- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Hilafet İle İslam Hadaratı Egemen Olacak ve Bunun Dışındaki Her Şey Yok Olacaktır!
Fransa Kültür Bakanı Rima Abdul Malak, ülkelerinde ifade özgürlüğünden yoksun bırakılan film yönetmenlerini desteklemek için bir programın başlatıldığını duyurdu ve şunları söyledi: “Özgür Kameralar adlı program, bu yönetmenlerin en az altı ay boyunca Fransa’da ağırlanmasına izin verecek.” “Bu projenin başlatılması ve Fransa’nın özgürce ifade ve yaratıcılığa ihtiyaç duyan sanatçılar için ev sahibi ülke olarak kalması için bu ayın sonunda Uluslararası Sanat Şehri ile Ulusal Sinema Merkezi arasında imzalanacak bir anlaşmaya” da dikkat çekti.
Program, Fransa’daki özel bir merkezde altı ay boyunca, ikamet süresince onların ulaşım, konaklama ve eğitim masraflarının tamamını kapsayacak bir şekilde ağırlanmalarına izin veriyor. Ayrıca ilk yılında iki yüz bin Avroluk bir bütçe ayıracak ve bu da yaklaşık on sinemacıya ev sahipliği yapacağı anlamına geliyor. Ayrıca Bakan, “Fransız sinemasının dünyaya en açık sinema olduğunu” da vurguladı.”
Peki ifadeden mahrum bırakıldıklarını iddia ettiğiniz kişilerin zihinlerini ne ile beslemeyi düşünüyorsunuz acaba? Dünyayı istila ettiğiniz, zina kültürü olan sığ ve pis kültürünüzle mi; oysa zina kültürüyle cinsel hastalıkları yaydınız ve insanları ifsat ettiniz. Ya da cebinizde, gençlerin zihinlerini harap etmekten ve yıkmaktan başka ne var ki?!
Kapitalist sistemin sahipleri, Müslümanların Hilafet Devleti yıkıldığından beri, Müslümanların evlatlarından onu benimseyen herkesi saptıran ve bu fikirler yüzünden onları çarpık bir ucubeye dönüştüren o pis iğrenç medeniyetlerini bize taşımaya başladılar. Ümmetin bu mücrimleri, kendi medeniyetleriyle ümmetin evlatlarının akıllarını kirletinceye ve onları sırtlanlaştırıncaya kadar tetikte beklediler ki böylece ondan kurtulmaları zor olsun. Maalesef özellikle özgürlükler de dahil olmak üzere Müslümanların başındaki yöneticilerin kapitalist sistemi benimsemelerinin gölgesinde Müslümanların bazı evlatlarını ayartmalarının ardından onlardan kolay bir av bulabildiler.
Onlara diyoruz ki; Müslümanların evlatlarını yoldan saptırmak için harcadığınız o devasa paralar sizin için bir yürek acısı ve pişmanlık olacaktır. إِنَّ الَّذِينَ كَفَرُوا يُنفِقُونَ أَمْوَالَهُمْ لِيَصُدُّوا عَن سَبِيلِ اللَّهِ فَسَيُنفِقُونَهَا ثُمَّ تَكُونُ عَلَيْهِمْ حَسْرَةً ثُمَّ يُغْلَبُونَ وَالَّذِينَ كَفَرُوا إِلَى جَهَنَّمَ يُحْشَرُونَ “Şüphesiz ki inkâr edenler mallarını, (insanları) Allah yolundan alıkoymak için harcıyorlar. Daha da harcayacaklar. Ama sonunda bu, onlara yürek acısı olacak ve en sonunda mağlûp olacaklardır. Kâfirlikte ısrar edenler ise cehenneme toplanacaklardır.” [Enfal 36] Zina, fuhuş ve eşcinsellik, Fransa gibi bir ülkenin, ibadethanelerini bile işgal eden medeniyetinin taşıdığı şeylerdir. Zira 03 Ekim 2021’de Fransız Basın Ajansı (AFP), bağımsız bir komisyon tarafından yürütülen ve son yetmiş yıl içinde Fransa'daki Katolik Kilisesi'nde 2900 ila 3200 arasında kişinin çocuklara yönelik cinsel suçlara karıştığına ilişkin bir soruşturmanın ön sonuçlarını açıkladı. Dolayısıyla benzeri görülmemiş bir raporda belirtildiği gibi Kiliselerde Cinsel İstismar Bağımsız Komisyonu (CIASE) Başkanı Jean-Marc Sauve’nın dediğine göre, yaklaşık 2,5 yıl boyunca yaptıkları çalışmanın ardından araştırmanın sonuçları, ilgili ekleri de dahil olmak üzere 2.500 sayfalık bir raporda yayınlandı.
Adının açıklanmasını istemeyen bağımsız komisyonun bir üyesi AFP’ye, raporun bir “patlama oluşturacağını” söyledi. Diğer taraftan Parler et Revivre grubundan Olivier Savignac, bunun “bomba bir etkisinin olacağını” söyledi. Yine komisyonun bir başka üyesi olan sosyolog Philippe Portier, "taraflı olunmayacağını" söyledi. Fransız Piskoposlar Konferansı Başkanı Eric de Moulins-Beaufort, cemaat üyeleriyle yaptığı bir toplantıda raporun, “korkutucu ve büyük bir sayı" içermesinden korktuğunu söyledi.
Komisyon başkanı Jean-Marc Sauve Pazar günü AFP’ye verdiği bir demeçte, 1950’den bu yana Fransa Katolik Kilisesi’nde rahipler ve diğer din adamlarından “2.900 ila 3.200 arasında kişinin çocuklara karşı cinsel suçlar işlediğini” söyledi. Ve şöyle ekledi: Bu, kilise, yargı, adli polis, basın ve bu komisyonun aldığı tanıklıkların istatistiğine ve belgelerinin incelenmesine dayalı olan “minimum tahminlerdir.”
Bize bu kadar sıkıntı ve kötülüğü taşıyan bu tür kişilerden başka ne bekleyebiliriz ki? Bu rezil medeniyetin yerine, insanları kapitalizmin zulmünden kendi nuruna kavuşturmak için her nerede olurlarsa olsunlar onlara hayrı taşıyacak olan başka bir hadarat gelmedikçe bu rezil medeniyet asla yok olmayacaktır. Bu hadarat ise, insanların gölgesinde istikrar ve sükuneti yaşayacakları İslam hadaratıdır. O zaman en büyük gayeleri bize bu zehirleri taşımak olan kimseler, ün salmış ilim ve kültürümüzden faydalanacaklar ve bu saf kaynaktan faydalandıklarından dolayı da dünyaları bir gülücüğe dönüşecektir; İşte II. George, Müslümanların Halifesine şu içerikli bir mesaj göndermiştir: “İngiltere Kralı II. George’dan Endülüs’teki Müslümanların Halife’si, azamet sahibi, makamı yüce III. Hişam’a; Tazim ve tebcilden sonra, mamur beldenizdeki ilim ve sanat enstitülerinizin feyziyle meydana gelen büyük bir ilerleme işittik. Dört cihetten cehaletin hüküm sürdüğü memleketimizde, ilim nurlarının yayılması, eserinize tâbi olmakta iyi bir başlangıç olması için, şu fazilet örneklerinden bir parça çocuklarımızın da faydalanmasını istedik… Kardeşimizin kızı Prenses Duban’ı, İngiliz eşrafının kızlarından teşekkül eden bir heyetin başına koyduk. Kendilerine ihtimam gösterilmesini, arkadaşlarıyla birlikte büyük yardımlarınızla himayenizde (öğrenimlerinde) ilerlemeleri hususundaki lütuflarınızı bekleriz… Küçük prensesle birlikte, yüce makamınıza mütevazı bir hediye de sunuyorum. Samimi sevgi ve tazimlerimle bu ikram edilen hediyeyi kabul buyurmanızı rica ederim. İtaatkâr hizmetkarınız İngiltere Kralı II. George.”
Hadaratımızı tatbik edecek ve dünyaya taşıyacak bir devlet olan, Allahu Teala’nın izniyle çok yakında kurulacak Nübüvvet Minhacı üzere Raşidi Hilafet Devleti var olmadıkça, kendisinden kapitalist nizamın çıktığı böyle bir iğrenç medeniyet yok olmayacağı gibi bizim kültürümüz ve hadaratımız da egemen olamayacaktır.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Abdulhâlik Abdûn Ali - Sudan