- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Deprem Bizim Kalplerimizi Sarstı Ama Kalpleri Kararan Yöneticileri Sarsmadı!
Haber:
Merkez üssü Kahramanmaraş olan depremin etkilediği bölgelerden biri de Kuzey Suriye olup zaten 12 yıldır kanlı bir savaşın içinde olan ülkenin trajedisini daha da artırdı. Ayrıca halkın, özellikle de doğal afetten en çok etkilenen kuzey bölgelerindeki yerinden edilmiş kişilerin trajedisini de ikiye katladı.
Suriye’deki deprem kurbanlarının sayısı 1.700’den fazla ölü ve binlerce yaralıya ulaşmış olup ilk verilere göre bu sayının sekiz kattan fazla artacağından korkuluyor.Öte yandan bazı faaliyet gösterenlerin ortaya koyduğu bilgiye göre kurtarma ve yardım ekiplerinin eksikliğine rağmen enkaz altında kalanlar için kazı çalışmaları devam ediyor.
Doğal afet, Suriye'deki durum, sahadaki karmaşıklıklar ve yıkımdan dolayı lojistik altyapının gördüğü hasarla bağlantılı olarak yardım çabaları birkaç soruyu gündeme getirmektedir. (Türkiye TRT).
Yorum:
Türkiye’nin güneyini ve Suriye’nin kuzeyini vuran şiddetli depreme tanık olduk ve insanların uyurken birdenbire başlarına gelen felaketin dehşetiyle kalplerimiz titredi.
Televizyon ekranlarının karşısına oturup kurtarma operasyonlarında yaşananları izliyor ve ister Türkiye isterse Suriye’deki de herkese karşı aynı duyguları hissediyoruz.
Ancak mesele rejime karşı çıkan İdlib halkı ve yerinden edilmişlerle ilgili olduğunda yardımların ve yardım yapan elin titrek ve yetersiz olduğunu görünce gözler yaşarıyor ve yürekler sızlıyor!
Becerisizlikten, kurtarma imkanlarının veya ambulansların olmamasından dolayı insanların çığlıklarını ve gözyaşlarını işitip gördük. Ayrıca evsizliğe, imkanların azlığına ve insanların sıkıntılarına ek olarak aynı şekilde yardımların onlara ulaşması da engellenmektedir.
İşte bu, öldürmeyi ve terörü seven eli kanlı Nazi rejiminin kini, nefreti ve gayri insaniliğidir.
Ancak zulüm ve baskı dönemi uzun sürmeyecek ve şüphesiz Allah’ın cezasını ve zalimlere yönelik intikamını göreceğiz. Zira Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: إِنَّ اللَّهَ لَيُمْلِي لِلظَّالِمِ حَتَّى إِذَا أَخَذَهُ لَمْ يُفْلِتْهُ “Hiç şüphesiz Allah zalime mühlet verir. Onu yakalayınca da bir daha bırakmaz.” Dolayısıyla onların enkazlarının üzerine bir sığınak ve çoban olan Hilafet Devleti kurulacaktır. Zira afetler, savaş ve barış zamanlarından Müslüman olsun gayrimüslim olsun tüm tebaasına sahip çıkacak olan Hilafet Devleti’dir.
Allah’ım, vilayetlerinin arasını ayıran sınırların olmadığı ve tüm tebaasına karşı aynı düzeyde özen gösterecek olan Hilafet Devleti’nin kurulmasını çabuklaştır. Haydi ey Müslümanlar, Hilafet Devleti’ni kurmak için çalışın ve onu kurmak için çalışanlar için dua edin. Zira Hilafet, şefkatli bir anne ve koruyucu bir baba gibidir.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Nesibe İbrahim – Ürdün