- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Özbekistan’daki Hizb-ut Tahrir’li Gençler ve İslam Ümmetinin Evlatlarına Hatırlattıkları!
Özbekistan güvenlik güçleri, ölmüş olan kana susamış Kerimov’un baskıcı yaklaşımını sürdürerek 23 Hizb-ut Tahrir üyesini bir kez daha tutukladı. 9 Mayıs'ta, Kerimov döneminde hüküm giyen ve 1999-2000'den bu yana 20 yıl hapis yatan Müslümanların aynı suçlamalarla yargılanmasına başlandı. Yine Taşkent, Andican, Kogon, Karşi ve Semerkant bölgelerinde 16 genç şiddet ve terör suçlamasıyla yeniden tutuklanarak Taşkent'e gönderildiler ve haklarında soruşturma başlatıldı!
Allah Subhanehu ve Teala şöyle buyurmaktadır: أَمْ حَسِبْتُمْ أَن تَدْخُلُوا الْجَنَّةَ وَلَمَّا يَأْتِكُم مَّثَلُ الَّذِينَ خَلَوْا مِن قَبْلِكُم مَّسَّتْهُمُ الْبَأْسَاءُ وَالضَّرَّاءُ وَزُلْزِلُوا حَتَّى يَقُولَ الرَّسُولُ وَالَّذِينَ آمَنُوا مَعَهُ مَتَى نَصْرُ اللهِ أَلَا إِنَّ نَصْرَ اللهِ قَرِيبٌ “(Ey müminler!) Yoksa siz, sizden önce gelip geçenlerin başına gelenler size de gelmeden cennete gireceğinizi mi sandınız? Yoksulluk ve sıkıntı onlara öylesine dokunmuş ve öyle sarsılmışlardı ki, nihayet Peygamber ve beraberindeki müminler: Allah'ın yardımı ne zaman! dediler. Bilesiniz ki Allah'ın yardımı yakındır.” [Bakara 214]
Adem Aleyhisselam’dan Nebi Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem’e, O’ndan sonraki Raşid Halifelere ve İslam tarihinin tüm dönemlerine kadar ki sürece baktığımızda, Allahu Teala’nın yardımının zulmün ve şiddetin en yoğun olduğu zamanlarda geldiğini görmekteyiz. Nitekim Musa Aleyhisselam’ın taraftarlarıyla birlikte Firavun’un ordusundan kaçarken Kızıldeniz’in kıyısına geldikleri ve Firavun’un askerleriyle Kızıldeniz arasında çaresiz ve sıkışıp kaldıkları anda Allahu Teala’nın yardımının gelmesi, buna dair en çarpıcı örneklerden biri olsa de daha birçok örnekler mevcuttur.
Ancak özellikle peygamberler olmak üzere İslam risaletini taşıyan tüm davet taşıyıcıları başlarına gelen bu musibetlerden dolayı asla davetlerinden vazgeçmemişler; aksine davetlerine daha da sıkı bir şekilde sarılmışlardır. Zira onlar, bu dünyanın, kimin daha iyi salih amel işleyeceğinin denenmesi için bir imtihan sahası olduğunun bilincindeydiler. Zira Allahu Teala şöyle buyurmuştur: اَلَّذ۪ي خَلَقَ الْمَوْتَ وَالْحَيٰوةَ لِيَبْلُوَكُمْ اَيُّكُمْ اَحْسَنُ عَمَلًا وَهُوَ الْعَز۪يزُ الْغَفُورُ “Hanginizin daha güzel davranacağınızı denemesi için ölümü ve hayatı yaratan O'dur. O, Aziz’dir (mutlak üstündür); Ğafûr'dur (çok bağışlayandır).” [Mülk 2]
İşte tiran Kerimov döneminde, sırf Rabbimiz Allah’tır dedikleri için yirmi yıl cezaevinde yatan 23 Hizb-ut Tahrir’li genç de, peygamberlerin ve sahabelerinin göstermiş oldukları tavrı göstermişler, en iğrenç zulüm ve baskı çeşitlerine maruz kalmalarına rağmen davetlerinden vazgeçmemişler, aksine davetlerine sımsıkı sarılmışlardır. Bu da ölmüş Kerimov’un has adamı tiran Mirziyoyev’i ve onun efendilerini çılgına döndürmüş ve bu yüzden tiran Mirziyoyev, partinin 23 gencini, Kerimov dönemindeki aynı uydurma ve asılsız suçlamalarla tekrar cezaevine göndermiştir.
Ben bu makalede Özbekistan’daki kahraman Hizb-ut Tahrir’li gençlerin, biz İslam ümmetine, Kur’an ve İmam Şafii’nin diliyle hatırlattıkları bazı gerçekleri dile getireceğim ki onlar şunlardır:
1- Ey Özbekistan’ın kahraman yiğitleri! Sizler İslam ümmetine, dünya hayatının ne kadar ucuz ve değersiz olduğunu hatırlattınız. Zira Allahu Teala şöyle buyurmuştur: وَمَا هٰذِهِ الْحَيٰوةُ الدُّنْيَٓا اِلَّا لَهْوٌ وَلَعِبٌؕ وَاِنَّ الدَّارَ الْاٰخِرَةَ لَهِيَ الْحَيَوَانُۘ لَوْ كَانُوا يَعْلَمُونَ “(Oysa onların tek gerçek kabul ettikleri) bu dünya hayatı hakikatte sadece bir oyun ve eğlenceden ibarettir; ahiret yurduna gelince işte asıl hayat odur; keşke bunu bilselerdi!” [Ankebut 64] Ayrıca dinde fakih olan İmam Şafii şöyle demiştir:
Ey baki olmayan dünyayı kucaklayan kişi, dünyada yolcu olarak geceler ve sabahlarsın *** Dünyayı kucaklamayı ehline terk et ki, sen de Firdevs cennetinde bakirelerle kucaklaşasın.
2- Ey Özbekistan’ın cesur davet taşıyıcıları! Sizler İslam ümmetine, düşmanın o kadar zulmüne rağmen ona boyun eğmeyerek düşmanın yanında yer almanın zillet ve Allah’ın davetinin yanında yer almanın izzet, İslam daveti uğruna cömertlik göstererek de, İslam davetine karşı cimri olanların ne kadar hoşgörüsüz olduğunu hatırlattınız. Zira Allahu Teala şöyle buyurmuştur: اَلَّذٖينَ يَتَّخِذُونَ الْكَافِرٖينَ اَوْلِيَٓاءَ مِنْ دُونِ الْمُؤْمِنٖينَؕ اَيَبْتَغُونَ عِنْدَهُمُ الْعِزَّةَ فَاِنَّ الْعِزَّةَ لِلّٰهِ جَمٖيعاًؕ “Müminleri bırakıp kâfirleri dost edinenler, onların yanında izzet mi arıyorlar? Bilsinler ki bütün izzet yalnızca Allah’a aittir.” [Nisa 139] İmam Şafii ise şöyle demiştir:
Düşmanlardan yana asla zillet içine girme, çünkü düşmanların düşmanlığı bela ve musibettir *** Cimri kimseden asla hoşgörü bekleme, zira susamış kişi için ateş susuzluğu gidermez.
3- Ey Özbekistan’ın muhlis gençleri! Sizler İslam ümmetine, Allah’ın salih kulları için bu dünyanın yurt olmadığını, esas kalıcı yurdun ahiret olduğunu, bu nedenle tüm zeki ve akıllı kulların salih amel işlemek için çaba sarfetmeleri gerektiğini hatırlattınız. Zira Allahu Teala şöyle buyurmuştur: وَمَا الْحَيٰوةُ الدُّنْيَٓا اِلَّا لَعِبٌ وَلَهْوٌؕ وَلَلدَّارُ الْاٰخِرَةُ خَيْرٌ لِلَّذٖينَ يَتَّقُونَؕ اَفَلَا تَعْقِلُونَ “Dünya hayatı bir oyun ve eğlenceden başka bir şey değildir. Muttaki olanlar için şüphesiz ki ahiret yurdu daha hayırlıdır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız?” [En’am 32] İmam Şafii ise şöyle demiştir:
Allah’ın öyle zeki kulları vardır ki *** onlar fitnelerden korkup dünyayı terk ettiler
Onlar dünyanın yaşayan (Salih kullar) için yurt olmadığını anlayınca;
Onu bir dalga kabul edip salih amelleri orada kendileri için gemi yaptılar
4- Ey Özbekistan’ın cesur adamları! Sizler İslam ümmetine, yarım gün çalışıp günün geri kalanını Allah’ın davetinin peşinde koşarak rızkın sadece Allah’ın elinde olduğunu hatırlattınız. Zira Allahu Teala şöyle buyurmuştur: اَللّٰهُ يَبْسُطُ الرِّزْقَ لِمَنْ يَشَٓاءُ وَيَقْدِرُۜ وَفَرِحُوا بِالْحَيٰوةِ الدُّنْيَاۜ وَمَا الْحَيٰوةُ الدُّنْيَا فِي الْاٰخِرَةِ اِلَّا مَتَاعٌ۟ “Allah dilediğine rızkı bolca bahşeder, dilediğine de sınırlı ölçüde verir. Fakat inkârcılar, bu gerçeğin farkında olmadıkları için dünya hayatı ile sevinip şımarırlar. Oysa ahiretin sonsuz nimetleri yanında dünya hayatı azıcık, değersiz ve geçici bir geçimlikten ibarettir.” [Ra’d 26] İmam Şafii ise şöyle demiştir:
Yanımda günlük azığım olduğunda gam benden uzak olur Ey Sait!
Yarınki endişeler aklıma gelmez, zira yarın için ayrı bir rızık vardır
Allah emredici olarak bir şey dilediyse ona teslim ol, istenen şeyi de onun iradesine bırak.
5- Ey Özbekistan’daki Allah’ın muttaki kulları! Sizler İslam ümmetine, daveti sadece sözle değil, amel ederek de taşıyarak, zamanımızın alimlerine, esas fakihin söz ve konuşmayla değil, ameliyle fakih olacağını, liderin de İslam ahlakıyla lider olacağını hatırlattınız. Zira Allahu Teala şöyle buyurmuştur: يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لِمَ تَقُولُونَ مَا لَا تَفْعَلُونَ * كَبُرَ مَقْتاً عِنْدَ اللَّهِ أَنْ تَقُولُوا مَا لَا تَفْعَلُونَ “Ey iman edenler! Yapmayacağınız şeyleri niçin söylüyorsunuz? Yapmayacağınız şeyleri söylemeniz, Allah katında büyük bir nefretle karşılanır.” [Saff 2-3] İmam Şafii ise şöyle demiştir:
Fakih; söz ve konuşması ile değil, ameliyle fakih olan kimsedir
Lider de; kavmiyle ve adamlarıyla değil, ahlakıyla lider olandır
Son olarak diyorum ki; ey Hizb-ut Tahrir’in asil gençleri! Rabbim sizlere merhamet etsin, size bir an önce bir çıkış yolu versin ve sizlere ve tüm Müslümanlara, sizin ve tüm çaresiz Müslümanların sıkıntılarını giderecek olan Nübüvvet Minhacı üzere Raşidi Hilafet Devleti’ni nasip etsin.
#صرخة_من_أوزبيكستان
#PleaFromUzbekistan
#ЎЗБЕКИСТОНДАН_ФАРЁД
#ÖzbekistandanÇağrı
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Ramazan Ebu Furkan