Çarşamba, 16 Safer 1446 | 2024/08/21
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü

Amerika, İnsanları, Ağaçları ve Taşları Yakan Gündemi İçin Savaşı Uzatıyor, Tek Kurtuluş Hilafet!

Sudan hükümetinden bir heyet ile ABD’nin Sudan özel temsilcisi Tom Perillo arasında Cidde’de yapılan görüşmeler, 11 Ağustos 2024 Pazar günü müzakere gündemi ve gözlemciler konusunda bir anlaşmaya varılmadan sona erdi. Müzakere heyetinin ülkeye dönüşünün ardından hükümetten yapılan açıklamada, ABD heyetinin “İsyancı milisleri Sudan’daki sivilleri koruma taahhüdünü içeren Cidde Deklarasyonunu uygulamaya zorlama” taahhüdünde bulunmadığı kaydedildi. “ABD heyeti yeni bir platform kurulmasını haklı gösteren bir gerekçe” sunmadı denilen açıklamada, Sudan’daki durumu değerlendirirken yanlış bilgilere dayanıldığı ifade edildi.

Sudan’da ordu liderliğindeki hükümet, ülkede yaşanan trajedilerin sebebinin İslam ve Müslümanlardan nefret eden bu sömürgeci ABD devleti olduğunu çok iyi biliyor. ABD, Sudan halkını bir önceki hükümet döneminde on yıldan fazla bir süre cezalandırdı, Güney’i ayırdı ve talihsiz Nifaşa Anlaşması ile Sudan’ın geri kalan bölgelerini ayırma çalışmaları yürüttü. Kurtuluş rejimine karşı başlatılan devrimci hareketin ardından Sudan’ın kaybını kontrol altına aldı. Siyasi boşluk ve ekonomik yıkım yaratmak için askerler ve siviller arasında krizler yarattı. Sudan hükümeti tüm bunların farkında. Ordu komutanları, sömürgecilerin iplerini kesmek ve ülkeyi sömürgeci kafirin prangalarından kurtarmak yerine hala Amerika’nın emirlerini yerine getirmekte, gündemini uygulamakta ve çıkarlarını korumaktadırlar.

İster askeri ister sivil olsun yöneticiler bilsinler ki İslam’da yöneticilik bir sorumluluktur ve halkın işlerini İslam’ın hükümlerine göre gütmektir. Halkın sorunlarının çözülmesi ve işlerinin İslam’ın hükümlerine göre güdülmesi yöneticilerin görevidir. Savaşın devam etmesi halkı cezalandırmak, aşağılamak, ülkede sefalet yaratmak, kafirlerin kıtlık ve kasıtlı yoksulluk yaratması anlamına gelir. 

Ordu ve HDK komutanları, savaşı durdurabilecek ve güvenliği sağlayabilecek güçte olsalar da Sudan’daki siyasi oyunun iplerini elinde tutan ABD’nin talimatı olmadıkça bunu yapmıyorlar. Bu komutanlar Yüce Allah’ın gazabından sakınsınlar. Çünkü Yüce Allah, dökülen masum kanlardan, çiğnenen onurlardan ve çalınan mallardan onları hesaba çekecektir. Allah’a tövbe etsinler ve insanların işleriyle ilgilenme görevlerini yerine getirsinler. Bu görevlerin ilki, bu anlamsız savaşı durdurmak, sonra da Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafeti kurmak için çalışanlara nusret vermektir. Müslim’in Müminlerin Annesi Aişe RadıyAllahu Anha’dan rivayet ettiğine göre Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

اللَّهُمَّمَنْوَلِيَمِنْأَمْرِأُمَّتِيشَيْئاًفَشَقَّعَلَيْهِمْفَاشْقُقْعَلَيْهِ،وَمَنْوَلِيَمِنْأَمْرِأُمَّتِيشَيْئاًفَرَفَقَبِهِمْفَارْفُقْبِهِ“Allahım! Kim ümmetimin işinden bir şey üstlenir, sonra da onlara sıkıntı verirse, sen de ona sıkıntı ver. Kim de ümmetimin işinden bir şey üstlenir, sonra da onlara nazik ve iyi davranırsa, sen de ona iyi davran.”

İbrâhîm Usmân [Ebu Halîl]
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Sudan Vilayeti Resmi Sözcüsü

Devamını oku...

Mısır Gazze’deki Katliamları Durdurabileceği Gibi Birkaç Saat İçinde Tüm Filistin’i Özgürleştirebilir ve Yahudi Varlığını Kökünden Söküp Atabilir

Hamas siyasi büro üyesi Musa Ebu Merzuk Rassd News Network televizyonu ile yaptığı röportajda, “Mısır Gazze’deki katliamı bir günde durdurabilir. Kendisini tarafsız bir arabulucu olarak göremez. Filistinlilerin tarafında olmaması da mümkün değildir” ifadelerini kullandı.

Evet, Mısır, Mübarek Toprak halkımıza karşı yürütülen katliamları durdurabileceği gibi birkaç saat içinde tüm Filistin’i özgürleştirebilir ve Yahudi varlığını kökünden söküp atabilir. İlkel teçhizata sahip bir avuç mücahidin, 7 Ekim 2023’te Aksa Tufanı’nda sergiledikleri kahramanca davranış söylediklerimizin kanıtıdır. İşgalci varlık düzenli bir orduyla asla başa çıkamaz, özellikle de bu ordu askeri teçhizat ve mühimmatıyla uluslararası sıralamada yer alan Mısır ordusu ise. Ancak Amerika’nın emirlerine uyan, Yahudi varlığını koruyan, İslam’ın kutsal yerlerini özgürleştirme ve mazlumları destekleme görevini yerine getirmeyen rejim, ordunun seferber olmasını engellemekte.

Mısır rejimi, Hamas liderlerinin sandığı gibi tarafsız değil, aksine Yahudilerin yanında yer almakta, onlara gıda ve parasal destek sağlamakta, Gazze ve halkını kuşatmakta, onları gıda, ilaç ve silahtan mahrum bırakmaktadır. Aynı zamanda rejim, bu gaspçı varlığın sınırlarını Mısır’ın, halkının ve ordusunun gazabından korumaktadır. Dolayısıyla Mısır rejimi tarafsız değil, Yahudilerin işlediği suçların aktif ortağıdır. Sözde arabuluculuğu bile Yahudi varlığını güçlendirmenin ve bölgedeki varlığını meşrulaştırmanın bir parçasıdır. Camp David Anlaşması, bu mutant varlığı tanımaktan ve ona İslam topraklarında var olma hakkı tanımaktan başka bir şey değil. Bu hak, bir kişinin sahip olmadığı bir şeyi sahip olması caiz olmayan birine verdiği bir haktır. Filistin toprakları Haraci arazidir, tüm ümmete aittir. Kimse, Filistin halkı bile, ondan ödün veremez. O toprakları özgürleştirme görevi, başta Mısır ve ordusu olmak üzere tüm ümmetin, özellikle de komşu ülkelerinin görevidir, çünkü Mısır, komşu ülkelerinin en yakını ve en güçlü olanıdır, büyük olasılıkla ordusu da yeterlidir.

Mısır ve ordusunun görevi, Filistin halkı ile Yahudiler arasında arabuluculuk yapmak ya da ateşkes sağlamak değil, tüm Filistin’i özgürleştirmek için Kinane ordusunu derhal seferber etmektir. Ancak öncesinde rejimin kökünü kazımak gerekir çünkü ordunun bu büyük görevi yerine getirmesini engellemektedir. Filistin’in kurtuluşu, Kahire’nin, ajan ve hain rejimden, Batı’ya ve planlarına olan bağımlılıktan kurtarılmasıyla, İslam ve Şeriatı ile yönetilmek ve Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devletini kurmak için Mısır ve otoritesinin yeniden ümmete iade edilmesiyle başlar. Hilafet, başta Filistin sınırları olmak üzere ümmeti ayıran sınırları ortadan kaldıracak, Mübarek Toprağı özgürleştirmek ve Yahudi varlığını kökünden söküp atmak için orduları seferber edecektir. O zaman Halifenin kükrediğini, Mübarek Toprağımızı özgürleştirene ve İslam’ın kutsal mekanlarını Yahudilerin iğrençliğinden temizleyene kadar su içmeyeceğine, yemek yemeyeceğine dair Allah’a yemin ettiğini duyacağız.

Ey Kinane askerleri! Küçük bir çocuğun size “Allah için yetiş ey Mısırlı” diye haykırdığını duymadınız mı? “Allah’a her şeyi haber vereceğim” diyen kişi gözünüzü korkutmadı mı? Desteklemekle yükümlü olduğunuz kardeşlerinizi yüzüstü bıraktığınızın çirkinliğini Allah’a haber vereceğini bilmiyor musunuz? Yüce Allah’ın huzuruna nasıl çıkacaksınız? Sorguya çekildiğinizde nasıl cevap vereceksiniz? Vallahi o gün dünya malı, makamları, rütbeleri ve maaşları hiçbir fayda etmeyecektir. Bütün bunlar değersiz bir seraptır. Hak bir söz ve Mübarek Toprak halkına yardım edeceğiniz haklı bir öfkeden başka bir şey kalmayacaktır. Bunu bizden duyun ve iyi kavrayın. Filistin’i özgürleştirmemeniz ve halkını desteklememeniz haramdır ve Allah’a kavuşana kadar boynunuzda asılı bir günah olarak kalacaktır. O günahtan ve ahiretteki cezasından kurtulmanın tek yolu, tüm Filistin’i özgürleştirmek, savunmasız halkını desteklemek, onlara yapılan zulmü gidermek ve bu görevle aranızda duran tüm rejimleri ve kötü yöneticileri kökünden söküp atmak üzere harekete geçmenizdir. Peki siz ne yapıyorsunuz? Allah’a yemin olsun ki, yöneticiler size hiçbir fayda sağlamayacak, en ağırı, gece gündüz yardım çağrısında bulunan kardeşlerinizi yüzüstü bırakma günahı olmak üzere günahlarınızı zerre kadar üstlenmeyeceklerdir! Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in şu sözünden haberdar değil misiniz?

مَامِنْامْرِئٍيَخْذُلُامْرَأًمُسْلِماًفِيمَوْضِعٍتُنْتَهَكُفِيهِحُرْمَتُهُوَيُنْتَقَصُفِيهِمِنْعِرْضِهِإِلَّاخَذَلَهُاللهُفِيمَوْطِنٍيُحِبُّفِيهِنُصْرَتَهُ،وَمَامِنْامْرِئٍيَنْصُرُمُسْلِماًفِيمَوْضِعٍيُنْتَقَصُفِيهِمِنْعِرْضِهِوَيُنْتَهَكُفِيهِمِنْحُرْمَتِهِإِلَّانَصَرَهُاللهُفِيمَوْطِنٍيُحِبُّنُصْرَتَهُ“Her kim bir Müslümanın saygınlığının kaybolacağı, onurunun zayıflayacağı bir yerde yardımsız bırakırsa, Allah da onu kendisine yardım edilmesini arzu ettiği yerde yalnız bırakır. Kim de bir Müslümana onurunun zayıflayacağı ve saygınlığının yitirileceği bir yerde yardım ederse, Allah da ona kendisine yardım edilmesini arzu ettiği bir yerde yardım eder.” Neredesiniz? Ve sizden yardım isteyen bu savunmasız insanlara niye yanıt vermiyorsunuz? Genel seferberlik ilan eden ve Mekke’yi fethetmek için yola koyulan ve

نُصِرْتَ يَا عَمْرَو بْنَ سَالِمٍ“Ey Amr bin Salim, sana yardım edilecektir” ve

ا نَصَرَنِي اللهُ إِنْ لَمْ أَنْصُرْ بَنِي كَعْبٍ“Benî Ka’blara yardım etmezsem, ben de yardım görmeyeyim!” diyen Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’i niye örnek almıyorsunuz? Bir kadının yardım çağrısında bulunduğu, onun yardım çağrısına hemen yanıt veren ve yardım etmek için Amuriye’yi fetheden Mutasım’ı niye örnek almıyorsunuz? Sizden yardım isteyen binlerce kadın ve yaşlı insanların yardımına niye koşmuyorsunuz?

Ey Kinane askerleri! Ey orduların en hayırlısı! Daha fazlasına sahipsiniz ve daha fazlasını yapabilirsiniz. Çünkü sizler, Kudüs’ü Haçlılardan kurtaran muzaffer Selahaddin’in, Moğolların ilerlemesini durduran ve onları hüsrana uğratan Muzaffer Kutuz ve Baybars’ın torunlarısınız. Bu ümmetin her zaman kalkanı ve yardımcısı oldunuz. Hadi işinizi tamamlayın ve Allah’ın emrini yerine getirin. Birkaç saat içinde Filistin halkımızı desteklemeye ve topraklarını özgürleştirmeye gerçekten muktedirsiniz. Hadi sizi bu büyük görev ve onurdan alıkoyan şerli yöneticileri tarihin çöplüğüne atın. Kuşkusuz müjdelendiğiniz iyilik mutlaka gerçekleşecek. Sizin o iyiliği gerçekleştirenlerden olmanızı umuyoruz. Bu iyiliğe, Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in sancağını hakkıyla taşıyanlar, ümmetin yardımcısı ve kalkanı olanlar, Müslümanları ve kutsallarını koruyanlar, şerli yöneticilerce imzalanan haince anlaşmalar bahanesiyle haklarından ödün vermeyenler ancak erişebilir. Bu iyilik, yeryüzünün en iyi askerlerinin, bu yöneticileri ve imzaladıkları tüm geçersiz antlaşmaları reddetmelerini, Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devletini kurarak ümmete yardım etmelerini gerektirir. Hilafet, orduları seferber edecek, İslam’a ve Müslümanlara yardım edecek, onları ve kutsallarını koruyacaktır.

وَلَيَنْصُرَنَّ اللهُ مَنْ يَنْصُرُهُ إِنَّ اللهَ لَقَوِيٌّ عَزِيزٌ * الَّذِينَ إِنْ مَكَّنَّاهُمْ فِي الْأَرْضِ أَقَامُوا الصَّلَاةَ وَآتَوُا الزَّكَاةَ وَأَمَرُوا بِالْمَعْرُوفِ وَنَهَوْا عَنِ الْمُنْكَرِ وَلِلَّهِ عَاقِبَةُ الْأُمُورِ“Şüphesiz ki Allah, kendi dinine yardım edene mutlaka yardım eder. Şüphesiz ki Allah, çok kuvvetlidir, mutlak güç sahibidir. Onlar öyle kimselerdir ki, şayet kendilerine yeryüzünde imkân ve iktidar versek, namazı dosdoğru kılar, zekâtı verir, iyiliği emreder ve kötülüğü yasaklarlar. Bütün işlerin akıbeti Allah’a aittir.” [Hac 40-41]

Devamını oku...

“Şafak Katliamı” İslam Ümmetinin Ordularını Kışlalarından Çıkarıp Kardeşlerine Destek Olmak ve Dini Yüceltmek Üzere Seferber Edecek mi?

Suçlu Yahudi varlığı, 10 Ağustos 2024 Cumartesi günü şafak vakti, Ed Derc Mahallesindeki (Gazze Şehri’nin merkezi) Et Tabiin Okulu’na düzenlediği saldırıda korkunç bir katliam işledi. Katliamda 100 kişi şehit oldu. Bu katliam, Gazze Şeridi’nde son haftalarda yaşanan en büyük katliamlardan biri.

Gazze’deki hükümetin medya ofisi yaptığı açıklamada işgal ordusunun, sabah namazı kılanları doğrudan hedef aldığını bildirdi. Görgü tanıkları, saldırının iftitah tekbirinden hemen sonra başladığını bildirdiler. Medya ofisi, katliamın dehşeti ve çok sayıda şehidin bulunması nedeniyle sağlık ekipleri, sivil savunma, yardım ve acil durum ekiplerinin şehitlerin cesetlerinin tamamına ulaşamadığını ve gazetecilerin bile katliamı haberleştiremediğini belirtti. Gazze’deki hükümetin Medya Ofisi Genel Müdürü İsmail es-Sevabite, Siyonist işgalcilerin okula her biri 900 kilogramlık 3 bomba attığını söyledi. İşgal ordusunun okuldaki yerinden edilmişlerin varlığından haberdar olduğunu, İsrail ordusunun anlatısının yalan ve yanlış bilgilerle dolu olduğunu ve yalan ifadeleriyle halkımıza karşı işlediği suçları haklı çıkarmaya çalıştığını vurguladı. Saldırıda namaz kılanların yaklaşık yüzde 90’ının öldüğünü ve yaralıların çoğunun durumu çok kritik olduğunu sözlerine ekledi.

Buluntu varlık, acımasız saldırılarını sürdürüyor. Gazze’ye karşı yürüttüğü savaşta hiç kimseyi umursamadan katliam üstüne katliam işliyor, işlediği suçlarla övünüyor ve bunları meşru görüyor. Hastaneleri ve okulları hedef alıyor, dünyanın gözü önünde kadınları ve çocukları öldürüyor. Kukla yöneticilerin politikalarına, kafirlerin çıkarlarını ve güvenliklerini korumak için korudukları sınırlara mahkûm edilen İslam ümmeti ise izliyor. Bir varlık, vücudunun bir kısmını kesmeye çalışıyor, o ise hiçbir şey yapamıyor! En hayırlı ümmet, bu adaletsizliği ve bu aşağılanmayı nasıl kabul edebiliyor?

Ey İslam ümmeti! Bu buluntu varlığın suçlarına daha ne kadar tanıklık edecek ve sessiz kalacaksınız? Çocuklarınızın vahşice öldürülmesini daha ne kadar kabulleneceksiniz ve ayaklanmayacaksınız? Size karşı komplo kuran ve düşmanlarınızı destekleyen kukla yöneticilerin varlıklarını daha ne kadar kabul edeceksiniz?

Ey İslam ümmeti! Bu, suç varlığının iki hafta içinde hedef aldığı beşinci barınak. Kınamalara rağmen geri adım atmadı, aksine gerilimi tırmandırdı, katliam işledi ve suikast düzenledi...

Ey İslam ümmeti! Çocuklarınız Gazze’de acı çekerken siz neredesiniz? Güvenlikten ve yaşamın temel ihtiyaçlarından yoksunlar. Uyurken ya da sabah namazını kılarken hayatlarını, ailelerini ve çocuklarını kaybediyorlar! Kışlalarından çıkmaları için ordularınıza çağrıda bulunmanın zamanı gelmedi mi? Gazze halkına, Filistin’e ve tüm Müslüman ülkelere yapılan zulmü gidermenin zamanı gelmedi mi?

Bu suç varlığının daha fazlasını yapması için neyi bekliyorsunuz? Geçtiğimiz on gün içinde Yahudi ordusu, 7 Ekim 2023’ten bu yana devam eden savaş nedeniyle evleri yıkılan ve zorla yerlerinden edilen Filistinlilerin barınak olarak kullandığı yedi okulu bombaladı. Anadolu Ajansı Muhabirinin istatistiklerine göre Yahudi varlığının bu okullara düzenlediği saldırılarda aralarında çocuk, kadın ve yaşlıların da bulunduğu 179’dan fazla kişi hayatını kaybetti, yüzlerce kişi de yaralandı.

Ey İslam ümmetinin orduları! “Şafak katliamı” samimi subay ve askerlerinizde, yiğitliklerini, dinlerine düşkünlüklerini ve sabah namazı kılarken Allah’ın zimmetinde olan şehitlerin kanının intikamını alma duygusunu körüklemedi mi? Tahtları sarsmak, kefen ve tabut bekleyen ölüleri mutlu etmek için damarlarınızdaki kan kaynamadı mı? Rabbinizin huzuruna çıktığınızda ve size şafak şehitlerini desteklemekten sizi neyin alıkoyduğu ve neden adaletsizliğe, bozgunculuğa ve zulme karşı bayrak açmadığınız sorulduğunda ne cevap vereceksiniz?

Ey İslam ümmetinin orduları! Onları yüzüstü bırakan subaylarınız ve askerleriniz utansın, kardeşlerini ve ümmetlerinin çocuklarını yüz üstü bırakanlar utansın. Şafak şehitlerinden ders alsınlar, onların şehitliği ne güzel şehitliktir. Sabah namazı kılarken Allah’la buluştular. O’nun sancağını dalgalandırırken ve sancağını yüceltmek için cihat ederken Allah ile karşılaşanların durumu nasıl olur? İslam’ın şanını iade eden ve ümmetin statüsünü yükselten birinin durumu nasıl olur? Bu, sizi cihadı sevmeye ve şehitlik özlemi duymaya itmiyor mu?

Ey İslam ümmetinin orduları! Samimi çocuklarınızın Alemlerin Rabbinden gelen bu hediyeyi kaçırmasına izin vermeyin. O hediyeyi nimet bilip dinlerine yardım etmek ve kâfir düşmanın eziyetine ve saldırganlığına yanıt vermek için yarışsınlar. Tiranlara ve zalimlere karşı dursunlar, tahtlarını devirsinler, bu varlığa ve onu dost edinen suçlulara darbe vurmak için acele etsinler. Alemlerin Rabbi’nin rızasına erişmek için aziz şehitlerinin intikamını alsınlar.

Ey İslam ümmetinin orduları! Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:

لاَّ يَتَّخِذِ الْمُؤْمِنُونَ الْكَافِرِينَ أَوْلِيَاء مِن دُوْنِ الْمُؤْمِنِينَ وَمَن يَفْعَلْ ذَلِكَ فَلَيْسَ مِنَ اللهِ فِي شَيْءٍ“Müminler, müminleri bırakıp inkârcıları dost edinmesin. Kim böyle yaparsa Allah ile bir ilişiği kalmaz.” [Ali İmran 28]

Dürüst ve dinine düşkün her samimi subay ve asker, gerçek tutum takınsın ve ümmetinin yanında yer alsın ki dünya ve ahiret iyiliğine nail olsun.

Devamını oku...

John Kirby, Müslümanların Kanını Akıtan Sizlersiniz!

John Kirby, Müslümanların Kanını Akıtan Sizlersiniz!

“Başkasının Gözündeki Çöpü Görür de Kendi Gözündeki Merteği Unutur”

Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Stratejik İletişim Koordinatörü John Kirby, Sinvar’ın Hamas’ın Siyasi Büro Başkanlığına seçilmesiyle ilgili bir soruya, Yahya Sinvar, Amerikalılar da dahil olmak üzere elinde “çok sayıda masumun kanı bulunan bir teröristtir” yanıtını verdi.

Bu bağlamda soruyoruz: Dünyanın en büyük teröristi kim? Dünyada eli masum insanların kanına bulanan en büyük varlık kim? Dünyada masum Müslümanların ve diğerlerinin kanını akıtan kim?

Masum insanların kanını akıtmak söz konusu olunca, Kirby ve Amerikalı tüm liderler ve politikacılar çenelerini tutmalı ve utanmalıdırlar. Çünkü tüm dünya iki buçuk asırdır Amerikalıların kötülüğüne maruz kalmaktadır. Bu Amerikan varlığı Kızılderililerin kafatasları üzerine kuruldu. Orta ve Güney Amerika, buralarda yaşanan savaşlar, Afrika, Doğu Avrupa, Doğu ve Orta Asya, iki dünya savaşı, Hiroşima ve Nagazaki’ye atılan nükleer bomba, Somali, Irak ve Afganistan işgali, Yemen ve Libya savaşları, Suriye, Sudan ve diğer yerlerde ajanlarının katlettikleri gibi Amerika’nın işlediği kötülükler saymakla bitmez...

Kirby, masum Amerikalıların öldürüldüğünü iddia ediyor. Bu (masum) insanlar nerede öldürüldü? Amerikan topraklarında mı? Peki saldırganlar ve katiller kim? Amerikalılar değil mi? Yoksa bu insanlar, Amerika’nın savaş makinesi ve yıkım araçları sağladığı Amerika’nın şımarık çocuğu Yahudi varlığının işgal ettiği Filistin topraklarında mı?

Amerika, karanlık tarihi boyunca kaç Müslüman ve insan öldürdü? ABD’nin silah ve mühimmatıyla Mübarek Toprak Filistin’de kaç Müslüman öldürüldü? Amerika’nın, karanlık ve kanlı tarihi boyunca dünyanın her yerinde milyonlarca insanı öldürdüğünü söylersek inanın abartmış olmayız.

Amerika, İslam ümmeti gaflet içinde olduğu bir dönemde dünyada azgınlaşıp nobranlaştı, insan kanı akıttı, dahası ağaçları ve taşları yok etti. Kimseden korkmadan istediğini yaptı. Fakat Müslümanların gaflet döneminin sona ermekte olduğu müjdeliyoruz. İslam ümmeti gafletten uyanıp davasının bilincine vardığında, Hilafeti kurmak için tek vücut olarak ayağa kalktığında, orduları Filistin’i ve işgal altındaki diğer Müslüman topraklarını özgürleştirmek, hidayet, adalet ve hak mesajını tüm insanlara taşımak, Amerika’nın kibir ve küstahlığına son vermek için harekete geçtiğinde, yakında uyardığı ve korktuğu şeyleri Müslümanlardan görecektir. Allah’ın izniyle bu yakındır.

Devamını oku...
Bu RSS beslemesine abone ol

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER