Salı, 24 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/26
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Bağımsızlığın Gerçek Anlamı!

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

Bağımsızlığın Gerçek Anlamı!

Haber:

31 Ağustos 2023’te Malezya, İngiltere’den bağımsızlığının 66. yıldönümünü kutladı. Her yıl bir tema seçiliyordu ve bu yıl da “Birliğin Azmi, Umudun Gerçekleşmesi” teması seçildi. Adet olduğu üzere her bağımsızlık günü kutlaması askerî geçit töreniyle tamamlanıyor; bu yıl da geçit töreni Putrajaya’da 19.000’in üzerinde katılımcıyla gerçekleştirilecek ve çok büyük bir etkinlik olacak. Peki bu devasa etkinlik, Malezya’nın tam anlamıyla gerçek bir bağımsızlığa ulaşamadığını gizlemeyi sağlayacak mı?

Yorum:

İslam, insanı her türlü sömürgecilikten, sömürüden, baskıdan, tuğyandan ve genel olarak insanların köleleştirilmesinden kurtarmak için asil bir risalet olarak geldi. Bu yüzden bağımsızlığın gerçek anlamı ancak İslam ile sağlanabilir. Başlangıçta putlara tapan Araplar, soylulardan, sıradan insanlardan ve kölelerden oluşan çeşitli sosyal sınıflar halinde yaşıyorlardı ve sonunda cahiliye kurallarını terk edip İslam akidesinin birliğiyle birlikte tek bir ümmete dönüşmüşlerdir. Cahiliye döneminde kurallar ileri gelenler, krallar ve rahipler tarafından konulurdu. Çoğu zaman çıkarmış oldukları yasalar, küçük kız çocuklarının toprağa gömülmesi, köle fuhşu, tefecilik ve diğer birçok vahşetler gibi insanın hayatını perişan bir hale getiriyordu. Zira neyin helal neyin haram olduğunu ve insanların neyi yapıp neyi yapamayacağını belirleyenler ileri gelenler, krallar ve rahiplerdi. Nitekim Allahu Teala şöyle buyurmuştur: اتَّخَذُوا أَحْبَارَهُمْ وَرُهْبَانَهُمْ أَرْبَاباً مِنْ دُونِ اللَّهِ(Yahudiler) Allah’ı bırakıp bilginlerini (hahamlarını); (Hıristiyanlar) da rahiplerini rabler edindiler.” [Tevbe 31] Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem, o dönemde Hıristiyan olan Adiy Bin Hatem yanına geldiğinde bu ayeti tefsir etmişti; Adiy Bin Hatem dedi ki: Ey Allah’ın Rasulü, biz onlara ibadet etmiyoruz ki: Bunun üzerine Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle dedi: أَلَيْسَ يُحَرِّمُونَ مَا أَحَلَّ اللهُ فَتُحَرِّمُونَهُ وَيُحِلُّونَ مَا حَرَمَ اللهُ، فَتَسْتَحِلُّونَهُ؟Onlar, Allah'ın helal kıldıklarını haram sayınca siz de haram saymıyor musunuz? Yine onlar, Allah'ın haram kıldıklarını helal sayınca siz de helal saymıyor musunuz?” Evet, dedi. Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem de şöyle dedi: فَتِلْكَ عِبادَتُهُمْİşte bu da onların ibadetidir.

Günümüz demokratik sisteminde de kanun yapma yetkisine sahip olanlar milletvekilleridir. Dolayısıyla onlar, Allah Subhanehu ve Teala’nın şeriatına aykırı bile olsa her türlü kanunu koyabiliyorlar. Bu ülkede kanun yapma süreci İngiltere’de yapılanlardan farklı değildir; çünkü sistem, sömürgeci devletten miras kalmıştır.Her ne kadar İngilizler fiziksel olarak gitmiş olsalar da sömürgeci gücün geride bıraktığı sistem hâlâ kullanılıp sürdürülüyor. Kanunlar, Allah’ın haram kıldığı şeyleri helal, Allah Subhanehu ve Teala’nın helal kıldığı şeyleri de harap yaptığı halde insanlar, milletvekillerinin çıkardığı kanunları kabul etmeye zorlanıyorlar.Kimin iktidarda olduğu ve parlamentoda kimin oturduğu hiç önemli değil; zira onların hepsi, İngilizlerin miras bıraktığı demokratik sistemin altında aynı şablon içinde yaşıyorlar.

Gerçek bağımsızlık ancak Hilafet Devleti’nin gölgesindeki hayatın her alanında İslam’ın tam olarak uygulanmasıyla elde edilebilir. Bunun en güzel ifadesi, Kadisiye Savaşı’nda İran komutanı Rüstem’in Rib’i İbn Amir ile yaptığı konuşmadır: Komutan Rüstem Rib’i’ye şöyle sordu: Sizi buralara kadar getiren şey nedir? Rib’i şöyle dedi: “Allah bizleri, insanları kula ibadet etmekten kulun Rabbine ibadet etmeye döndürmek ve dinlerin zulmünden İslam’ın adaletine ve dünyanın darlığından dünya ve ahiretin genişliğine kavuşturmak için gönderdi.”

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Dr. Muhammed - Malezya

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER