- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
HALEP YOK OLUYOR
KINAMAKLA VE SABAH NAMAZINDA DUA ETMEKLE HALEP KURTULMAZ
(Tercüme)
HABER:
Kıdemli Alimler Genel Sekreterliği, Dünyanın gözü önünde Suriye’nin Halep şehrinde mücrim rejim tarafından çocuk, kadın, yaşlılar ve silahsız sivil insanların dahil olduğu toplu katliama karşı uluslararası toplumun acizliğini kınadı.
Bugünün dünyasını yönetecek adil şartlara ihtiyaç var ve bu şartlardan hiçbir ülkenin ister küçük veya büyük olsun, güçlü veya zayıf olsun, gelişmiş veya gelişmekte olsun istisna edilmemesi gerektiğini ve böylece hakların ve kanın korunacağı barış ve huzur içinde yaşanılması gerektiğini vurguladı. Uluslararası Toplumun suçluları yakalaması ve bu zalim savaşı durdurmak için insanlığın vicdani sesine kulak verip cevap vermelidir. (13/12/2016)
Suudi Arabistan Müftüsü Halep için insanları sabah namazında dua etmeye davet etti. (13/12/2016 Okaz gazetesi)
YORUM:
Aylardan beri Halep, Amerika’nın emriyle mücrim Esad rejimi, İslam düşmanı Rusya ve kuklası İran ve onun Lübnan’daki partisi tarafından dünyanın gözü önünde güpegündüz çeşitli bombalarla bombalanıyor. Hâlâ Müslüman ülkeler hareket etmiyorlar. Hatta Şam’da halkımızı öldüren mücrim Rusya’yla ilişkilerini dahi kesmeyi düşünmüyorlar. Tam aksine Suudi Arabistan Rusya’yla alakalarını güçlendirmeye söz verdi. 2016’da Muhammed bin Salman Halep’teki halkımızı acımasızca öldüren mücrim Putin ve hükümetiyle toplandı ve görüşmelerde ortaya çıkan video görüntülerinde Muhammed bin Salman Putin’e “iş birliğimiz karşılıklı yarar sağlayacak” dedi. Putin’de “Siz olmadan herhangi bir sorunu çözmek mümkün değil” dedi. Görüşmelerde iki ülke arasındaki konular görüşüldü. Bu görüşme sanki Halep’te olan olaylar önemli değil ve bizi ilgilendirmez havasında geçti.
Suriye’deki mübarek devrim başladığından beri Suud rejimi Müslümanların safında durmadı. Aksine efendisi Amerika’nın emirleri doğrultusunda pozisyonunu aldı. Suriye koalisyonunu destekleyerek ve belli gruplara kirli para vererek onları kontrolüne aldı ve onlara konferanslar ayarladı. Bu gruplara belli yerlerde savaşmayı ve belli yerlerde ateşkesi ve teslim olmayı emretti.
Suudi Arabistan, ABD’nin emri doğrultusunda Müslümanları öldürmek için Amerika liderliğindeki Arap koalisyonuna katıldı, fakat mücrim Esed’e ve İran’la Lübnan’daki partisinin suçlarına karşı bir şey yapmadı.
Halep’teki katliamlar ve cinayetler şiddetli şekilde artmaya başlayınca, manşetteki haberler Halep’teki insanlara yardım etmeye yönelince, Dünya Halep için sahte çığlıklar atmaya başladı. Hatta yahudi varlığı bile Esed’i eleştirdi. Müslümanlar Halep’teki Arap ve Müslüman kardeşleri için yardım isteyerek Halep’ten şöyle nidalar yükseldi; Müslümanlar ve Araplar nerede?!
Bunun akabinde kendilerini İslam akidesinin savunucusu ve dinin koruyucusu olarak tanımlayanlardan hızlı bir şekilde tepki geldi. Tabi ki Kıdemli Alimler Birliği onlardan çekinerek de olsa “O ne besler ne de açlıktan kurtarır/ O ne oldurur ne de öldürür” diye tepki verdi. Devamla; “Bugünün dünyasını yönetecek adil şartlara ihtiyaç var. Dünyanın harekete geçmesini beklemeden Müslümanların harekete geçmesi ve yardım etmesi gerekir. Çünkü katliama uğrayanlar Müslümanlardır. Allah’u Teala şöyle buyurdu:﴿وإن استنصروكم في الدين فعليكم النصر﴾“Eğer din konusunda sizden yardım isterlerse, yardım etmek üzerinize borçtur” (Enfal 72) diyerek açıklamayı şöyle bitirdiler; “Kıdemli Alimler Birliği sekreterliği İslam dünyasının kurum ve kuruluşlarıyla sorunlara karşı yardım etme ve bütün gücüyle haklara karşı ayakta duruyor. Yüce Allah’tan ümmetten üzüntüyü kaldırmasını, Dünya’da Müslümanların ve mazlumların kanlarının akıtılmaması ve adalet ve barışın yayılmasını istiyoruz” dediler. Bunlar sıradan sözlerdir ve herhangi bir ağırlığı yoktur! Bu bildiri bize şu atasözünü hatırlattı; “Dağ fare doğurdu”
Daha da kötüsü, Halep için Şeyh’in sabah namazı esnasında duaya davet etmesiydi. Sanki Müslüman halka karşı bu omurgasız pozisyonlarının ancak sadece Halep’e dua edecek kadar olduğunu göstermek istedi. Fakat Şeyh’in unuttuğu veya hatırlamak istemediği şey ise; ordularının ağır silahı ve savaş uçaklarının olmasıdır. Aslında onlar Şam’da, Irak’ta ve Yemen’de uluslararası ittifakla varlar. Fakat orada Allah’ın kutsallarına karşı yardım için değil fakat efendileri olan Amerika’nın çıkarları uğruna Müslümanları bombaladılar. Suud ailesi bununla da yetinmedi, hıyanetin ortasında olmaktan razı oldu. Doğru yolda olan mübarek devrimi yolundan çıkarmak için muhalefet ve Amerika ile arabuluculuk yaptı. Allah’ın yönetimini kurmak için yüce hedefi olan Müslüman grupları arasında tefrika yarattı. Biz ancak, حسبي الله ونعم الوكيل “Allah bize yeter, O ne güzel vekildir” deriz. Umulur ki Allah bununla bize hayır diler ve Rasûlullah SallAllahu Aleyhi Vessellem'in minhacını takip ederek, Kuran'la yöneten Halife nasip eder.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi Adına
Abdullah El-Guhtani-Haramu Şerif