- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Refah’ta Yerlerinden Edilenlerin Neredeyse Üçte İkisi Sürgün Edilirken Amerika Buna Karşı Çıktığını İddia Ediyor
Eğer Karşı Çıkmasaydın Ne Olacaktı Acaba?!
Haber:
Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) Genel Komiseri Cumartesi günü yaptığı açıklamada,bu ay şehirde “İsrail” askeri operasyonların başlamasından bu yana 800.000 kişinin Gazze Şeridi'nin en güneyindeki Refah'tan “kaçmaya zorlandığını” vurguladı. Philippe Lazzarini X platformunda şunları söyledi: "İsrail” güçlerinin 6 Mayıs’ta bölgede askeri operasyona başlamasından bu yana Refah nüfusunun neredeyse yarısı, yani 800.000 kişi kaçmak zorunda kaldıkları için yollardadırlar." Lazzarini, Gazze’deki Deir el-Balah, Han Yunus ve el-Mevasi bölgelerindeki yerinden edilenlerin “güvenli içme suyu kaynaklarına veya sanitasyon tesislerine sahip olmadıkları” eklemesinde bulundu. UNRWA Komiseri, “Gazze’deki insanların güvenli veya insani yardım bölgelerine gidebilecekleri yönündeki iddiaların da “yalan” olduğuna işaret etti. (El-Arabiya Net)
Yorum:
Bu, ay başından bu yana işgal güçlerinin başlattığı askeri operasyonların gölgesinde Refah nüfusunun yaklaşık üçte ikisinin, yani 1,3 milyon yerinden edilmiş kişinin Refah'tan sürüldüğü anlamına gelmektedir; peki o halde Amerika’nın Refah'ın işgaline karşı yaptığı uyarıların ve yetkililerinin açıklamaları aracılığıyla Refah'ta geniş çaplı bir operasyona defalarca karşı çıkmasının anlamı nedir?!
Amerika’nın, Müslümanların ve Filistin halkının ilk ve en büyük düşmanı olduğu gayet açıktır; zira şayet Amerika olmasaydı Yahudiler Gazze’ye giremez veya savaşı günlerce veya haftalarca sürdüremezdi. Çünkü Yahudi varlığına silah üstüne silah temin eden, ona uluslararası ve milletlerarası koruma sağlayan, onu bölge halklarından koruyan ve onun karşısında işlerin kontrolden çıkmasını engelleyen bizzat Amerika’dır. Bölgenin yöneticilerini dizginleyen ve hatta onların cafcaflı ve ateşli konuşma yapmalarını bile engelleyen de Amerika olduğu gibi savaşın gidişatını ve İran'dan ya da onun ajanlarından gelen tepkileri kontrol eden de odur. Yine daha fazlasını değil bölgede bir patlamanın olmasını önleyecek ölçüde sözde insani yardımların ritmini kontrol eden de Amerika’dır.Aynı şekilde tüm mücahitlerin, askeri yapının ve grup bileşenlerinin ortadan kaldırılmasında Yahudilere destek veren, ardından Gazze ve Filistin’i, Yahudiler ve onların tasfiye ve ihlal etme planları için açık bırakılmasını sağlayan da Amerika’dır.
Amerika’nın Refah’ın işgal edilmesine karşı çıkması, gerek kendi halkının gerekse Amerika ile Yahudilerin vahşetine ve suçlarına öfkelenen dünya halklarının önündeki çirkin yüzsuyunu kurtarmak istediği bir medya formalitesinden başka bir şey değildir. Sanki bu, medyanın tasvir ettiği veya Amerikalı sözcülerin pazarladığı gibi bir irade savaşı veya farklı bir bakış açısı değil, seçim, oy ve saptırma oyunu gibidir. Aralarında bir farklılık olsa da bu, özde değil yüzeyde ve sonuçta değil düzenlemededir.
Her bir muhlis kişinin hakkı, bizleri, bize istedikleri şeyleri yapan ve gece gündüz bizleri öldüren Amerika ve Yahudiler için kolay bir av olarak terk eden tiran yöneticilerin tahtlarını devirmek ve ümmeti birleştirecek, Yahudileri yenilgiye uğratmak için orduları harekete geçirecek ve Amerika’nın çabalarını başarısız kılıp onu yenilmiş bir şekilde kuyruğunu kıstırarak merkezine geri gönderecek Raşid bir Halife’yi nasbetmek için Hizb-ut Tahrir’in içinde çalışanlarla birlikte ciddi bir şekilde çalışmasıdır; aksi takdirde payımıza düşenin yasını tutmaya, şehitlerimiz saymaya ve evlerimiz için ağlamaya devam edeceğiz.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Müh. Bahir Salih - Mübarek Toprak (Filistin)