- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
ÜMMETİN DÜŞMANLARI ANCAK BİRLİKTEN KORKAR ÇÜNKÜ BİRLİK GÜÇTÜR
(Tercüme)
HABER
Hizb-ut Tahrir Endonezya Nisan ayı içerisinde, Rasulullah Sallahu Aleyhi Vessellem’in bayrağını ümmete tanıtmak, bu bayrağın ümmetin birlik sembolü olduğunu ve Halifeliğin kurulması için çalışmanın gerekliliğini hatırlatmak için 36 şehirde bir dizi seminer ve mitingler düzenledi. İslam’ın tatbikinin metodu ve İslam’ı dünyaya bir risalet olarak taşımanın yolu ve ayrıca ümmetin muzdarip olduğu sorunlardan kurtulmanın köklü çözümü ancak Hilafet'tir. Bu programlar, yapılan ciddi engelleme girişimlerine rağmen başarıyla devam etmektedir. 2 Nisan tarihinde Ace şehrinde başlatılan etkinlikler 23 Nisan tarihinde Jakarta’da sonuçlanacaktır. Hizb-ut Tahrir Endonezya mutemedi Üstad Sayın Rahma Lebib, Bandung kentinde yapmış olduğu konuşmasında: “Hilafetin kurulmasını engellemek için çalışan kimse, tıpkı güneşin ışığını engellemek isteyen bir adam gibidir” dedi.(18 Nisan, www.hizbut-tahrir.or.id)
YORUM
İslam ümmetinin birlik olması Allah Subhanehu ve Teâlâ tarafından farz kılınmıştır ve Allah Subhanehu ve Teâlâ şöyle buyurmaktadır: ﴿إِنَّ هَذِهِ أُمَّتُكُمْ أُمَّةً وَاحِدَةً وَأَنَا رَبُّكُمْ فَاعْبُدُونِ﴾"Şüphesiz bu (İslâm), tek bir din olarak sizin dininizdir. Ben de Rabbinizim. Öyle ise bana karşı gelmekten sakının” (Muminûn 52)ve şöyle buyurdu: ﴿إِنَّمَا الْمُؤْمِنُونَ إِخْوَةٌ﴾ “Ancak müminler kardeştir.”(Hucurât 10) Rasulullah Sallahu Aleyhi Vessellem şöyle buyurdu: «المسلمون أمة واحدة من دون الناس..» “Müslümanlar diğer insanlardan ayrı olarak tek ümmettir.” (İbn Hişam, es-Siretü'n-Nebeviyye)
Bu nedenle Müslümanların arasında renk, dil ve bölge ayrımı yapmak ayrıca toplum içinde fıkhî, mezhebî, ve siyasî birlik açısından bölünme kesinlikle caiz olmadığı gibi; bunun, bölünmeleri için sebep olması da caiz değildir.
İslam ümmetinin birliği sabit asıl üzerine bina edilmiştir. Eğer Müslümanlar bu sabit asla sarılırsalar diğer insanlardan ayrı olarak tek ümmet olurlar. Bu sabit asıl ise "لا إله إلا الله محمد رسول الله" Kelime-i Tevhiddir. O da Allah’ın Kitabı ve Rasulullah Sallahu Aleyhi Vessellem’in Sünnet'idir. Bu ideolojik temelin pratik ameli yönleri çoktur ve aslının kalmasıyla birlikte onun sembolleri de korunması gerekir. Üstelik, İslam’daki bütün pratik eylemler, şiarlar ve semboller aynı zamanda Allah Subhanehu ve Teâlâ’nın emrettiği ve hiçbir zaman değiştirilmesi caiz olmayan bir teşridir. Asıl ve tezahür birbirinden ayrılmaz.
İslam ümmetinin birliğini temsil eden bu tezahürlerden biri de İslam’ın sancağı ve bayrağıdır. Bu ise sahih hadislerde açıklandığı gibi Rasulullah Sallahu Aleyhi Vessellem beyaz livası ve siyah Rayesinin üzerine yazılı لا إله إلا الله محمد رسول الله kelime-i tevhididir. Bu Raye Arabı ve Acemi bölgeleri ve arası ne kadar uzak olursa olsun farketmez, tek çatı altında birleştirir. İslam Devleti zamanında Endonezya uzak olmasına rağmen buna bağlıydı. Bunun delili halen mevcuttur. 2015 yılında 6. İslam Ümmeti Konferansında Sultan Hamincubo ve NuX tarafından bu konu dile getirildi. 1479 yılında Osmanlı Halifesi, Java topraklarında Allah Subhanehu ve Teâlâ’nın halefi ve Anadolu’daki Hilafetin vekili olan I.Sultan Demak’ı ödüllendirdi. Bu ödüllendirmede, üzerinde لا إله إلا اللهyazılı siyah Raye ve diğer bayrakta ise üzerinde محمد رسول اللهyazılı bayrak ona ödül olarak verilmişti. Bu iki bayrak şu ana dek Jokjakarta Sarayında korunmaktadır. Türkiye Halifesinin vekili Sultan Hadiningerat’ın doğruluğuna bu bir işarettir’’.
O Raye altında savaşanların nezdinde bu Raye aziz olarak kalmıştır. Çünkü bu Raye ümmeti, akidesini ve tarihini temsil ediyordu. Her ne kadar bu Raye kumaştan bir parça olsa dahi çağlar boyunca İslam ümmetinin düşmanlarına korku veriyordu. Bundan dolayı o Raye’yi İslam ümmetinin zihninden söküp atmak suretiyle başka bayraklarla değiştirmeye çalışıyorlar. Tabi ki Hilafet devletini yıktıktan ve onun enkazı üzerine sömürü devletçikleri inşa ettikten sonra Müslümanlara sınır, bayrak, kanun ve anayasa belirlediler. Böylece 50’den fazla cahiliye bayrağıyla Müslümanların Raye’sini değiştirdiler. Bu bayraklar ne Kur'an'a ne de Sünnet'e dayanmakta bilakis Kuran ve Sünnet'e terstir.
Bunun için, bu Raye"لا إله إلا الله محمد رسول الله" Suriye, Mısır, Tunus, Lübnan ve Ürdün veya herhangi bir İslam beldesinde veya Endonezya gibi nüfusu büyük İslam beldesinde havaya kaldırıldığında, ümmetin düşmanlarını delirtiyor ve dehşete düşürüyor ve kendilerine şöyle diyorlar; “Yoksa tevhid bayrağı geri mi geliyor? Ve kaldırdığımız Hilafet devleti yeniden hayata mı geçiyor? Bu Müslümanlar aslı olan vahdaniyete mi dönüyor?” İşte bundan dolayı bu bayrakları havaya kaldıranlara savaş açıyorlar. Hatta Endonezya gibi hoşgörü ve çoğulculuğun olduğu iddia edilen ülkede bile savaşıyorlar. Onlar, ümmetin güç ve otoritesi birleşmediği halde, bu küçük birliğinden bile paniklemeye başladılar.
Bu şiar bir esas üzerine bina edilmiştir, o da Tevhid esasıdır ki Sünnete bina edilmiştir. Bu Raye’yi taşıyanlara tehdit ve yıldırma savaşı yapıyorlar, sonrasında töhmet altında bırakmak için bölücülük damgası vuruyorlar. Çeşitli desise ve planlar kurarak ve yasallığında şüphe uyandırmak suretiyle de onları gözden düşürmek için bu Raye’ler radikal hareketlerin bayrağıdır diyorlar.
Hilafeti kurarak otoritelerini ve güçlerini yeniden kazanmak yolunda çalışan İslam ümmetinin uyanıklığı karşısında onların yaptıkları tüm bu teşebbüsler başarısız kalacaktır. Onlara Allah Subhanehu ve Teâlâ’nın şu sözü yeter:
مَنْكَانَيُر۪يدُالْعِزَّةَفَلِلّٰهِالْعِزَّةُجَم۪يعاًۜاِلَيْهِيَصْعَدُالْكَلِمُالطَّيِّبُوَالْعَمَلُالصَّالِـحُيَرْفَعُهُۜوَالَّذ۪ينَيَمْكُرُونَالسَّيِّـَٔاتِلَهُمْعَذَابٌشَد۪يدٌۜوَمَكْرُاُو۬لٰٓئِكَهُوَيَبُورُ
“Her kim şan ve şeref istiyorsa bilsin ki, şan ve şeref bütünüyle Allah’a aittir. Güzel sözler ancak O’na yükselir. Salih ameli de güzel sözler yükseltir. Kötülükleri tuzak yapanlar var ya, onlar için çetin bir azap vardır. İşte onların tuzağı boşa çıkar.” (Fatr 10)
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi Adına
Edi Sodyana