- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Cömertliğin En Yüksek Derecesi, Kendi Nefsine Olan Cömertliktir!
Bir nefsin yüceliklerinden biri ve bir insanın ulaşabileceği en yüksek derece, kendi nefsini Allah yolunda kurban etmesi, canını dini ve akidesi yolunda feda edip kurban etmesidir ki bu, şu söze uygun düşer: “Cömertliğin en yüksek derecesi, kendi nefsine olan cömertliktir.”
İnsanın dünya sevgisine ve can güvenliğini korumaya hırslı olduğu bilinmektedir; bu ise nefsin dizginlemesi zor olan içgüdülerden biridir. Dolayısıyla bu eğilimleri kontrol eden bir kişi, bunun ardından zaferin meyvelerini toplasın diye başkalarının yaşaması için kendi nefsini yok oluşa maruz bırakır. Kayda değerdir ki bu nefisler, en yüksek imana ve en mükemmel dine sahip olan nefislerdir. Dolayısıyla Allah ile olan ticaret, en değerli olan ticarettir: أَلَا إِنَّ سِلْعَةَ اللهِ غَالِيَةٌ، أَلَا إِنَّ سِلْعَةَ اللهِ الْجَنَّةُ “İyi biliniz ki Allah'ın metaı, (cennet nimetleri) çok pahalıdır (değeri çok yüksektir). İyi biliniz ki Allah’ın metaı, cennettir (onun mükâfatı da, kalıcı olan amellerdir.)” Allahu Teala şöyle buyurmuştur: إِنَّ اللهَ اشْتَرَى مِنَ الْمُؤْمِنِينَ أَنفُسَهُمْ وَأَمْوَالَهُم بِأَنَّ لَهُمُ الْجَنَّةَ يُقَاتِلُونَ فِي سَبِيلِ اللهِ فَيَقْتُلُونَ وَيُقْتَلُونَ وَعْداً عَلَيْهِ حَقّاً فِي التَّوْرَاةِ وَالْإِنجِيلِ وَالْقُرْآنِ وَمَنْ أَوْفَى بِعَهْدِهِ مِنَ اللهِ فَاسْتَبْشِرُوا بِبَيْعِكُمُ الَّذِي بَايَعْتُم بِهِ وَذَلِكَ هُوَ الْفَوْزُ الْعَظِيمُ “Allah müminlerden, mallarını ve canlarını, kendilerine (verilecek) cennet karşılığında satın almıştır. Çünkü onlar Allah yolunda savaşırlar, öldürürler, ölürler. (Bu), Tevrat'ta, İncil'de ve Kur'an'da Allah üzerine hak bir vaattir. Allah'tan daha çok sözünü yerine getiren kim vardır! O halde O'nunla yapmış olduğunuz bu alışverişinizden dolayı sevinin. İşte bu, (gerçekten) büyük bir kazançtır.” [Tevbe 111] Dolayısıyla cihat ve onun sonunda gerçekleşen şehitlik, Allah’ın kelimesini yüceltmek ve İslam’ın kutsallarını korumak uğrunda yeryüzünü kanlarıyla sulayan bu tertemiz nefisleri seçmek için Allah’ın bir hediyesidir. Vallahi bu, şehadetin en yüksek derecesidir.
Yahudi varlığıyla yaşanan çatışma ve Gazze’deki kardeşlerimizin maruz kaldıkları şeyler, bu kutsal toprakları savunmak, iki kıblenin ilki ve üçüncü Haremeyn olan Beytu’l Makdis’i ve Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in İsra’sını yeniden Yahudilerin pisliklerinden kurtarmak için canlarını ortaya koyanlar için Allah’ın bahşetmiş olduğu büyük bir şereftir. İşte bugün televizyon ekranlarından gördüklerimiz Batı dünyasını hayrete düşürmüştür; zira ömrünün baharında olan delikanlılarıyla, yaşlısıyla ve genciyle bu Müslüman, mücahit ve sabırlı olan halk, genişliği yer ve gök kadar olan cennete koştuklarını göstermişlerdir. Zira onlar, kendilerini bekleyen göz aydınlıkları ve sonsuz nimetleri elde etmek umuduyla bu dünyadan vazgeçmişlerdir.
Gençlerini Allah yolunda ölmeyi ve kurban olmayı sevdirecek şekilde yetiştiren bu din ne harika bir dindir! Dahası bizlere akidenin anlamını öğreten bu tertemiz nefisler, bizlere kıymetli ve değerli olan şeylerin Allah yolunda nasıl feda edildiğini de öğrettiler!
Bizim için, çoğu bizden kaybolup giden en muhteşem canlı örnekler yazan Gazze’li kadınlardan Allah razı olsun; zira o anneler, Allah’ın kendilerinden istediği izzet ve onur yolunda evlatlarını feda etmişlerdir. Nasıl olmasın ki; zira onlar, şan, şeref ve onur sahibi olan nesillerdir. Nasıl olmasın ki; zira onlar bizim için, Sahabe Ebu Bekir’in kızı Celile Sahabinin (Allah her ikisinden de razı olsun) izzetlerini hazırlamışlardır; zira Ebu Bekir’in kızı, oğlu Mekke’de Haccac ile savaşırken bu dişi aslan ona şöyle der: (Evladım) hak üzere olduğun sürece yoluna devam et ve Allah aşkına korkma; (evladım) kesilen koyun asılmakla ve soyulmakla ızdırap duymaz! Ne kadar yüce bir din; nasıl da kendi yolunda her şeyi kolaylaştırıyor!!
Tertemiz canlar, şehitlikle rızıklandı; zira bu tertemiz canlarıyla kâfir Batı’nın desteklediği en güçlü terör gücünü sarsıntıya uğrattılar; peki bu kahramanlar, hangi duyguları taşıyorlar acaba?! Allah’ın vaat ettiği şeyi tasdik ederek feda etme sahnesinde ilerlemek için savaş meydanlarında bu kahramanca tutumları sergilemelerine neden olan şey nedir?!
Evet, Gazze topraklarında akan kan şelalesi, giderek daha da ağırlaşıyor; ama acıların şiddetine ve trajedilerin büyüklüğüne rağmen Gazze’de yaşananlar bizim içimizdeki cihat ruhunu yeniden canlandırdı ve uzun zamandır kaybetmiş olduğumuz yolu gösterdi; sanki bize ve bizden sonraki nesillere şunu söylüyordu: Her kim özgür bir hayat ve onurlu bir yaşam istiyorsa, onun için en değerli ve kıymetli şeylerini vermelidir.
Allah yolunda canını feda edenlere selam olsun; zira Allah yolunda kanını feda eden herkes için rahmet ve ebedi kalacakları nimetleri bol cennetler vardır.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Munis Hamid – Irak