yıl hapis cezasına çarptırmış olup bunun zaten 6 yılını çekmiştir. Ve liste böyle uzayıp gitmektedir...
Böylece Rusya, Özbekistan özel servislerinin hükümlerini uygulamakta ve bir önceki dönem her sona erdiğinde Hizb-ut Tahrir üyeleri için yeni hükümler eklemektedir.
Rusya, Hizb-ut Tahrir’in faaliyetlerini durdurmaya çalışmakta, uzun hapis cezalarıyla gençlerini korkutmakta ve aslında bu cezalar, müebbet hapis cezasına dönüşmektedir. Aynı zamanda Rus otoriteleri, partinin ve gençlerinin terörizm, terör operasyonları veya benzeri şeylerle hiçbir ilgisi olmadığını kesin olarak bilmektedirler. Zira gittikçe daha fazla insan hakları aktivisti, avukat, gazeteci ve politikacı, Hizb-ut Tahrir’e uygulanan yasağın hukuk ve hakla hiçbir ilgisi olmadığını açıklamaktadırlar. Dolayısıyla bunlar, siyasi karardan başka bir şey değildir. Bu nedenle 2003 yılında, Rusya Federasyonu Yüksek Mahkemesi bu örgütün, terör örgütü olduğuna dair bir karar vermiştir.
Rusya’nın yüzyıllardır süregelen İslam düşmanlığı ve ona yönelik savaşı apaçık ortadadır. Böylece Allah Subhanehu’nun şu kavli bir kez daha ispatlanmış oldu: قَدْ بَدَتِ الْبَغْضَاءُ مِنْ أَفْوَاهِهِمْ وَمَا تُخْفِي صُدُورُهُمْ أَكْبَرُ قَدْ بَيَّنَّا لَكُمُ الْآيَاتِ إِن كُنتُمْ تَعْقِلُونَ “Onların kinleri konuşmalarından apaçık ortaya çıkmıştır. Kalplerinde gizledikleri ise daha büyüktür. Eğer düşünürseniz size ayetleri açıkladık.” [Ali İmran 118]
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Şeyhuddin Abdullah